4 Mart 2016 Cuma

Dava

Hizmet dava eder Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yolunu gösterir cennet ümit edilir Allah rızası gözetilir insanlar cennete girecektir diye kesin hüküm demez bu her asırda gelen insanlık Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. başlayan hükümlerin tebliğlerin kıyamete kadar sürdürür işte hizmet bu asrın kıyamete kadar gidecek Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hükümlerini sonuncu sürdürendir.

Dava vardır yolum der dava vardır son noktadır herkes vazifesine bakar sorumluluğu nispetinde haraket eder eğer tek sorumlulukla açıklanması gerekenler bildirilseydi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kıyamete kadar yaşayıp her asra bizzat müdahale eder şerli hayat dünyada barınamazdı zerresi yaşanmazdı o zaman kıyametle dünya sonda bulmazdı ve her asırda gelen mühim büyük evliyalar asfiyalar tebliğ vazifesinden hariç vakti gelmemiş gerçeklerin açıklanması bildirilseydi bu asırda olanlar çoktan yaşanır kıyamet çoktan kopardı herkes vazifesinde haraket eder her vazifeden sorumlu tutulmaz buhari hadis nakleder müslim hadis nakleder şöyle böyle demesi için zamanı gelmemiş manalardan neden sorumlu tutulsun yada ne mecburiyeti var herşeyi anlatan buhari olsa müslim,e ne gerek var yada Said Nursi Hz. olsa başkasına ne gerek olurdu herkes vazifesinde haraket eder.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve Allahın anlatılmasını hadislerinde asrı saadetde söylenip olması gereken sadece ulaşılabildiği kadar Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. insanların bilmesini sağlamak duyurmak değildir başka manevi açıklayıcı olarak Allah bir şahsa verilmesiyle yani tecellisiyle son bulmasıdır yani bu şahıstan sonra Allah hükümlerini bildirecek yoktur işte bu hükümlerin en önemliside hıristiyan ve yahudilerin iman ehli olmasının ispatıyla bildirdiği hükümlerin kıyamete kadar son hüküm demek değildir buradaki Said Nursi Hz. Risale-i nurlar ve Hizmet yolunda hüküm süreceğine ispatla sonnurun tecellisi ayrıdır yani sonnur tecellisiyle hüküm sürüp Risale-i Nur ve Hizmetten hükmü kalkacak manası yoktur aksine cemaati hizmete destek veren onaylayan tasdikleyendir onun vefatından sonra kıyamete kadar hüküm gelmeyecek demektir yani Allah tecellisi son noktadır ondan sonrası kıyamete kadar belirlenmiş zaman vardır.

Şunu da belirtmek yerinde olur desteklemek onaylamak tasdiklemek demek Allahın bildirdiği hükümlerdir kendi şahsi görüşlerine hüküm denmez yani büyük zatlar olarak nitelendirme büyük zatlara iman ediyorum manası vermez iman esasları altıdır ahmet bin hanbel gibiler iman esaslarında yoktur iman esasları peygamberlere has özeldir kısaca ahmet bin hanbel ve bu gibilerini kabul etmeyen sevmeyen istemeyen imandan çıkmaz ve görüşümde budur sevmiyorum ve kanaatimde şudurki hadisde gümbür gümbür 70 sene sürecek cehennemin dibine giden meşhur münafıklardan bahsedilmiş ve buyruğu ahir zamanda vicdansız insanlar yok etmeye çalışmışlar demekki hadisi yok etmeye çalışanlar münafıklardır.

Ebedi ölümsüz hayatı veren dünyada ölümlü hayatı dünyanın ilk yaratılışından kıyamete kadar veremez yaşatamaz denebilirmi mesela şeytan yaşıyor ilk inkarından kıyamete kadar olan inkar değişmez ebedi cehenneme başta giden kıyamete kadar yaşasada mühürlenen kalpdir cennete giremez.
Ebedi hayatı ihsan eden kendini alim sandırmaya göstermeye çalışanlar ebedi cehennemin dibiyle meşhur münafıklığa gider.

Mesela ahmed bin hanbel dünyaya kendini mezhep imamı tanıtmasıyla yaşamıyor denilebilirmi yada ölümü meçhul Hz. Adem as oğlu kabil yaşıyor dense ihtimalle belki denilebilir.
Muta nikahına fetva verip yalan hadisi şerifler çıkaranlar münafıklardır ahmed bin hanbel hakkında sözde zindanda Kur'an mahluk demediği için işkenceyle öldüğünü bildirmiş kendisinin öldüğü yalan olmadığına bildirilen delil gösterilen hakkında anlatılan yazılardır, yazıların yalan olmadığı biliniyormu, gerçekler ahiretde çıkacaktır.

Bir seyahat edelim, Hz.Adem as ilk yaratılışından başlayan iblis düşmanlığıyla sürdürülen dünya hayatında bir habil, bir kabil iki oğlan çocuk doğdu habil ölümüyle ilk şehit olmuştur insanlara vesevese veren şeytanda yaptırım gücü olmadığından iblisin vesveseyle kabil cinayeti işlemiştir.

Kader denilen hassas meselede insan iradeside kaderdir cüzi iradeye verilen iyilik kötülük yapıp yapmamak arasında insan iradesiyle kötülükleri yapar. İlk hilkatten başlayan yaratılışla Allah c.c. iradeside irade vermesidir insan iradesiyle seçilen cinayeti inkar veya imanı hakikat yolunda hayat vardır. İlk yaratılıştan sonra nesillerin çoğalmasıyla kötülükler inkarlara kadar girilmiş halbuki Hz. Adem,e as öğretilen doğruluk itaati cennet yoludur çoğalan nesillerinde itaati doğruluk cennet eğitimiyle bilginin hayatıyla yaşanmasıdır. İlkden gelen hayatda iyilik cennet yolu yaygınlaşır insan çoğunluğunda aklıyla dünya ahiret saadetinin Allah,a c.c. itaat cennet yolu yaşanması gerekip kötüler az olsa şerrin yok edilmesi mümkünken asırlardır gelen kavimlerde helaklar olmuş o zaman ilkden gelen kötülükleri yaygınlaştıran var denilebilir. Her asırda Nuh as kadar gelenler helak olmuş Nuh as sonrasında kavimlerdeki helaklar inkarda inat edecek kalbi sapıtmış kömürleşmiş ve  Hz. Musa as kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması Hz. İsa as kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması ve Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması Allah birdir davasına dünya ahiret saadeti öğretilmesiyle efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. sonrada aynı bozulmalar olması bazı sırlar olabileceği ihtimalini düşündürür.

Peygamberler as öğrettiği hakikati iman yolu sayfalarla emirler bildirilmiş Hz.Musa as ile kitaplaşmalar başlamış putluklar yok edilmiş şerli kavimler helak olmuş ve helak olayları yaşanılanları Allah c.c. kitaplarında anlatmış o zaman putlar ve putperestlikler kitaplardan okunsa neden putperest olunsun okunan kitaplarda Allah c.c. birliği hakikat anlatılır sapıklık anlatılır Allah c.c. kitabında putperestliği okunuyor putperestlik biliniyor ve Allah c.c. Kitaplarda anlattığı okunan iman yolu varken neden puta tapılsın yani Allah c.c. birdir doğru söylediğini biliyor ve putperestlikle sapıtıyor.

Demekki bedeni iradesinde müdahale eden insanları putperestliğe saptıran var bunda kabil yaşıyor dense şerleri iblisin vesvese öğretileriyle çoğunluk kavimleri şerleştirip helaklarına sebeb olması her asırdan son Peygamber Efendimiz s.a.v. kadar gelen kavimleri bedeni müdahale ederek hakikati çarpıttırıp insanları putperestliğe saptırması olabilir ve son gelen efendimiz s.a.v. ve kuran ayetleriyle putperesliği dağıtması yok etmesi ve asrımıza kadar gelmiş geçmiş kavimlerde sapıtmalar meydana çıkması bazı kavimlerin putperest olmasında hadiselerin dağılan yıkılan putperesliğin meslesinin kuran,dan okunması ve Allah c.c. bir peygamberler bir kitaplar bir hakikatiyle putpereslerin cehenneme gideceği inancında Allah,ın c.c. buyruklarınıda doğrulamasıdır. Kuran,dan okunan hakikatlere mbedeni mudahale eden varki insanların kuran,dan okuduğu hakikatleri saptırtıp putperest yaptırıyor.

Demekki iblis yaptırım gücü olmadığından mudahele şerle bir meşhur münafık olmuş şahsı akılla gösterir anlatır bundan bakıldığında kabil yaşıyor denilebilir mesela inkarcılar vardır kafir denir münafık denir fakat ikisininde kalbi kafirdir fasıktır ikisinde cehennemi ebedidir cehennem helakları şerler aynıdır. Mezheplikte bilirsinizki mezheplere iman yoktur ve her insan iman ilmiyle bir cemaati birlikle insanlığa Allah c.c. peygamber efendimiz s.a.v. yolunda hizmet açıp insanlara yol gösteren imam olunabilir yalnız insanlığa sebeb olacağı yolda dikkat etmesi gerekirki her bir insan bir hesap verirken imamlar milyonlar hesabı verir mükellefiyeti ağır olur.

Mezhep imamlığında insan ruhuna kalbine aklına hitap olması lazımdırki insanlar aklıyla hakikate bakar doğru yanlışı ayırır mezhep imamlığında yada normal az insanlara hitap eden imamlıkda yalan söyleyenin veya şer yoluna fetva verenin cennet yolu gibi gösterenin sapıklığı anlaşılır bunların içinde hakikat iman yolunu anlatanları yalanlamak düşman göstermek fitne zehirinin yayılmasına yardım edenlerinde sözleriyle apaçık yalan söylemesidir şer yoluna fetva vermesi, insanlığa doğru yolu gösterenleri düşman tanıtmak insanların sapıklığa kaymasına sebeb olmak demektir. ondan sonra istediğin kadar doğruluktan bahset bir kişinin ebedi cehennemine sebeb oldunmu geri kalan ömrün dindarlık taslamaktan ibarettir.

Demekki tek bir dava vardır peygamberler as davası Allah c.c. birdir davasıdır, Birden olan iman birliği davasıdır, İman esasları hakikati davasıdır, Şefkati affı nimeti, Cennet lutuf, Cehennem adalettir davasıdır.

Benliğin Ayrımı

Benlik insana verilen kişiliktir nefs tüm organların bağlı bulunduğu ana organ türüdür göz kulak dil gibi organlar sayesinde nefs görür duyar tadar kalbde manevi alemlere açılan tek organdır nefs kalble manevi lezzetler alır eğer şeytan kalbe hükmetse cehennemde diğer alemde olduğundan nefs dünyada yaşandığından yalancı manevi lezzet alır gerçeğide cehennemin azabının çok küçük cüzüdür bu sebeble nefs manevi lezzet aldığını sanarken kalb azap içindedir nefs kişilik değildir kişilik kalben olur kalbi iyi olanın benliği cennet tohumu kişilik alır kötü olanın benliğide cehennem tohumu kişiliğini alır nefsin benliğiylede kişilik çıkar yani nefsin benliğinden kişilik ayrılır nefs şerre meyillidir nefsine hakim olan manevi cennet tohumu taşıyan kalb nefsini terbiye eder ruhu kalbi açılır nefsini küçültür cennete götürecek saflığı temizliği verir nefs artık kişiliğine zarar veremez binek olur insan nefsiyle manevi aleme yol alır nefsini şerre harcayanda kalbi ezilir nefs büyür benliği şer içinde olur bulunduğu hayatdan öteye gidemez gidemediği yerde kalır gördüğünü yaşar işte nefsin benlikteki yani kendisinde olan kişilikte şer kişiliğidir manevi cennet tohumu olan kişilikte kalb kişiliğidir bu kişilikte birbirinden ayrılmış olur mesela nefsin iyilik iddiası sahtedir gösteriş için iyilik yapanların kibir nefsini yüceltme şeklidir kalben yapılanda nefse itimat yoktur Allah rızasını gözetir kısaca ben varım diyen nefse itimat eden kişilik benliği bana veren kalbe itimat eden kişilik ayrılmış oluyor cehenneme giden kişilikler cennete giden kişiliklerdir.

Benliği Allahın hayır yolunda kullanırsan benlik tevazu mahviyet kazanır cennet yolunda olan benlik oluşur şer yolunda kullanırsan şeytanın kendini beğenen kibir hased gibi şahsiyete girer bu şahsiyetde kalbe işlenendir kalbden gelende kişiliği oluşturur benlik ortaya çıkar.

Denseki Allah şerleri yaratıyor kişiliğinde şer olmazmı yaratma yoktan var etmedir ? nasılki ilk hilkatle yaratılış şer değildi ve şeytanın lanetli şerre sebeb olmasında hiç denebilirmi şer yaratıldı bunun için şeytan şerdir istediğide şerdir ve şeytanın istediği nazarında gördüğü yaratılışda şerdir mesela insanda şer istiyor yani şeytanın yolu lezzetli gibi geliyor şer işliyor zevk alıyor bu insan için şerdir kötüdür fakat Allah nazarındaki yaratılışda şer değildir çünkü ilk hilkatdir ve ilk hilkatde nimet içindir insanın anlaması kötülüğe şer nazarıyla bakması iyiye de hayır nazarıyla bakmasıyla anlama kavraması açısından kısaca iman esaslarında hayrıda şerride yaratan Allah emredilir detayları açıklamaz detaylarda zamanla anlaşılır.

Allah vacibul vucütdur benliği vardır kendisi bizzat vardır mesela insansız hava uçakları icad edilmiş bu uçakla dünyayı gezdirip havadan aşağa kameradan izleseniz sizi göremeyenleri görürsünüz fakat sizi göremeyenler uçak kendi kendine geziyor deyip sizi inkar etseler hiç akıl kabul edermi hatta ne kadar komik gelir kendi kendine yapılması hiç mümkünmü hiçmi düşünmezlermi denmezmi dünya dönüyor güneş çıkıyor yağmur yağıyor insanın yaratılışından ölüme varıncaya kadar ve bir sürü mevzular Kur`an ispatla anlatıyor uçağı bile yapan kişilik var şahsiyet mevcut olduğu gibi Allah şahsiyetinde kişiliğinde eşi menendi olmayandır yani tek yaratandır.

Münafıklarda İnkar

Allah kullarına iyilik ister nimetler ihsan eder kötülüklerden uzak durmamızı yapmamamızı emreder münafıklarda Allahın mülkünü kendi çıkarlarına kullanıp sözde iyilik yaparlar şerleri işleyerekte kötülüğü yaygınlaştırarak Allahın üstüne atıp Allah yapıyor gösterirler eğer Allah şer isteseydi hem nimet vermez hem bu ve birçok ayetde böyle buyurmazdı ve kendinede azap etmesi gerekirdi ilah olduğundan hemde ne azap münafıklar yalancıdır ve cehennemin dibine gedecek olanların ta kendileridir.

Münafıklar insanların imanlarını bozacak cehenneme gönderecek sinek gibi vızıltı misali yılan gibi sinsice fitne fesad peşindedirler şeytan sen hele şer bulaştır günahlara sevket ben ona musallat olayım der gibi şeytanlarıyla işbirliği içindedirler şeytan bile en başta insandan üstünlük davası yapıp Allahı yalanlamakla ilahlık iddia etti fakat cehennemi kabullendi münafıklarda inkarcı olduklarının üstüne cehennemin dibine gidecek derecede işledikleri suçları bile inkar etmeye kalkarlar buda şeytandan aşağı mahluk olduklarının başka bir ispatıdır herşeyi kendilerine göre mübah görüp dinide kendi istediklerine göre çıkarlarına alet ederler insanları aldatırlar seslerini kesmek için hakları olmayan elde ettikleri dünya maddiyatıyla ya para ya mevki gibi tuzak kurup gerçekleri örtmeye çalışırlar (Münafikun 4) ayetde kereste gibidirlerdir buyrulmuşki Allah melekleri Hz.Adem ,den itibaren kıyamete kadar herşeyi kaydederler münafıklar tüm dünyayı kendilerine inandırsalar asıl meleklere para mevki şan şöhret evlendirelim demeleri lazım çünkü tüm delillere şahit meleklerde vardır hiç mümkünmüki meleklerede para mevki gibi rüşvetler versinler seslerini kesebilsinler işte (Münafikun 4) ayetdeki münafıkların kereste gibi olduklarına meleklerde delildir.

İnsanların başına gelen musibetler ve hastalıklar kendi işledikleri günahların kefareti olarak verilir ve zamanla bedenlerine aldıkları pisliklerin temizlenmesidir şeytan kıyamete kadar mühlet istemesi ve ödül olarak yani şeytanın istediklerininde şeytana göre nimet sayılması mühlet verilmesidir yaptırım gücü olmaması ve insan ve cinlerin musibetidir.

Allah doğal afet dediklerimizle felaketler verir bu şer gibi görülür halbuki şer değildir zalimlikleri zulümleri sebebiyle kendi işlediklerine göre başlarına gelen felakettir ve bunda iyilerdende ölenler olsa onlarında derecelerine hasene olup cennete girmelerine kefaretse ebediyet için hayatı ve ölümü yaratana neden yarattın neden öldürdün denebilirmi eğer böyle felaketler gelmiyorsa demekki ebedi cehennem azabı için mahkeme-i kübraya bırakılıyor.

İşte münafıklar bu gibi felaketleri dini kullanarak insanları aldatırlar mesela insanlara kendilerine taraf olsunlar diye dini kullanıp iyilik yaparlar dini bilemeyen insanları tuzak kurarlar sonra münafıklardan yüz çevirenlere ve kendilerine itiat etmeyenlerin başlarına felaketler getirmeye başlarlar bu felaketleride doğal afet gibi göstermeye çalışırlar insanın ihmalinden uçak düşse veya münafıklar düşürürler Allah yaptı algısı oluştururlar veya ülkede insanların başına musibet gibi şerli işler çevirirler sözde yanlış yoldasınız algısıyla Allah yapıyor görüntüsü verip insanları inandırmaya çalışırlar ülkemizde olan algı operasyonlarıyla yapılan terör gibi olaylarda bunu delillendirir hatta şerri Allahın üstüne atıp insanları günahlara sevk edip nasıl olsa kabe var günahları temizlersin gibi kabeyi günah temizleme hamamına çevirirler kabe ibadet yeridir ve büyük ibadetlerden olup din beş şartında bildirilmiştir bu büyük ibadetten dolayı bazı hak hukuk borçları olmayanların günahlarınıda temizler (Lokman-33)ayetinde ispat eder ki günahları kabe af etmez Allah af eder kabe ibadet içindir.

Allah iman ehlinin bir daha işlememek üzere nasuh tövbesi yapın buyurmuştur bu af edilmekde sanki hiç yapmamış gibi tertemiz olunması ve daha önce işlenen günahların sevaba dönüşmesi hükmüne girer mesela kabede yapılan ibadetle anasından doğduğu gün gibi tertemiz olunması buyruğuyla sorumlu olunan günahlardan beraat etmesidir yapmadı hükmüne girer Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. pişmanlık tövbedir buyurmuştur yani maddiyatı olmayan kabeye gidemeyenlerde kalben pişmanlık hasıl olur ve kabe ibadeti yapmış gibi Allah af eder demekki iman ehli için günahlar haseneye beden tertemiz bebek hükmünü alır fakat bu kul hakkı gibi sorumlulukları kaldırmaz kul hakkı kula aitdir ve deccal gibi dini yok etmeye çalışan düşmanlara avenelelik yapanlar af edilmez çünkü münafıklıktır ve münafıklarda ölene kadar pişman olsalar hatta kendilerini ibadete açlığa çileye verseler genede af yoktur ayetlerde münafıklar için kesin hükümler vardır kısaca imansız olanlar herşeyden sorumludurlar mesela madem suçlara ceza vardır zalimlik zulm yapanların adaletsizlik içindeki dinsizlerin öncelikle kendilerinin ceza yaşaması gerekirken masumlara zulm etmesiyle sorumlu tutulurken bunun için iman ehli dinin polisi dinin savcısı vazifesi yapan gibidir fakat polis savcı demek iman ehli demek değildir çünkü iman kalbi meseledir kıyafet görev meselesi değildir ve iman ehli imansızlara karşı vazife örneğidir yani suçlulara ceza vermekle adaleti uygulamış olurlar verdikleri cezadanda sorumlu tutulmazlar adaletsizliğe karşı adalettir.

Said Nursi Hz. kendisine zulm edenlere hakkını helal etmiştir bu imanlı olupda zalim olmak istemeyen fakat zalimlerin emrine uymak zorunda kalan şahıslar içindi münafiklara değil çünkü Allah münafıkları asla bağışlamaz ayeti bile varken insanlar hakkını helal etmez üstad Allahtan fazla merhamet edilmez demiştir münafıklara merhamet etmek zulme rıza göstermiş olur taraftar olunsa zalim olunur

Ayetde buyrulduğu gibi münafıklar başkalarında kendileri gibi olmalarını çok isterler acaba bu istemeleri başkalarını cehenneme çekerek kendilerinimi kurtaracak öyle bişey olsaydı şeytan insanları cehenneme çekince kendisi cennete girerdi münafıklar din imanı çok iyi biliyorlarsa cehennemin dibinde ne işleri var çok ilginç zalimlik zulm yaparak kısaca şer yoluyla cennete gidilir diye hüküm yoktur.

Münafıklar işledikleri zalimlik zulmlerin üstüne Allahtan af isterler zulme boyun eğmeyen zalimden taraf olmayan insanlara zulümden vazgeçmezler hem dinin gerçek emrettiklerinin çıkmasını açıklanmasını istemezler ya para teklif ederler yada tehdit ederler hemde af isterler işte böylesine ikiyüzlüdür münafıklar.

Hadislerde buyrulmuşki deccaliyetin ölümüyle belli vakte kadar saadet yaşanır yani ilahlık iddiasının ölümüyle iman ehlindeki büyük sorumluluk yükü kalkar hayatları rahat şüpheden uzak dünyaları küçük cennet hükmüne geçer mesela iman ehlinin imansızlardan ayrımında Hıristiyan yahudi gibi semavi dinlerin gönderildiği kavimlerin iman ehli olduğu ispatıyla manen bahar yaşamaları ve dünyadaki hayatlarının ahirete bakan yönleriyle huzur saadete kavuşmaları Allah iman ehline dünyanın esirgenmemesi nimetler vermesi din dünyasının gerçekleri anlayıp manen bahar yaşamaları yani ayetlerde buyrulan dünya hayatının aldatması hükümlerinin gerçek manasında nimetlerin şer hayatından men edilmesidir nimeti veren Allaha kulluğunuzu görün nimetleri şer yolunda harcayıp şeytana saltanat yaşatıp israf etmeyin manasındadır işte deccal bu hadisi bildiğinden şer fikrinde insanların güle oynaya cıvıl cıvıl şenlikler yapılacak gibi algılar bunun için hadisin hükmü gerçekleşmesin diye zalimliği zulmü terk etmez ve dahada beter yapmaya çalışıp bu şekilde saadet güzellikler yasanmamasını engellemek ister münafık beyninde tasarladığı ne varsa hepsinin tersine daha dünyada tokadı yer ve sıra ahiretdeki tokada gelir onuda ahiretde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vereceği hesapla yiyecektir.

Allahı yalanlamak kendisine ilahlık verilmesidir deccal manasında ilahlık iddiası eden münafık şahısları gösterir yani hayrıda şerride yaratan ilah gibi davranmaya çalışan kendi münafık düşünceler üreten insan veya cinlerden olan mahlukdur cinler gibi yaratılmış olan şeytan ilahlık iddiasına insandan üstünlük taslamasıyla Allah emrine karşı gelmesi Allahı yalanlamaya girmesi ilahlık iddiasına girmiştir firavun zihniyeti olan kafir mahluklarda Allahı yalanlaması ilahlık iddiası etmek demektir buradaki farkda ilahlık iddiası edenin biri kafir diğeri münafıktır kafir kendi nefsine ilahlık verirken münafıklar birde dini alet edip akıllarınca şer işleyip cehennemde yanarım ahiretde nimetlerin en üstün olanlarını alırım gibi kendilerince ilahlık yaparlar halbuki Allah ayetlerde şeytanın şer yolunu cehenneme götüren ebedi azabın verileceği yol olarak açıklamıştır işte münafıklar bunlara itiraz etmiş olur ve ilahlık iddiası etmiş olur.

Hadisi şeriflere yalan hadislerle karıştırmaya çalışan münafıklardan olurki kafirler dine ilişmediğinden dini kirleten münafıklardır her asırda münafıklar olduğundan yalan sözlerle hadis diyerek nakledilebilir yanlız ne varki hadislere ilişmek değiştirmek yok demek tehlikeli olduğundan akla kalbe ruha açıklayıcı manasına bakılıp şu hadis şüpheli olabilir denebilir eğer kesin bilgiyle yalan olduğu kanaatine varılırsa böyle hadis yok denebilir.

Hadisi şeriflere bile yalan katıldıysa demekki buhari müslim gibi hadis nakleden zatların vefatlarından sonrada bile buhari ve müslim nakletmiş gibi yalan hadis karıştırabilenler olabilir mesela deccalla ilgili bir kişiyi ortadan ikiye böldürüp sonra tekrar diriltmesi ve o kişinin sen beni öldürüp dirilttin artık kimseyi öldüremezsin gibi hadislerde Allah düşmanlarına öldürüp diriltme gibi yetki vermez hatta kimse ilahlık iddiası edemez sadece sözle dille inkarı uluhiyet yapılmış olur ilah olamaz ve bu inkarla ebedi cehenneme gidilir demekki böyle hadis varsa gerçekse ya mana itibariyle başka manalar ihtiva eder yada buhari ve müslim gibi zatların vefatlarından sonra yalan hadisler olarak katılmış olabilir.

Münafık olan deccal kendisine üstünlük verecek kadar ilahlık iddiasında Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ümmi olması yani okuma yazma bilmezken deccal kendisini bilgisayar gibi bilgisi olmasından Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. üstün görmeye çalışır ve peygamberlerlik makamından daha üstün olan ilah olduğundan yani Allaha en yakın makam peygamberlere verilen makamdandır ve o makamdan başka makam yoktur peygamberlik katından sonra Allah gelir işte bu sebebden deccal kendi nefsini peygenberlerden üstün gördüğünden ve peygamberlerden sonra Allah geldiğinden deccal kendi nefsine ilahlık verir.

Allah peygamberlere cennette en üstün makamı verip birde mucizelerle delillerip desteklediğinden münafıkların deccal vasıflarında olanlar kendilerini peygamberlerden üstün gördüklerinden Allah peygamberlere hem cehenneme gitmeden cennetin en üst makamına alıp mucizeler veriyorsa madem Allah adaletli deccalda istediğimiz herşeyi yaparız gibi şeytanın büyük tuzaklarına düşerler ilahlık iddia ederler işte böylesine tehlikeli münafıklar akıllarınca kendilerine adalet biçerler ebedi cehennemin dibine götüren yalan hadisler uydururlar demekki hayvandan aşağa olan şeytandan aşağa düşmüş olan münafıklar yaşamak için yemeye içmeye bile muhtaçken Allahın has düşmanı olduklarından ölmüş insanı diriltemezler hatta münafıkların kalbleri maneviyata ölüdür yani kalbleri mühürlüdür bırakın insanı diriltmeyi kendi kalblerini diriltemezler (Hac 73) ayetde delillendirirki demekki bu hadis münafıklarca uydurulmuş olması çok yüksek ihtimaldir.

Maneviyat herşeye hükmeder maneviyata hükmedilmez kalb nefse hükmeder fakat nefs kalbe hükmedemez buna benzer vazifeli manevi alemdeki melekler her şeyi kayıt altına alır kayıt alırken hiçbir engel olmaz dünyada yaygın olan en muhteşem bilgisayar türü cihazlar bile hiç kalır demekki ebediyet için hazırlıklar noksansız ebediyete layık yapılır.

Madem işlenen suça ceza verilir dünyada bile bazı suçlar işleyenlere adalet adı verilen mahkeme kanunları manevi aleme bakan suçlarada işaret eder ve ceza verilirken insan aklınca hüküm konur hem madem işlenen suça ceza verilir hiçbir insan ayrımı gözetilmez işlenen suçlarca ceza alınması gerekir maddî güçle her istediğiyle zalimlik zulm işleyenlere öncelikle hesaba çekilmesi gerekir hem mesela insan zulm eder kader adalet eder sözüyle yapılması gereken ilk başta zalimlik zulm işleyenlerin başına dünyada musibetler belalar ziyanlar mahrumiyetler mahkumiyetlerin olması ilahi adaleti gerektirir demekki adaleti çiğneyenlerde adaletsizdir burada ilahi adaletden bahsedilen insanların ilahi adaleti çiğnemeleridir yani zalimlerden zulm edenlerden taraf olup haktan yana olmayıp zalime ceza yerine masumlara zulme rıza göstermeleridir yoksa Allah adaletine bakılsa ebedi cehennemle kafir ve münafıklara zaten adaleti tecelli ediyor ve adalet sisteminde hiç bir insana yapılan zalimliğin zulmün karşılığı parayla ödenilmez insanın mahiyeti serveti ebediyet hükmündedir bunun hesabı parayla yapılamaz demekki ahiretde olan hak ve hakikatlerde kalb şahitlik yapar.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. niyetlere göre amel olacağını buyurmuştur işte hadisin beyanındaki insanlar mana vererek başkalarının sözleriyle küfr etse yani gizli şirk yapsa söz başka olsada niyetinde şirk olduğundan kalbe işler ve ahiretde hesaplarda kalbe göre verilir kısaca mü`min kafir ve münafık dilde bunu söyledim bunu yaptım deyip başka manalar vermeye çalışmada hikaye gibi anlatsa ve özündeki manayı saklamada başarılıda olsa niyetinde olana kalb şahitlik yapar gerçekleri söyletir ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. verilen her sualde süsleme yoktur gerçekler vardır işte münafıkların korkulu sonlarıda o zaman olacaktır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iliklerini sökecek derecede münafıkların kalblerindeki tüm şirkleri meydana çıkacaktır.

Münafıkların dini kullanarak insanları aldatmasında dünya nimetlerinden uzak tutma gibi çile yönüne sevk etmek isterler halbuki Allaha nimet vermek ve kulluk ister mesela Hz.Süleyman peygamberlik ve zenginlik vermiştir Allah mülk sahibi mülkünde istediği gibi tasavvur eder eğer nimetten mahrum olması gereken varsa oda münafıklardır ve kimsenin hayat hakkına karışma haklarıda yoktur öyle olsaydı şeytanın münafıkları dünyada sürüm sürüm süründürme hakkı olurdu ve dünya mülkünü şer yoluna kullanan elbetde ahiretde hesabı verilir Allah mülkünü gene Allah yolunda kullanması için ihsan etmiştir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ev binek gibi dünyalığı vardı fakat yaşantısı kulluk içindeydi Allah rızası yolunda kulluğu olmuştur ve benim asrımda fakirlik ahir zamanda zenginlik geniş ev saadetdir buyrukları herkes peygamberler gibi fakirlik yaşayacak demek olmadığını ispat eder gene Bediüzzaman Said Nursi Hz. dünyayı kalben terk etme kesben değil söylediği bu asra bakan yönündeki işi bittiğinde kullanıp çöpe ve luzumsuz geri dönüşüm madde yığınına attıklarımız gibi değersiz görmek ve dünya nimetlerini Allah yolunda kullanmaktır.

Said Nursi Hz. Helal dairesi geniştir harama girmeye lüzum yoktur demiş yani dünyada helal dairesi geniştir mesela demircilikten tut makina imalatına bitkilerden sebzelerden ağaçlardan meyvelerden tut mobilyadan git çeşit çeşit ihtiyaçlar inşaatdan tut tüm sektörlere yani helal dairesi o kadar çok geniştirki haram kazançlar mikrop misal çok küçük kalır hiç bir ihtiyaçda kalmaz işte haramlar ayrıldığından dünyanın tümü kendisi helal dairesi içindedir o zaman şeytanın şer yollarına gerek yoktur.

Kafirse zaten sorunu olmaz haram helal aldırmaz fakat iman ehlindense eğer haramdan kazanarak fabrika açan olsa mesela makina imalat yapan fabrika olsa haramdan kazanarak açana helal yol olmaz çünkü temelinde haram olanın şahsına haram yazılır çünkü içki satarak helal kazanç olmadığı gibi içkiden gelen kazançlada ne olursa olsun ev araba almak işyeri yada fabrika açılmaz haramdan helal olmaz hükmüdür mesela haramdan kazanılanla makina fabrikası açılsa makina fabrikasında çalışanlar olsa yaptıkları makina gibi helal dairesine giren iş türü olduğundan helal kazanmış olur burda dünya maddesi demir plastik yada haram olmayan maddeler kullanılmasında işçilerin kendisi helal daire kazanmış olmakla fabrika sahibi şerli haram daire kazanmış olarak ayrılır.

Mesela hem haram hem helal parayla fabrika açmış olan olsa eğer haramdan kazandıklarından af edilmesi yoksa fabrikaya yatırılan haram sermaye kadar bire bir haram yazılır helalden kazandığı sermayede birebirden onlara yüzlere niyet ihlas yapılan iyilik güzellik mükafatına göre misli verilir.
Hadid-16 ayetde buyrulmuşki iman edenler derken artık Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bağlılık göstermeleri yani şüphelerden şeytanın ve şeytanlaşmış münafıklardan uzaklaşmaları Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğru söylediğini kabul etme zamanı daha gelmedimi ve onlar daha önce kitap verilenler gibi olmasınlar demekle daha Kur'an son kitap olarak nazil olması kıyamete kadar sürmesinden asrı saadetde din zaten kabul eden sahabeler olmasıyla onlar hitabının manasıda daha önce kitap verilen yahudi ve hristiyanlara hitab eder ve uzun zaman geçmişe kalbleri katılaştı onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir buyruğuyla çoğu dediği asrı saadetde sapıtmış olan putlara tapan putlardan yüz çevirmeyip Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve Allah birdir buyurmasına karşılık düşman olan Hıristiyan ve Yahudileri örnek verir çünkü kitaplara iman etmişler bilirlerki putlar Allah değildir ve bu hakikatıda son gelecek Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman edip kabul etmeleriydi.

Münafıklar hem Allaha küfr ederler sadece küfr edilmesiylede kalmaz hakaret ederler peygenberlere düşmanlardır ayetlerde kesin hüküm var ebediyet var cennet var cehennem var münafıklar cehennemin dibinde ne arar çünkü hak ettiler şeytandan aşağı derekelerde fitne fesadla insanları putlaştırıp insandan meded af arar algı operasyonu kumpas ve bir çok fitne fesad peşinde işledikleri ne varsa herşey için azaplarını katman katman dehşet artırırlar cehennemden korkarlar zalimlik zulm gibi ne varsa işlediklerinden azaplarını artırmaktan korkmazlar algı operasyonu kumpas gibi yaptıkları ne varsa zulümdür bunca işlediklerini birde af edilsin günahları temizlesin diye Allahı hizmetçileri yerine koyarlar eğer münafıklar nasıl varlıktır merak eden varsa şeytanın neler yaptıklarını okusun şeytan nasılki Kur'an,a gır gır der işte münafıklar şeytandan öylesine beterki şeytan bunların öğretmeniyken öğrencisi olur şeytan bu cisimde ne harikalar var gibi hayran kalır münafıklardan akıl bile alır şeytan lanetlendiği gibi münafıklarda lanetlenmiştir.

Said Nursi Hz. soru sorulmuş neden senin yakınında bulunan mütecavizleri irşad etmiyorsun Said Nursi Hz. de bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz der ve nihayet derecede alçaklığa düşmüş vicdan ki bilerek dinini dünyaya satar ve bilerek hakikat elmaslarını pis muzır şişe parçalarına mübadele eder derecede münafıklığa girmiş insan süretindeki yılanlara haklarını söylemek hakaika karşı bir hürmetsizliktir der ve kaç defa hakikatı risale-i nurdan işittiler ve bilerek hakikatleri zındıka dalaletlerine karşı çürütmek istiyorlar böyleler yılan gibi zehirden lezzet alıyorlar der.

Said Nursi Hz. asrında yaşanan ve yaşatılanlar arasında bu asırda cemaate hizmete yapılanlarda fark yoktur sinsi yılanlaşmış münafiklar gerçekleri hakikatleri gördükleri bildikleri halde saptırma hakikatdeki hükümler cehenneme ait dehşet gerçekleri işlerine gelmediginden inkar etmeleri ve hükümlerin Allah nezdinde ahiretde olacakların ölmez gerçekler olduğu açık beyanlarla Kur'an,ın ispatı varken bu ispatları çürüten yoluna girerler mesela cehennemin dehşet ateşini münafıklar kendi keyiflerine göre sanki soba yanında ısınıyor gibi azap hükümleri biçerler elmas hükümleri kömürleştirmeye çalışırlar halbuki elmas kömür olmaz fakat insanların elmasa verecekleri değeri kömür görmeleri ahiretlerini kaybetmelerine sebebiyet verdiğinden hakikatı bilerek gizleyen münafıklara din iman anlatılmaz yani özel ders verir gibi din açıklanmaz Kur'an,ın hükümleri ezelden gelip ebede gider bu ebedde cehennem hükümleriyle cehennem imansızlara farz cennet hükümleriyle cennet iman ehline farz hükmüne geçer çünkü Kur'an,ın hükümleri Allah lafzı farzdır Allah doğru söylemiştir.

Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yakınlaşma çile yoludur yani dinin emirleri insanın nefsine ağır gelen ibadetler nefse çiledir mesela oruç tutmak açlık yaşamak nefse ağır gelir fakat manen kuvvetlendirir velhasıl nefs kulluk yapmak istemez özgürlük içinde keyfi dünyada şerleri yaşamak ister bu şerlerle haramlarla nefs keyf ister işte nefse ağır gelen çilede burdan başlar yani Allaha kulluk nefse çiledir Said Nursi Hz. fenayı nefsinde bul dediği gibi nefs fenayı ibadetle bulur kalbi maneviyat alemine girer bekaya çıkar işte nefsin fena bulana çile yaşamış olur kalben bekaya erer demekki dünya hayatında Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyrukları yolunda yaşayana dünya cennet yaşantısı olur ebedi cennet hayatı veren Allah dünyada cennet misal yaşantısı verir ve cenneti isteyen razı olan Allah rızasıda budur ve ayetlerde Allah asla zulm etmez ayetler delili gösterir.

Münafıklarda kendilerince insanlara zalimlikle zulm ederek kendilerini dinde olmayan yani Allah yolunda çile veriyor hükmü biçmişler verilen hükümlerde kendilerini şerlere vererek hakla batılı birbirine karıştırıp günahları orta yol hükmü çıkartıp insanları inandırmaya çalışıp cehenneme gitmelerine şeytana yol açmakla büyük fitne fesada sebeb olmuşlar Allah yolunda çileyle alakası olmayan günahları cehennemde azapla cennete girecekler gibi keyfi menfaatlerini zevklerini günahlara verip başka hakları çiğneyip zulm ederek kendilerinede cennetin en çok nimet verilecek gibi şeytanca orta yol göstermişler işte münafiklarla ilgili ayetlerde kesin ispat ederki cehennem ortayol değil ebedi azap yeridir.

Münafıklar zalimliklerini zulmü savunmak Said Nursi Hz. gibi büyük zatlar kendilerine yapılan zulmlere neden şefkat tokadı dedi gibi münafıklar nefislerini korumaya çalışırlar hem günahlar hem zalimlik ve zulm işleyenler maneviyatları daha çok körelir kalbe zarar verir madem böyle eğer zulm şefkat tokadı olsa maneviyatlarına zarar vermezlerdi zulmde bir manevi lezzet var fakat cehennem lezzetidir işte bunu cennet tohumu sananlar zalimliği zulmü savunmaya alırlar bir yandanda işlerine gelende budur hem zulmle korkutma kendilerine yönlendirme istedikleri herşeyi zulmle yapmaya çalışırlar zulmü savunanlar hak ve hakikate göre davranmaları lazımdır yani başkalarına zulm etme hakları madem yoktur o zaman kim zulmü savunuyorsa sadece kendilerine ve birbirlerine zalimlik zulm etmeleri gerekir işte Sahid Nursi Hz. tek başına bırakılmış sadece Allahtan meded almış kendisine bazı zulm edenlerin çocuklarına acıyıp hak bile helal etmiş fakat çok sözlerinde ispat ederki zalimlik zulm edenleri ahirette hesaplaşmaya bırakmıştır eğer şefkat tokadı zulm için deseydi onları ahirete bırakmaz hakkını helal ederdi ve çilelerinde şefkat tokadı demesinde yapılan zulme değildir eğer öyle olsa zulme rıza göstermiş olur şefkat tokadı manen çekdiğidir açlık ve dünyayı zindan görmesidir manen neler çektiyse onlar şefkat tokadıdır ve hürriyetine esir muamelesi yapanlar kendileri zulm etmekten zevk aldıklarından istedikleri gibi yaptıkları zalimliği zulme cehennem hükmü verilmezdi ve hiç zulmü savunan tek bir hüküm yoktur hatta içki bile akla bedene zarar verdiğinden yasaklanmıştır yanlış hatırlamıyorsam Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. nefsinden çok çekmiş ve nefsi için al bunu Allahım buyurmuş.

Allah biz seni onunla birlikte yarattık buyurmuştur cennet nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle çevrili cehennemde nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilidir işte nefsin istediği günahlarla zevk etmek keyfine göre yaşamak yani şeytanca şer hayat ister nefsin istemediği şeyler kulluk ve ibadet kısaca Allah kitaplarda dinlerde emrettikleridir işte buda nefse zor gelir o zorlukda nefse çile verir halbuki maneviyat hep kuvvet bulur ibadetlerdeki süreklilik her zaman olması nefse çok gibi gelir halbuki hergün envai çeşit nimetleri kullanmaktan ve yemekten bıkılmaz ve hep istenir ve ebediyete arzu eder iştihasına ebediyet bekler fakat nimetleri verene kullukta nefse zor gelir.

2 Şubat 2016 Salı

Hayır Ve Şer Adaleti

Bir kutsi hadiste Allah ben gizli bir hazine idim kendimi açığa vurdum bilinmek istedim buyurur demek ilk hilkatle başlayan yaratılışın gayesinde yaratılanların Allah bilmesi tanıması ve Allahın yarattığı mahlukatını nimetlendirmesidir insanın dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi halıkı yaratıcısını tanımak ve ona abd olmaktır denmiş Said Nursi Hz.

Allahın yarattığı cehennem ve cennette insan ve cin eşit olacak denmez yani Allah yarattığı cennetde ve cehennemde eşit mahlukat sayısı olacaktır manası verilmez çünkü bu haşa ve kella Allah mahlukatına azap vermek için yaratmış denmesine sebeb olur o zaman mahlukata mükemmel çeşit nimetlendirmez ve insanlar ayrı dinlere ayrılmazlardı ilk hilkatle Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gönderilir ve kıyamete kadar sadece müslümanlara iman ehli denir müslüman olmayan herkes cehenneme giderdi hatta din emrettikleri az olmaz insan ve cin belkide kafasını kaşıyacak vakit bulamaz dini yaşantıda bile cehenneme küçük mahsurlu hata dahi gitmesine sebeb olurdu merhametin gayesine zıt cehennemde eşit olacak gibi böyle münafıklar hüküm verir ve münafıklar hükmetme ruhsatları yoktur o zaman böyle hüküm çıkartanların cezası olarak adalet tecelli eder yani hükümlerinin neticesi kendi azapları cehennem olurki işte bu adalettir.

İnsanın halifelik gibi makam verilmesinde bir çok sebeb olsada insanın mahluklar arasında en zayıf en muhtaç yaratılmış bir mikrop bulaşması sonucu hastalık karşısında yıkılan nazenin varlıktır Said Nursi Hz.en acize en çok verilir dediği gibi halifelik insana işaret eder.

İlahlık yapmaya çalışmak yaratılmış olan kendi nefsini ilah görmeye çalışır yani kendince Allah nazarıyla bakmaya çalışır en adilse burdada adaletli olunur diye hükmeder halbuki insan ve cin en aşağa derekelere gitmesi vardır hayvan dahi kendi lisanıyla Allah zikrederken şeytan alimleri saptıracak bilgisi olmasına rağmen kendini öyle derekelere atmıştırki hayvandan aşağa gitmiştir.

Allah kullarına emrettikleriyle hiç bir şey bilmeyen insana öğrettikleriyle şeytanca düşünceler üretenler şeytanı dahi geçemeyen münafıklar kendilerini ilah gibi görmeye ilah gibi düşünmeye çalışırlar halbuki imtihan olan hayatın içinde Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. duymamış bilmeyen en uzak diyarlarda yaşayan insanın şer ciheti ve hayır ciheti cehennemden kurtulması nazara alınır yani yüzdenin yarısı hayır yüzdenin diğer yarısı şer yaşamış olanda hayır fazlaysa imana işaret eder şerse cehenneme işaret eder burdada ahiretden habersiz olan kulların şeytanla imtihanı olurki şer ciheti fazla olsada yaşantıya kötü deyip kabul etmesiyle hayrı az olsada iyiliği kabul etmesiyle imana girer demekki yüzdelikdeki yarı yarıya hayatı olan olsa bu gibi bir durumda şerre rıza olup kabul edene cehennem hayra rıza olup kabul edene iman verilir bu ikisi arasındaki kulun iradesine verilmiş kabul etkisidir.

30 Ocak 2016 Cumartesi

Dinlerde Çıkartılan Düşmanlık Ve Dünyanın Ölümü Kıyamettir

Madem Allah var kul ölümdenmi korkar cehennemde ebediyse neyin peşindesin dünya kime kalmış ücret talep edilsin.

Öncelikle şunu belitmek gerekirki Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendinin söylediği gibi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve sahabe efendilerimiz sadece dünyadaki yaşadıkları ev gibi binekleri deve ve at gibi kullandıkları malı mülkü değil rızk olarak verilen nimetlerde dahi kalplerine yerleştirmeden o şuurla göçmüşler sahabe şuuru dünyalıkları dünyada bırakıp kalblerindeki iman şuuruyla en üstün insanlıkla kulluklarını ulaşılması zor olan firdevs cennetinin yolunu göstermişlerdir.

Cehennem sıcaklığının akıl kavrayamaz sınırsız derecesini anlayabilmek için nasılki bir ocağın üstündeki tek alevini oluşturmak için belki tahminen beşyüz kıvılcım gerekir dense ve oluşan alevdende beşyüz tane olsa bir derecelik sıcaklık elde edilse ışte Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. cehennemin bir kıvılcımı dünyayı yakmaya bedeldir buyruğuyla güneşin bir kıvılcım hükmüne girmesiyle cehennemde olan bir derecelik sıcagı örnekteki gibi beşyüz güneş düşünülse bir alev olur ve beşyüz alevle cehennemin bir derecesi anlaşılır Ve bu cehennem derecesi en üstündeki yakıcılığına işaret ederki çünkü kıvılcımlar hep üstlerde olur demekki yedi kat yaratılışdaki en alt cehennemin yetmiş sene sürecek tabakası cehennemin çekirdeği gibi öz ve dehşet sıcaklığı verir akıl ısrarını aşan bir derecesi en üst beşyüz alevdeki bir derecesini aşar yani mesela en üstdeki dereceyi oluşturan kıvılcımla çıkan alevleri yediye katmanla çarpsan 500 × 7 = 3500 cehennemin en altındaki bir derece yapar.

Kıyamet gibi dehşetli gün yarın kopsa kimin neye ihtiyacı olacak ve ölüm zalim ve münafıkların ebedi kıyametidir.
.




Zalim Allahın kılıcıdır onunla intikam alır ve gün gelir o kılıcı zalimin boynuna dolar kitlenirlerde çözemezler.




Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyurduğu facir gibi zalimler başına kıyamet gibi felaketin gelmemesi için faydasız iyiliğe koşarlar gözü verenin görmemesi kulağı verenin duymaması hiç mümkünmü afrikayı ölüme mahkum ederek emirle yasak edilen şer olan illetden iyilik olmaz.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kötülüklerin anaya babaya asiliklerden tutun Allaha asi olmaya kadar götürüyor Allaha asi olan peygamberlere inancıda bozuyor ve sadece adı kalıyor yani Allah var ve peygamber gönderdi sözü edilir hale geliyor asi olunduklarının farkına dahi varamaz durumda olunuyor insanı kontrol eden beyin şeytanın vesveseleriyle düşünceler şer odaklı oluyor ayetlerin ve hadislerin sadece görünürdeki manası verilip aslında ve özündeki önemi anlaşılmıyor işte bu manasızlık ve asi oluşumlar kıyamete delalet ediyor.





Kıyamete an kala O gün geldiğinde hesaplar görüldüğünde muhteşem ebedi olan cennet ve cehennem vardır.



Ahir zamanda olacak buyrukların her asra bakan açıklamalarından bu asra bakan risale-i nurda deccalın manasındaki izahlar ve yecüc mecüc gibi manaları açıklanır ve kıyamete kadar manalar birbirini sürdürür mesala risale i nurda yecüc mecüc beyanı işaret eder teröristlerin anarşi kan dökenlerin dağlarda yayılmasıdır ve cihaz olarak insanları küçük gösteren tv gibi insanların beynini şer yoluna sevk edebilecek kanallarla insanın beynindeki düşünceleri şerli yapmakla kableri bozup imanlara zarar vererek din ve ahlaktan uzaklaşmasına sebebiyet verdiğiyle anlaşılırki yecüc mecüc hadiseyle insanların iman hakikatlerinden uzaklaştırıp batıl isyana şerre sürükleyen insanlığı kulluktan aşağı tabakaya düşürmesidir.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hadislerde kıyametin kafirin çok olmasına işaret iman ehlindeki kafir gibi şer yaşantının çokluğudur.

İşte bu gibi ayetlerin ve hadislerin haber verdiği kıyamet dünyanın son bulmasıyla bir büyük insan hükmünde olup ölümünü gösterir.

Allah zalime mühlet verir ve perçeminden kıskıvrak yakalarda iflah etmez ve etmedi cehennem içinde cennet arayan münafıkların sonu oldu İftira gıybet yaygara kaos çıkartıp yayanlar yaptıkları zulmün profesyonelleridir taşlama usülünü iblisden iyi öğrenmişlerki taşlarlar düşününki diğer kitapları dahi değiştirme usulü tüm Kur`an haricinde hepsinde oluyor ve Allah onu koruyor ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hadisleri öyle karışıyorki yalan hadisler çıkıyor öteki dinlerin değiştirilmesiyle bu asırdaki mut`a gibi değiştirilmeye çalışılan hadiselerle fark ne Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşantısı Kur`an dır eğer hadisler değişirse yalan hadise göre Kur`anı değiştirmek kolay olur ve din giderse temiz ne kalır Metot aynı daha önceki peygamberleri öldürme çabaları Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yapılan öldürme çabaları ve sonrada hadisleri yok etme çabaları Kıyamet kopmadan din yok edilirse Allah tecellisini engellemiş olacak ve Allah ismi tecelli olana kadar süre uzayacak münafıklar da hep bunun peşinde Allah tecellisi olmazsa Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyruklarıda değişirse herkes günah batağında peygamberde gelmeyecek Kur`anı kim anlayacak Allah düşmanlığı anladınızmı münafıklar herşeyi değerlendirler peşpeşe hep beyin yıkamaya çalışırlar gerçekler ortaya çıkmasın diye peki bunca asır teröristler kendi kendilerinemi türedi islam adıyla bilgisayar gibi bilgiyle neler yapılır siz bilgisayar gibi bilginiz var ve sizden üstün yok ancak dünya kalabalıklaşıyor insanların inançlarını bozmak zaman alırdı hemde ne zaman.

İşte israil işte amerika işte iran işte arabistan işte afrika dünya koleji öğretim A.Ş. eski düzen devam çünkü peygenber yok sahabe yok ve giden gelmiyor eskisi gibi dünyada yaşayanlar şer nedir anlayamaz hale gelmişler hemde kıyamete kadar sürecek dinler arasındaki bozulmaların inançların iman ehli arasındaki düşmanlıkların çıkması birbirlerinden habersiz yaşantılarla

Tabiin geçti imam ebu hanife geçti imam malik,imam şafi geçti fakat dünyada yaygın evliya asfiya var önümüz boş ne gerek ahmet bin han-bel aldık bi ünvan dünya koleji açıldı her ders var putperestlik bile karıştır devam dönüşde yok sonra pişman hiç mümkünmüki şeytanın saltanatını sürdürüpde insanın tekrar çıkarıp insanları ebedi cehenneme sürüklenmesine sebeb olsunda kendi kurtuluşa girsin kata ve asla.


Herkes ölecek ardında ebedi cennet ve cehennem işte Hz.Adem as da peygamber ve ümmeti oldu melekler kaydı aldı hakiki filmler çıkacak yani hiç mümkünmüki Hz.Adem as dan itibaren herkes kulluk vazifesinde olup imtihanda yaşasında cennet ve cehennem sorgusu olmasın.

İnsanlara zulm ve zalimlik yapanlar bilmezlermiki Allah bunlarıda biliyor insanlar zulm etmesin diye Allah vaadindenmi dönecek bunca gönderilmiş peygamberler elbetde gayesiz olamaz yani cennet hayatına gidecek iman ehli ve cehenneme gidecek imansız şer ehlinin elbetde sorgusu olacaktır.

Tevrat,incil nasıl değiştirildi kirletilmesine çalışılması insanların tebliğlerine düşman olundu Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gerçek yolunu anlatan insanlara hidayet yolu gösteren cemiyet insanları kirletmeye çalışılırki islamiyet şaşsın Kur`an,ı ve peygamberleri kirletilirler Her asırda yaşananlar bellidir ve her asırda din tebliğ edenlere zalimce hayat yaşatan münafıklar dini değiştirip gerçekleri örtmek ister Bu benzeri durum bu asırda dini tebliğ eden hizmete terörist damgası vurmaya çalışırlarki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve Kur`an,ı kirleten algısını insanlara yaymaya çalışıp kendilerini dindar gösterirler halbuki dindarlık Kur`an,ı elde tutup göstermeyle değil muameleyle belli olur bu algılarla insanlar kışkırtırlar maşa varken elini ateşe sokma sözü gibi bir millet birbirine öfke verir ayrılığa düşer tıpkı ümmetin 73 fırkaya bölünecektir buyruğunu gösteren kavga kargaşa ile insanlar bölünür ve gerçekler saptırılır sonra herkes kendi yaşantısını görür herkesin yaşaması için dünya çok geniştir kimsede aç kalmaz hayatıda olur geriye tek mesele kalıyor oda din biz hizmeti kendimize yol tutup bu inancımızı yaşayıp birde tebliğ eder yaşatmaya çalışırız kimseyi zorlamayız çünkü dinde zorlama yoktur eğer biz yanlışsak zaten cehennem Var inancıyla göze alırız noktayı koyarız dünyada herkese yer var git orda yaşa deyip kimseyi uzaya fırlatmıyoruz hizmetimiz inanmayan ne Haddi varki karışsın iftira atsın bozgunculuk çıkartıp düşman etsin mükafatımızı mülkün sahibi Allah vereceği bir yolda gidiyoruz.

Tüm oyunların kontrol eden deccal münafığı her zulümleri yapanları ayrıymış gibi göterip teröristleri bile mahşerde nasıl açıklayacak bu arada efendisi kim münafıkların şeytan iblisle bütün gibi olanlar cemal kemal üçgen köpek gibi beyinlerinde alıgıyla ta kimmiş nesi yokmuş bunların cevabını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hesap günü dehşet vereceklerdir kısalcak mı uzunmu olcak ahiretde cehennemin dibine dehşet çakılırlar sıkcaklar dişlerini zira başka Allah yok başka Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yok.

Şeytanın yoluna saplanmışlara derimki: Kimi kime anlatıyorsunuz kimi kime sorguluyorsunuz kimi kime tehdit ediyorsunuz kimi kimin yolundan ayırıyorsunuz kimi neye gönderiyorsunuz kimin emrini kime inkar ettiriyorsunuz ebediyet var cennet var cehennem var Allah var hüküm verene karşı siz kimsiniz şerli hayata cennet hükmü veriyorsunuz kimin haddine cehennemden kurtulsun ve cennete girsin yani şerde cennet hükmü olsaydı şeytan kral olurdu halbuki iblis cehenneme ebediyen en başta gitti.

İman Ehli Ve İmansız Şer Ehli

Mahlukatın en üstünü halifelik makamındaki insandır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hesap verilecektir oda insan eşi menendi olmayan tek varlık Allah emir verir hükmeder kullar uyar kulların verdikleri kendi keyiflerine göre çıkardıkları hükme Allah uymaz.

Mümin kul hakkı varsa talep eder helal etmesi daha güzeldir imansızlara hak helal edilmez imansızlarda hak talep edemezler hakları da yoktur Allahın şer ismi yoktur şerre şeytan sebeb olmuştur Allahın azabıyla zalimleri kahreder azap eder cehennemin bir kıvılcımı hükmünü olan güneşin dehşetli görüntüsü sıcaklığı anlatırdı kafirin bir azı dışı uhud dağı kadardır buyruklarıyla Kafirin boyunu açıklayan manasını izah ile münafıkların boylarının kafirden daha çok olacağıdır zalimlerin sonu olsun.


İbrahim 42 ayeti nefsin hevesli hayatlarına baktıkça günahlarını unutursun sanki Allahla pazarlık eder gibi insan dünyanın peşine koşar o an kalbin acır anlarsınki haddi aştın ve bocalarsın suçun neydi öyle gördün ne verdilerki ve gene anlarsın şeytan boş durmuyor dersin görmek başka yaşamak başka en kötü hal iyi olanı farkeder görür tercih eder irade senin seçeneğindir lakin geriye cahil kalmamak kalıyor insan bilmediğinin düşmanıdır demek şeytan cahil insana daha rahat bulaşıyor kulağa vesveseyle beyin yıkıyor insanı beyin kontrol ediyor seytanda akıl veriyor insanda günahlara bulaşıyor sonra şeytan gel keyfim gelde demek haramlara ve günahlara girmemek ibadetle kuvvet vermek meleklerin  en cüzi iradeye verdikleri maneviyat sesini işiten ya dergahı ilahiyeye gidiyor yada şeytana aldanarak mahv oluyor bundanda şeytan hisse istiyor oda cehenneme kendisine uyanların gitmesidir Allah tövbeyle mağfireti açmışki şefkati gösterir ve işlenen iyiliğe misli misli verip günahlara bir vermek ve ebedi cennet verirken bedeli ebedi cehennemi yaşamak merhamete uymaz akılda almaz ikiside ebedi çünkü yani insan ben günahlara gireyim cehennemde yanıp acı çekeyim bedel ödeyim sonra cennetin en güzel nimetlerini alayım diyemez eğer derse nefsinin çıkarları peşinde şeytanın ağına girmiştir çünkü ilahi adaletde zulm yoktur nimetlendirmek vardır mahlukatıda nimetlerle ruhani iman lezzetini vermek için yaratmıştır bunun tek bir açıkalması vardır oda ibadetle ona mütevehcih olup kulluğunu yaşamasıdır nasılki insanlar kendi cüzi akıllarıyla ev sahibi olur evinize masraflar yapıp güzelleştirirsiniz gelen misafirlerinizi en güzel lezzetli yemekler ve içeceklerle karşılarsınız sonrada gene bekleriz gene buyrun deyip mukabeleyle davet edersiniz işte ibadetlerin her zaman olması dünyadaki manevi lezzetlere sürekli davetdir vede hiç gelen misafirinize önce yan odada hazırlanmış ateşle azap yaşa sonra yaşadığın azap ölçüsünde (Çorba,Dolma,Pırasa,Patlıcan,Patates) gösterip etyemeği,pilav,salata gibi envai çeşit lezzetli yemekleri hak et eğer azabın az olursa etyemeği,pilav ve salatayı yiyemezsin diğerlerini yiyebilirsiniz dermisiniz.

Ümmet Hz.Adem a.s.dan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve kıyamete kadar tüm iman ehlini kapsar münafıklar kafirlerdendir ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ümmetinden olamazlar cennet ehli iman ehlidir kafir ve münafıklar şeytanın şer ehline girerki onlarda cehennem ehlidir.

(Helalden kazanana hesap haramdan kazanana azap vardır Hz.Ömer r.a.)

Helal kazanıp hesabını verecek olurda haram kazanıp hesabını verecek olmazmı helal kazançla cennet yoluna gidiliyorsa haram olanda cehennem yoluna gidilir demekki cennet ehline nimetlerin hesabı sorulacaksa cehennem ehlinede sorulur mülkün sahibi Allah mahlukatı yoktan yaratandır ve mülkün sahibi istediği gibi tasavvur eder ve bu tasavvuru kullandırma hakkınıda iman ehline verir çünkü ebediyen cennet nimetlerini veren Allah sineğin kanadı kadar değer vermediği bu dünyayı iman ehlinden esirgemez.

Kur`an insanlara cennet yolunu açıklayıp Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşayışıyla yolu gösterip iman ehline verilen en güzel ihsandır imansızların Kur`an da hissesi yoktur tek harfine dahi ilişip amel edemezler etselerde imanın zerresine kavuşamazlar ve Kur`an tüm dinlleri yönetir.

Demekki insanda tecelli eden Allah kalbde imanı belirliyor tüm dinlerde bozulmamış doğru hükümlerde Allah tecelli eder o dinlerin ilahları ayrı değilki iman dairesinde olmasınlar imansızlıkla suçlansınlar cehennemlik densinler o kitaplarıda gönderen Allahın gönderdiği kitaplara göre yaşansın diye emreder ve nasıl yaşanması gerektiğini peygamberleriyle gösterir diğer dinlerde değiştirilmiş kısımlar neyi emreder bozulmamışlar neyi emreder bunun kaynağını Kur'an verir mesela adam öldürme zina yapma hırsızlık yapma gibi en önemli şer işlerini açıklayan ayetlerde olanlar diğer kitaplardada bildirilmiş olmasıdır demekki diğer kitaplarda değiştirilme ihtimali yüksek olanlar şer işlerinin yasak edilmesini gösteren ayetlerdir hem Kur`an,da emredilen zina adam öldürme gibi ve kumar fal okları şeytan işidir buyurmasıyla diğer dinlerdeki değiştirilniş hükümleride açıklamış olur çünkü dinde değiştirilecek hükümler şeytanın işine gelen insanları helak edebilecek şer bulaştırmaktırki Kur`an daki buyruklar diğer dinlerde değiştirilmiş hükümleride açıklamış olur yani bu gibi şeytan işleri kalbe zarar verdiğinden uzak durulmasını emreder işte bahsi geçen mevzularda herkesin kalbine aklına ve ruhuna hitap eder iman ehlinin yaşaması gereken yolu ve imansızlığa götürebilecek inkara sevk edebilecek yolu ayırır fakat ne vardır müslümanlıkda dahi diğer dinlerin tüm emirlerini sanki insanlar uydurmuş gibi düşmanlıklar yapılıyor insanların imanları zedeleniyor halbuki değişmemiş olan hükümlerde Allah sözleridir ve iman edilmesi için dini gönderir demekki tüm kitaplarda iman hakikati vardır.

Denseki Hıristiyanlar yahudiler Kur`an daki yasaklanmış ayetlere iman nedir ne olur iman ederler yani Allah emretmiştir doğrudur der fakat kendi dininde olana göre yaşar çünkü yasağı dini yaşayana hükmeder ve diğer dinleri yaşayanada zararını öğütler.

"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin...."(Maide/51)

Ayetinin Kur'anda emredilmesiyle hem tüm insanlığa öğüt vermesiyle kısa ve öz buyruklardırki Kur'an,la gelen din yaşayanlara ve hem Hıristiyan hem Yahudi sözü buyurarak der nasılki dinini yaşayan müslüman dini yaşamayıp şeytanın şer yolunda olan diğer insana din anlatsa şer yolundaki der Allah ile benim aramda sanane dese dini anlatan kişi devam etse ama ayetler ve peygamberler gönderildi böyle böyle emrediyor dese bu sefer şer yolundaki benden ala müslümanmı olur der şerri savunur aynen bu gibi Hıristiyan dinini yaşayıpda diğer şer yoluna sapmış Hıristiyana iman yolunu anlatsa örnekteki gibi şer yolundaki der benden ala Hıristiyan olurmu işte ayetdeki buyruktaki Hıristiyan ve yahudi sözüyle ve din yaşayanlara derki ey iman ehli şer yoluna sapmış şerri savunan Hıristiyanlık dini içindede var Yahudilik dini içindede var ve islamiyeti yaşayanlardanda var bu gibi imana gelmeyenleri dost edinmeyinki yani çok samimi olmayın yoksa sizde şerri savunanlara uyarda sapıtabilirsiniz Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Hıristiyanlık dinini yayan Hz.İsa,ya kardeşim hitabı ve Hz.Musa,ya beni tercih etmeyin hadislerini buyurması delil verirki ayetdeki mana hem hristiyanlar sözüyle hemde yahudiler sözüyle onlarada hitap eder aksi halde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. sahabe efendilerimizi habeş kralına göndermezdi ve Hz.İsa,ya ve Musa,ya böyle buyurmazdı çünkü Hıristiyanlığı yayan Hz.İsa,dır ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ayete ters hareket etmiş olur emrine karşı gelmiş olur haşa ve kella buda münafık denmesine sebebiyet verir diğer dinlerinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. inkar etmelerine sebeb olur bu seferde tüm dinler arasında savaşa sebeb olup tüm insanların imanları büyük tehlikeye girer demekki ayetdeki mana hem Hıristiyalıkda hem Yahudilikde hem din içinde olan din düşmanlarına hitaben dost edinmeyin buyruğunu tüm iman ehline buyurur hem kurbanlık kuzu gibi hayvanın insanlara verilmesi Hz.İbrahim a.s. vakasında verilmesiyle ispat ederki tüm dinler Hz.İbrahim a.s,dan sonra zuhur etmesiyle diğer tüm dinlerede yenmesi gereken ihsan olarak ismail vakasında verilmesiyle ispat ederki tüm dinlerede yenmesi için verilen hayvandır.

Kur`an sıradan bir kitap olmadığı gibi abdest alınıp okunması gerekleri vardır ve yıkanma temizlenme gibi emirlerle ve tüm insanlığa inmesi iman ehli dairesine hükmünü gösterip her iman etmiş olan başka din mensubuda olsa abdest alarak Kur`an okumasını ve anlamasını iman yolunu açıklar Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. tüm hayatı Kur`an ahlakından ibaret olmasıyla iman dairesinde yaşantının ilk vasfında ibadetden önce zina etme hırsızlık yapma kul hakkı yeme ve bir çok yasaklarla kulluğa çağırır ve bunlardan sonra bazı buyruklarla bak sen kulsun ben senin rabbinim beni yücelt der yani kulluğunu bana ibadet ederek devam ettir bunca nimetlerin birde ebedi olanlarına yani iman lezzetine gir ve ebedileştir hem dünyan hem ahiretin iman dairesinde sürdürmüş olasın işte kulluk sırrındaki en önemli vasfı Sahid Nursi Hz. dediği kainatda en yüksek hakikat imandır imandan sonra namazdır dengesindeki diğer dinlere mensup olanlarında kendi dinlerine mensup ibadeti teşvik vardır bunuda dinin öz kaynağı Kur`an dan ele alarak tüm dinlere iman ve kulluk yaşantısını gösterir.

Cehennem günaha bulaşmış imanlı mümin için affa maruz olmayan manevi kirlerin temizlenme yeridir nasılki beden temizliği için sıcak suyla yıkanıp tertemiz oluruz aynı bu gibi cehennem manevi kirleri temizler demek insan iman ehli için hakkını helal etse geriye kalan kendi hata günahları için hesabı olur o zaman din kardeşinin din kardeşine üç günden fazla küs durması helal değildir buyruğunu yaşamakla mümin diğer din kardeşini cehennemden kurtarmış olur o zaman cehennemde yanacak varsada benim yüzümden yanmasın deyip hak helal etmek mümin vasfıdır.

Kalblere Allah hükmettiğinden mümin gòsterişi sergileyen münafıkları mümin sanıp seçemeyenlerin hak helal etmeleri geçersiz olur çünkü Kalb mühürlenmiş münafıklardır ve tarafgirlikle şeytanın ve münafıkların şer yolundaki aveneler din düşmanlarına yardım etmeleriyle dinden çıkarlar dinden çıkanlarda iman yoktur demek (Allah,ın laneti zalimlerin üzerine olsun. Araf-44) buyruğuyla bilinmeyen imansızlara hak helal edilmesi geçersizdir Sahid Nursi Hz. dediği gibi zarara rızasıyla girene merhamet edilmez yani Allahtan fazla merhamet edilmez.

Münafikun süresinde ayetlerde buyrulurki kalblerdeki mührün sebebinde kalblerin iflas etmesidir yani kalbin iflas etmesi işlediği suçların O derece kömür gibi olmasına sebebiyetle kalb iflas eder dönülmez mührü gerçekleşir ve hükümlerde bunu ispat ve dönülmez olduğunu açıklar.

Maide 32 ayetinde buyurmuştur bir insanı haksız yere öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir ve bir insanı kurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibidir bundan da anlaşılırki bir insanın ölmesindeki kitapların bildirmesinden iman ehline işaret eder yani imanlı insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş sayılıyordu tüm insanlığı öldürmüş olan kendisinide öldürmüş olur ve sonuç artık kurtaracağı kimse kalmıyor kendisini bile kurtaramıyor başkasını kurtarsın tüm insanlığı manen kendisiyle birlikte öldürmüş oluyor bir insanı kurtaranda iman etmiş insanı öldürmeden cinayet işlememiş olana verilirki buda iman ehlinden olan kurtarana işaret eder çünkü iman etmemiş insanın kurtarması yoktur mesela bir kafir dine imana ilişmez fakat iyilik yapar hatta mescid bile yapar bu kalben değildir nefsine olan tapılmadan ileri gelir yani benliğini göstermek iyi desinler adım ünvanım olsun gibi oysa kalben iman yoktur maksatla gösteriş vardır işte bu gibi kurtarış boşadırki zerre imanı vermez.


Bakara 14 Münafıklar insanlara zulm ederler sonrada iman ehline karşı inandıkları dini kullanırlar mesela Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Zarara zararla karşılık vermek yoktur buyruğuyla iman ehline yapması gerekeni buyurur işte münafık zalimler bu gibi hadisleri iman ehline Karşı dini kullanıp hem iman ehlinede zulm yaptırmaya çalışırlar hem iman ehline karşı dini kullanır.


Nisa 89 ayetde Allah en adil ilk hilkatden ebediyete varan yaratılışla nimet vermek ishanı ilahinin hem cehennemin korundan cinleri halk (yaratma) ile topraktan insanı halk (yaratma) etmesiyle ebedi nimetlendirmeyi en adil olarak gerçekleştirmesi en üstün halifelik makamının insanda olmasına delil olarak Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ile göstermesiyle şeytanın karşı durup asi olmasıyla cehennemi azabına çevirmesi ve şeytana ruhunu insan veya cin kaptırmasıyla cehenneme çevirmesi gerçek adaletin gayesinde olanı saptıran şeytanla cehenneme inkarla imansızlıkla son bulmasıda adelettir.

Dünya ölümlü yaratılmış olmasıyla dünyayı cehennem içinde olanların cennet gibi görmeleri ve dünyaya talip olmaları adalete uymaz çünkü dünyanın yaratılışıda ölümlü olmasıdır hem denseki eski zaman insanlarına ömür çok verilmiş bize de olsa bunu zalim imansızlar savunur insanın ömrünün içindeki neticesi iman edip etmemektir bunun için bin seneyi geçkin ömür verilmesiyle altmış sene arasında fark sadece yeme içmeden ibarettir son olan hayatın iman ile imansızlık arasında ebedi cennetle cehennem vardır ve gerçek adaletin hükmü nimetlendirmektir adaletin hükmü ise ebedi cennetdir bundandırki cehenneme gidenler kendi işlediklerinden hükümlere karşı gelip adaletsiz derlerse Allah ebedi cehennemliklerede elbetde hikmetinden cehennem yiyecekleriyle tokadı yapıştırdı bundan dolayı olsa gerektirdi cehennemlikler dünyaya cennet nispetinde bakarlar iman ehlide dünyaya zindan nispetinde bakarlar bu sebeb gösterir ki dünyaya rağbet eden kalbi bağlayanlaradır Allahın engin merhameti iman ehline hitap ederki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere rahmet göndermesinin delillerinden ölmeden öncesine kadar tövbe kapısını açık bırakmış ve Allah zerre imanı olanın cehennemden ebedi kurtulmasına sebeb kılıp cennete almış lakin tövbe sadece dille söylemek değil kalben tövbeyle kabul olunup imana girilir buda imkansızlık derecesinde gerçekleşecek hükümdürki nice münafıklar bunu başaramazlar sebebinde ayetlerce verilmiş hükümlerdir ve imansızlara kimse cennet hükmü veremez son nokta Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kurtaramadığını kimse kurtaramaz ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere rahmet oluşunun diğer delillerinden biride benim şafaatim ümmetinin büyük günahları olanlara buyruğudur ve bu buyrukda iman ehlinden olan büyük günahıda olsa azabının en aza inmesi af edilmesidir yoksa imansızların ahiretde iman etmesi iman verilmesi söz konusu değildir ancak bazı kafir hayatı yaşayanlar vardır inancıda imana dairdir sadece kafir gibi hayat yaşar kısaca zerre iman dünyada alandırki mikrop kadar büyüklükte olan zerre misali alan kurtulsun olmayanda kurtulamaz.

Dense Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bilemeden ölmüş olan Hıristiyan yada Yahudi gibi diğer dini yaşamış olanların iman esasları neye bağlanır Kendi bulundukları dine sahip çıktıklarından dine peygamberine ve Allaha bağlılıktan imanı taşımıştır çünkü bilemesede yaşadığı dine İnanaşına göre Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. diğer kitaplarda yer edilmiştir bildirilmiştir ışte bundan dolayıdırki inancında olana iman dairesine Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bilemesede inandığı kitabın içinde mevcutdur ve imanla ölmüş olur tek fark Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. inandığı kitapda çözememesidir.

Tüm ilahi kitaplar Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hitap edilmesiyle iman esaslarını almış olur fakat Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. duyup bilip inkara gidenler bilerek inkar etmesine sebeb olduğundan imanı gider çünkü bilmek ve bilmemek gibi bir özür mevzu vardır şer yolundan uzak iman etmişler kendi kitabındaki hükümlere göre yaşadığından bozulmamış hükümlerede imanla Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman etmiş olur Kur`an,la din yaşayanın başka dine giremeyeceği için hükümlerine itiraz red ayetleri inkar imandan çıkartır çünkü din hükümlenmiştir.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşantısıyla delil olup ve hadisleriyle ne buyurduysa kafir ve münafık inkar etsede kabullenmesede tüm insanlığa hükmeder mesala sebeb olan işleyen gibidir buyruğu zalimlik zulüm yapan kafir yada münafıklarada geçerlidir sebeb oldukları şerlerin vebali yüklenir ve merhametten mahrum olan hertürlü hayırdan mahrumdur buyruğuyla dünya dolusu iyilik yapsa imanın zerresine giremez.

işid gibi kendini müslüman senaryosu vermiş münafık gruplar ve bu gruplara ait teröristlerin iman etmesi yoktur olamaz deccalın emrine uyan islam düşmanlarına yardım eden din düşmanlaridır dine düşman olan daha önceki yazilanlarla açıklandığı gibi ebedi cehenneme gider.

Zalim zulmünde mazlum zilletinde göçüp gidiyor demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor Said Nursi Hz.

10 Ocak 2016 Pazar

Allahın Şerde Rızası Yoktur.

Elektriği bilirsiniz sebebler dairesinde oluşan akımdır ve gayb aleminden gelen bir yaratmadır bir insanın icad ettiği pano içinde sigorta gibi elektrik işletim araçlarının ihmalle elektrik sistemine uygun olmayışı veya su gibi maddenin girmesi ve benzeri sonuçlarla yangın çıkabiliyor görünüşe bakınca yangın elektrikden çıktı fakat yangının çıkmasına sebeb insanın iradesi sonucudur gayb olan yaratılış elektrikten fayda sağlamak iyi hayırlı oluyor yangın çıkınca şer görünüyor bu durumda insanın iradesindeki ihmalkarlıktan çıkan yangının bu şer ve Allah rızası var deyip içinde yanmayımı beklersiniz kaçarmısınız eğer Allahın şerde rızası var denirse kaçmazsınız ve yanarak ölmeyi tercih edersiniz.

Şerri insan ister Allah yaratır şerden rızası yoktur Allah rızası şer işleyenlere sabır edenedir şer istenmez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. çileli hayatı Allah vermedi zalim insanlar verdi aksi takdirde,

(Allah insanlara asla zulmetmez ne var ki insanlar kendi kendilerine zulmediyorlar.) (Yunus-44) ayetini yalanlamak olur ayeti yalanlayan Allahı yalanlamış olur dinden imandan çıkar ebedi cehenneme gider.

Allahın şerde rızası olsaydı günahın zerresi olmayan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. şerride yaşaması gerekirdi şerri insan yaratamaz yaratma gücü yoktur ve şerre şeytanın aldatmasıyla ister Allah irade vermiş insan ister Allah yaratır şerri isteyenin bedelide cehennem olur şerre şeytan sebeb oldu istedi ve ebedi cehennemi kabullendi amacıda daha önceki yazılarımızda açıklandığı gibi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yok edemedi şer bulaştıramadı ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğumuyla şeytanın dönülmez ebedi cehennemi garantilenip son buldu.

İki zıt hayat vardır iyi ve kötü,hayır ve şer,şer işleyen kötülük yapar bu şerre sabreden iyi olandır Allah rızası olan iyi olanadır o zaman tek bir rıza dairesi vardır oda iman ile cennete götüren Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğruluk iyiliğe iyilik cennete götürür yalan ķötülüğe kötülük cehenneme götürür buyruğundaki doğrulukla iyi olan cennete götüren Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşadığı hayatı olan hayır yoludur.

Eğer denseki şerri Allah madem yaratıyor rızası var bu münafıklarca uydurulmuş sözdür ve ahiretde ona göre muamele görür bunun neticesinde Allahın ayetini yalanlamakla tüm ayetleri inkara girer bu inkarda ebedi cehenneme sebeb olur.

Daha önceki yazılarımızda açıklandığı gibi Allah ahiretde şefkatiyle sorgu sonucu inkarcılar ebedi cehenneme gideceklerdir itiraz edilse azabıyla sorguya sebeb olur ve şefkatinden sorgu sonucu ebedi cehennemden kurtulamayan azabıyla hiç kurtulamaz azabı dahada artar.

Allah Sorgu Yapsa Ne Denir

Asrı saadet zamanında ya inanmayanlar yada münafıklar onu Allah bunu Allah yarattı peki Allah kim yarattı diye Peygamber Efendimiz Hz.Muhamm...