8 Mart 2016 Salı

Yaşatmadan Önce Yaşamak

Münafıklar kendi çocuklarına Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dine küfr ettirirler canları yanacağını anladıklarında baba hakkından bahsederler kılıç Allahın elinde çok ilginçdir nasıl anlaşacaklar Allah düşmanları sola dost olanlar sağa ve gemi batıyor atlayan kurtulamıyor kendi evlatlarını Allah düşmanı yaparak anne baba hakkını din emretmiş diyemez münafıklar şeytan gibi Kur'an,ı gırgır görürler çok komik görürler yani münafıklar bile gecenin karanlığını ve gündüzün aydınlığı gibi gerçekleri ayırıp iyilikleri güzellikleri fark edip cennetlik saydıkları saçma sapkın fitne fesad olan zulmü zalimliği biliyorlar görüyorlar bundan dolayı olsa gerek Kur'an,ı gırgır komik geliyor çocuklarını şer yolunu cennetlik olarak eğitmiş iyiliği güzellikleri cehennemlik göstermiş olan gerçekleri kendi çocuklarına bile örterek cehennemin dibine gönderen zalimin dini kullanarak anne baba hakkından bahsedip kendini korumaya çalışması sapkınlıkla Allaha düşmanlık için çocuklarını kullanması ve Allah yedirip içirdiği halde aç kalmaktan korkan bir yemek bir su ve dört duvar arasında zevki sefası için çocuklarını bile harcayan insanları felakete cehenneme göndermek ne kadar saçma ve hatta bilmediğimiz ahiretde çıkacak gerçeklerle daha dünyada milim şaşmazsa ahirede cehennemin 70 sene dibine gitmesi milimden milimler ölçü verilse şaşması imkansızdır dünyaya değer vermeyen Allah kulluk için yaratmış insanın şer yoluna tapması ve aldığı nefes cehennem azabıyla ödeyecek derecede inkara girmesi yemeyi içmeyi mideyi keyfi zevk hevesatına tapınak haline getirmesi ve bunca nimetler şefkat edilerek verilmesi ve zerre iman kurtulsun istenirken tüm dünya kurtulmuş olsa cehenneme ebediyen sadece şeytanın gitmesi gerekirken şeytanın düşmanlığı bildirilirken şeytana asırlardır tapılması sonrada ebedi cehennemin dibine gidilmesiyle Allahı dúşman ilan etmek kendi keyfine sözde ben gelemiyorum oraya sen in aşağa der gibi put çıkarmak yaymak taptırmak ve şerleri yaymak insanlara helak vermek sözde Allahı yalan ilan etmek insanları cehenneme göndererek şeytana tatil yaptıran zalime bile hayat verilmesiyle çeşit çeşit nimetlerin yedirilmesi Kalbi bozuk münafıkların kör gözlerine defalarca göstermesi ilan etmesi farkına vardırması acaba akıllı insan Allahı düşman ilan edebilirmi ?

Münafıklar sinsi zehirli yılanlardır yüzünüze başka konuşurlar arkanızdan kuyunuzu kazarlar peşinden şeytanı yollar Allaha bile ilahlık yapan münafıklar insanlardan ne istersiniz ölümü bekleyip öbür tarafa geleceksiniz orda ilahlık yapacaksınız zalimlik zulm yapanlar kendilerini masum gösterme çabası vermesinler Allaha küfr edene tapıp sizede küfr ettirene tapmanın nesi masumluktur gerçekleri bilerek saklamak herşeye inkarla itiraz etmek Allaha düşman olmak ve sizin istediğiniz şer din olarak ayrıldığınızdamı aklınız başınıza geliyor asla aksine siz inkarlarınıza tokat yediniz artık inkar edecek yönteminiz seçeneğiniz bitiyor çaresiz kaldınız her zamanki gibi yalanların iftira gıybet fitne içinde yol arıyorsunuz ve buna masum gösterisini bile alet ediyonuz ahiretde çıkacak gerçekler size yetecektir kendi pisliklerinizi kendi şer şebekeliğinizi ortaya çıkaracaksınız orda anlaşılacak kim masum hiç mümkünmüki kendi çocuklarını bile münafıklığa alet edip sonra anne baba hakkından bahsedip küfr ettirdiği inkar ettirdiği yaratıcıyı çocuklarına karşı kullansın zalimlik zulümlük cennet yoluysa kendileri bunları neden yaşamıyor haklardan adaletten bahsedip kendisine iyilik istiyorlar iyiler doğrular cehennemlik deseler kendileri nereye gidiyor dıştan görünüş cennet diyor içindeki cehennem istiyor ikiyüzlü münafıklık her haliyle kendini ispat ediyor delillendiriyor demekki dünyada derece derece makam sahibi olunduğu gibi askerlerdeki erden orgenerala kadar rütbe verilir gibi münafıklarda ebedi cehennemde yerlerini alıp ayrılıyor.

Allahı düşman yapmak hem cehenneme zerre menfaati için insanları kullanmak hem din gerçekleri gösterdiği halde gerçekleri saptırmakla zulm haksa böyle demekle hak ve adaletin ilk yaşatanda olması gerekirken zulmü yaşatıp neden yaşamıyorsun şerri cennet yolu gösterip cehennemi yaşatmak ve yaşamamak doğruluğu cehennem gösterip iyiliği yaşatmamak ve kendinize iyilik istemek hangi adaletde vardır öldürmeden önce ölmen gerek yaşanmadan önce yaşanan gerek.

Kafir ve münafıkların ayrımından cehennemin yedi kat yaratılışından cehennemin dibine giden münafıklardaki ayrımda cehennemin dibindeki sınırdan başlayan daha aşağılara başlayan bir senelik yolculuktan yetmiş seneye giden en alt tabakaya her bir münafığın azap yaşayacakları yerleri münafıklar için cehennemin dibindeki sınırın en hafif azaptan başlayan rütbe makam örnekleri gibi ebedi azap hükme girer demekki münafıklara göre verilen azap en hafiften başlar senelerce sürecek en derinlere kadar gidecektir.

6 Mart 2016 Pazar

Allaha İlahlık Yapmak

Allaha ilahlık yapanlar madem dertleri Allah, zalimlikle zulmle masum insanlardan ne isterler o zaman ölmeyi bekleyip ahiretde Allahın vekili elçisi olan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. görüşmeyi beklemeleri lazım ve madem günahlar orta yol isterler zaten kendilerinin biçdikleri hükümlerle münafık oluyorlar yani istedikleri zaten oluyor lakin Allah böyle hükümler vermediğinden münafıklar Allah başına ilah gibi dikilir ve günahlar ortayol olacak hükmü vereceksin gibi Allah sözde esir ederler yani yaratıcıya ilahlık yapmaktır.

Hem mesela Allah cennete giden yolları göstererek ebedi cenneti ister şimdi Allah şerri cehennem yolu göstermiş münafıkların istediği zalimlik zulm yaparak yani şer yollarına cennet hükmü olsa Allah yalan söylemiş olacak ve bunca peygamberlerle ümmetler hatta Allah cehenneme gidecek o zaman cenneti kim idare edecek nimetlendirecek ve hatta herşey Allah hakimiyetindeyse demekki cennetde cehenneme gidecek o zamanda Allah kulları azap etmek için yaratmış olur ve dünyaya bile gerek kalmaz cehennem son olurdu o zamanda mahlukatı yaratmazdı işte Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hitap ederek sen olmasaydın alemleri yaratmazdım buyurmuş ve ispatla göstermiştir hem dünyada dinin gerçeklerinin çıkmasını istemeyenler dünyadaki inkarla bir kat azap olsa ahiretde inkar etmelerinin cezası iki kat olur hem mesela cehennemin bir kıvılcımı güneşin beşyüz kıvılcımdan bir alev ve beşyüz alevden bir derece oluşması ve bu sistemle cehennemin dibindeki beşyüz alevin yediyle çarpılıp 3500 derece yapmasıyla ahiretdeki sorgularda inkardan cezanın ikiye katlanması yani 3500×2=7000 derece yapmasıdır ve bu kullara göre verilen azaptır demekki ilahlık iddia eden ilahın azap yaşamasını düşünse insanda olan vücud sıcaklığı nasıldır zararsızdır ve buna benzer cehennem yaratanın vücud sıcaklığı gibi olabilir demekki ilahlık iddia eden münafıklar sahte ilahlıktan ilaha benzer azap yaşantısı düşünülse cehennemin sınırsız derecelerle azabı çok az kalır demekki cehennem en az en uygun yaratılmış azap yeridir Allaha ilahlık yapanlar vay halinize.

Allah yoktan yaratandır asla yalan konuşmaz iftarayla şer atmaya çalışan ahmaklar münafıklar sanki münafık yaratılmış gibi iftira atıp menfaatlerine yaratılış şekli vermeye çalışıyor şeytan ve cin ateşten hayvan ve insan topraktan melekler nurdan yaratıldıklarından kalbi fitneci bozgun olan münafıklarda yaratılış şekli verip cehennemden ahmakca doğruyu inkar edip yalana doğru deyip kurtulacaklarını sanıyorlar .

Ebedi cehenneme gideceğini biliyor münafıklar bilineni başkasını kendi gibi saptırarak sanmayla yani zan etmeyle kurtuluş arıyorlar yani UR kulumun zannı üzereyim buyuruyor ya bakalım zanda ne var iman ehline zulm etmek,bebek çocuk demeden insanları öldürmek,şer yoluna dini alet etmek,zina etmek mut'a gibi kadın satıcılığı yapan münafıklar dine yıkıp zina olanı mut'a adıyla din gösteriyorlar,inkar etmek ve daha nice şer var bu inkarda tüm bu yaptıklarını Allahın üstüne iftira atmak ve bitti artık temizlendi yani münafıklar suçsuz Allah suçlu oluyor ne olması lazım cehennem var suçluların ceza yeri madem Allah suçlu yere göğe sığmayan cehennemi yoktan yaratan yani cehennem yokken Allah vardı Allah suçlu cehenneme gidecek şimdi cehenneme sığarmı gitmesi gerekmezmi mesela diyelimki gitti tüm arşdan kainata zerrelere idare eden cehenneme giderse kim kaldıki sebeb olan kim münafıklar eyvah eyvah tüm yaratılmışlarında ve Allah cehenneme gitmesine sebeb olduklarından dehşet azap yaşayacaklar yok olmak yok insanın aklıyla anlaması için şöyle denir Allah ezel ve ebeddir kendiliğinden vardır yemez içmez zarar verilmez dişilik erkeklik yoktur hükmeder güzelliklerle nimet vermek için yaratmıştır ve daha niceleri aklın kabul ettiğine itirazla inkar eden ahireti beklesin vekili olan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. var dünyada yaşadı biliniyor dinde zorlama yoktur münafıklar kendilerini aldatırlar ahiretde hesap var ve yapılan neyse ödenecektir enterasan bir durum daha var bir cenneti ve bir cehennemi yaratan sınırsız sayıda cennet cehennem yaratabilir yani Allah mahlukmu ki cehenneme sığabilecekmiki.

Allah ayetde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hitab ederken rahmet olarak gönderilmesi gökde ahmed ismi yerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. olmasıyla bilinirki Allah şefkati tüm kainatı kuşatmış Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. şefkat peygamberi olmasıda arşdan evrendeki tüm mahlukat rızk olarakda kuşatmasıdır yani tabiri caizse şöyle Allah zaman ve mekandan münezzeh heryerde karıncanın sesini dahi duyandır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. mirac hadisesiyle daha dünyadayken arşdan kainata rahmet olması ve dünyada vefatın kabir bilinenin diğer tarafa kapı olmasıyla Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yoktan var edenin karıncanın sesini duyması ve zaman mekandan münehzeh olması gibi münehzeh olmuştur yani kısaca şöyle Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yoktan var eden gibi zaman mekandan münezzeh karınca gibi her sesi ve her yapılanı Allah bildirmesiyle görür bilir ve duyabilir.

Tüm canlıların yaratılmasının menbaı Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. o olmasaydı hiç bir mahlukat yaratılmayacaktı yani nimetlerin verilmesi yenmesi nasılki nimet verene şükr teşekkürdür ve bu iyiliği yapana sanki can verecek kadar sevilir canını esirgemez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bu şükrün ilk olanı mahlukatın tek can verilecek kadar sevilmesi gereken menbaıdır Allaha şirk koşan zalim dahi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hürmetine rızklandı eski kavimlerin başlarına gelen felaketler yani dünyada yerin dibine batmalar olmuştur Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. geldikten sonra ne zalimin zulmü ve firevun gibi zorbalıklar bozgunculuklar yaşandı bu asrımızda dahada beteri yaşanıyor demekki bu rahmetin sebebi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dir.

5 Mart 2016 Cumartesi

Sizin dininiz Size Bizim Dinimiz Bize ( 2 )

Bunlar tek yön sol şerli yol dinde olsun istiyorlardı şerleri hep dine alet etmeye ve cemaati hizmetide kirletmeye çalıştılar bizde ayırdık zalimler ne istediğini bilmiyor cennete giden iman esasları 6 dır bunlar şerleri dinde var gösterilsin istiyorlar Sizin dininiz size bizim dinimiz bize şerlerde artık size göre din olduğuna göre size iman esaslarının yedincisi cehennem olur şer isteyenler şeytanın yolundan zevk alıp keyifleri menfaatleri için şerli yola din hükmü isteyenler şerdeki nimetler bellidir ve şer kavmi olarak şer isteyenlerle yaşarsınız bizim dinimizde şerre iman kadere imandan geçer sizin dininizde hayır yoktur çünkü Allah cenneti ister hayrı ister rızası cennet hükümleridir demekki bizdeki iman ehli kadere imanla cennet ehli sadece şerlere iman edende cehennem ehli olarak ayrılır.

İnkarcılar ahiretde cehennemi görünce birbirlerinin sırlarını ve iftirayla suçlamaya başlayıp şeytan gibi pisliklerini birbirlerine atacaklar şer şebekeleri kendi inkarlarını kendileri çıkartmaya başlayacak kendileri bile ebedi cehennemin dibine gideceklerine büyük delildir dünyada masumlara onca zulm ederek yok etmekle iftirayla suçlarını örtme çabaları ahiretde birbirlerine iftirayla meydana çıkaracaklar herpside birbirinin yakasına yapışacaklar hak talep edeceklerdir bu kadar çok dürüstler o hakda şeytanın yalan vaad ettiği ve aslında cehennem olan haklardır yani istedikleri hakda cehennem yani birbirlerinden cehennemi isteyecekler herkes istediğine kavuştuğuna göre şer dini yaşamak isteyenler yedinciyede cehenneme iman etmiş olur ve oranın özüne dibine gider.

Tüm peygamberlerin Allaha itiati bilinir demekki şer dinine iman etmek zalimliğe zulme yani şerlere rıza gösteren şer yapanlardır ve şer bellidir kimse kimsenin dinine ilişemez şerlerin hükümleri bellidir içki kumar zina uyuşturucu ve bu gibi şeytanın istediği zevkleridir şeytanın bile kimliği bellidir neler yapar neler eder açıktır yanlız tıpkı şeytan gibi olmaya çalışanlar öncelikle şeytan cehennemin kor ateşinden yaratılmıştır demekki önce kendilerini cehennemin minumum söndürülmüş dünyadaki en dehşet ateşin misali kor ateşlere atıp pişmeleri lazım ve şer peygamberlerin vazifesi ilk kendilerinin yaşamasıdır mesela en önemlisi bir insanı öldürenin kendisininde ölmesidir Saff-2 ayetde Ey iman edenler.

Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz ? buyrulmuştur demekki sadece şerre iman edenlerede hitap varmış ve Allahın hükümlerinin hepsini kabul etmeyen demekki imandan çıkıp sadece şerre iman etmesi gerçekleşiyormuş ve ebedi cehenneme gidiyormuş demekki herkes günahını kendi yüklenip ebedi cehenneme sebeb olmakla cehennemin dibine gidiliyormuş Allah en adil olandır asla zulm etmez

Münafıklardan ve tehditlerinden korksaydık şeytana tapmadan beter menfaatlerine tapan olurduk Allaha kul olmazdık ikiyüzlü din tacirleri şer isteyip savunanlar kimseye zorla zalimlik zulm yani zorla şerleri yaşatma hakkı yoktur algı operasyonuyla şer yoluna beyin yıkamak zulm yaptırmakla yani zorla günah işletmeye çalışanlara yazılır Allah yolunda olanlara niyetlerinde olan şerleri manalıda vermeye kalksalar zorla işlettiklerine günah yazılmaz demekki dinde zorlama yoktur ayetide delildir.Sizin dininiz Size Bizim Dinimiz Bize.

Demekki şerli yolda olanlar bizim kişiliğimizi bizim dediklerimizi bizim düşüncelerimizi ve dinimizi kendi menfaatlerine kullanamazlar haramdır çünkü cennet cehennemliklere haramdır yani cehennemlikler cennet hükmü veremez karışamaz kul hakkına girmekle günahlar mademki yüklenir hatta bir insanı öldürmenin tüm insanlığı öldürmüş sayılması ve insan kainatın küçültülmüş modeli olması tüm kainatı yok etmekle ve mut'a gibi dine alet edilen zinalardan tut tüm şerlerden değil yiyip içmelerine izin verilirken özünde hak talebine bakılsa bir hayatını ölene kadar ibadetle yaşayıp ölen bir insanın göz nimetini bile karşılayamazken münafıkların değil dünyada hissedar olmaları yani dünyanın yemeklik ve su gibi nimetlerine bırakın sahip çıkmaları nefes almaları bile mucizedir eğer deselerki dinde komşu olmak var ebediyet hayatındaki kanunlar dünyaya göre verilmez yani dünya ölümlü ve ölümlü dünyaya göre komşu hakkı gidiş geliş ziyaret vardır iman ehlinin imansızlarla komşuluk bağı yoktur bir çok ayetlerde bildirilmiş ve ispat edilmiş dost olmayıp uzak durmamız emredilir yani komşuluk hakkı yoktur eğer komşuluk hakkı olsa en büyük nimet olarak münafıkların soludukları hava onlara komşu hakkı verilmiş ve kendilerininde iman ehline vermeleri gereken komşuluk hakkında o nefesleri iade etmeleri yani ölmeleri gerekir ve ahiret ölümsüzdür gidiş var dönüş yok ebedi cennetlikler ve cehennemlikler olarak ayrılır ahiretde dünyada yapılanların sorgusundan sonra ebediyetde din yoktur eğer din olsaydı cennetde namaz kılmak oruç tutmak dünyaya tekrar dönüp hacca gitmek gerekirki değil hac için mekkenin olması dünyanın kendisi yok olacak kabe nasıl olsun komşu hakkından önce kul hakkı ve Allah peygamber din hakkı olması gerekir yani başkalarının arkasına sığınarak yapmayıp yaşamayıp fikirlerini şer yolunda kullanmak hırsızlıktır hem dini hem kişiyi şer yolunda kullanarak hem Allah hakkı hem kul hakkıdır ve menfaat perestler şeytanın yolundan zevk alıp keyifleri menfaatleri için şerli yola din hükmü isteyenler dini Allah emri olarak yaşamayan şer şebekeleri dini kullanmakla amel etmesi haramdır edemezde yani şer bellidir şerden nimet isteyenlerede Allah yaratıyor ve ebedi cehennem nimetleriyle ödüllendiriyor hayrı yaratanda Allah ebedi cennet nimetleriyle ödüllendiriyor yani Allah birdir.

Sizin dininiz Size Bizim Dinimiz Bize vaad edilen ebedi iman ehli cennete,imansız münafıklarda cehennemin dibine gidecektir.

4 Mart 2016 Cuma

Sizin Dininiz Size Bizim Dinimiz Bize

Allah isteyene hayır yani cennet nimetlerini anarsak istersek cennetde saraylar köşkler mükemmel nimetler güzellikler var bunları iman eden kullarına isteyen mülkün sahibi iyilik isteyenlere iyilik verir yaşatır madem öyle cennetde guzellikler adına ne varsa Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dünya ahiretin tarlasıdır buyurmuştur o zaman tarla hükmünde dünya cennet misal yaşatılır yani helal isteyene helal haram isteyene haram inkar edenlere inkar yani mü`min olana cennet misal hayat kafir olana sıfatına uygun hayat münafıklık yapana sıfatına uygun hayat yaşatılır.

Allah şerri ister diyen zalimlik zulm eder diyen ve adaletsizlik isnad eden münafıklar ona göre muamele görür madem şer ister şerliler ebedi cehenneme gidecektir madem şer istiyorlar şerri savunuyorlar işte şeytan musallat oluyor şer isteyen savunan nereye gider ispatmı şeytan nereye gidiyor onlarda oraya Allah zalimlik zulm ister diyenler zalimlik zulm yaşaması gerekir adalet bunu gerektirir başkalarına zalimlik zulm edersen kendine saltanat kurman adalete uymaz eğer.

Allah zalimlik ister yapar, dersen cehennem ebedi azap yeridir, ALLAH c.c. cennetimi ister cehennemimi ister
Allah zalimlik zulümmü ister şefkatmi ister,
Allah iyilikmi ister kötülükmü,
Allah dünyada nimetlerini cennetdeki saraylar köşkler misali vermekmi ister ve cehennemde saray köşk olmadığı gibi cehennem nimetleri bilinen zakkum misal azaplı nimetmi vermek ister,
Allah şirk koşmayın buyuruyor şirk koşan inkarcıları ebedi cehenneme gideceklerini buyuruyor eğer Allaha şirk koşması gereken birşey varsa oda yoktan var eden yaratan ikinci bir ilah yani Allahın olmasıdır demekki şirk koşanların ebediyen cehennemde azap yaşamaları gerekiyor

Allahın adaletinde insanları bombayla öldürenlerin o zaman bombayla ölmeleri lazım,
İnsanlara zalimlik zulm yapanların zalimlik zulm görmeleri lazım,inkar eden inkarcıların inkar edilmeleri lazım,
Allah hükümlerini inkar edenlerin inkar edilmeleri lazım,
Allah hükümlerini sorup söyletmeye çalışıp sonrada işlerine gelmediğinden o dedi bu dedi diyenlerin ve söylenenleri inkar edenlerin başkalarına sorumluluk yıkacaklarına kendileride fikirlerini söylemeleri lazım,

Eğer mecburiyet yok denirse o zaman onlarda soramaz karışamaz haddini bilmeleri lazım,

Biz başkalarının arkasına gizlenmiyorsak şahsımız hayatımız tüm gerçekliğiyle ortadaysa algı operasyonu kumpaslar kurup gizlenmemeleri ve sorumluluk alıp kendi dini görüşlerini açıklayıp  başkaların anlattığı dini hem inkar edip hem doğru olan olarak gösterip kullanmamaları lazım,

Allahın hükümlerini hakkı inkar edip gerçekleri gizleyip başkalarının en küçük günahlarını bile ortaya çıkarma çabasında olan rezil etme kötüleme batılla insanları saptıranlar kendilerini sütle beslenen bebek göstermeyip tüm yaptıklarınıyla ortaya çıkarmaları lazım,

Allahın bildirdiği hükümleri açıklayanlar ve açıklayanları destekleyenler gibi şerri savunanlarında açıklayıp şerri destekleyenlerin çıkması lazım,

Allaha adaletsizlik isnad edenlerin adaletsizlik görmeleri lazım fakat ALLAH c.c. adalet sizlere bile adaletli davranıyor yani,

Ben kulumun zannı üzereyim buyuruyor ve bu zan başkalarına süsleyerek söylenen sözler değil kalbde olanların beyinde işlenmiş düşüncelerdir.

Kendini ilah görüp sinek gibi uçup kendini göremeyen herşeyi küçük görmeye çalışan ayetlerdeki kitap yüklü eşeklere benzetilenler iftira yoluna inkara girenler Allaha dişilik erkeklik isnad edenler melekleri görünce tokadı yiyecekler şeytana bile güvenli gibi bakarsınız çünkü düşmanlığını belli eder böyle münafıklarda sinsi zehirli yılan gibilerdir demekki tüm hükümler gereğince iman ehli mü,min cennete imansızlar ehli kafir münafıklar cehenneme kafir ve münafık arasında münafıklar cehennemin dibine.

Sizin dininiz size,Bizim dinimiz bize,
Siz bizim inancımıza,dünyamıza, yaşantımıza,hayatımıza,düşündüklerimize,yolumuza yani zerresinden kulluğumuza kadar karışma hakkına sahip değilsiniz ve giremezsiniz bizde sizin.

Bizim Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve dinimiz ne emrediyorsa biz onu yaparız kimsenin hürlüğümüze karışma hakkı yoktur bizde sizin hürlüğünüze özgürlüğümüze karışma uğraşma ilgilenme dokunma soru sorma cevaplama hakkınız yok bizimde sizin üzerinizde hakkımız yok eğer insanlara zulm edersen zulm görürsün öldürürsen ölürsün herkesin kendi yaşantısına bişey demeyiz o Allahı ilgilendirir mülk sahibine hesap verilecek Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. onun elçisi cennetin sahibi yani mülkün sahibidir demekki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. müslümanın müslümana (kanı canı malı haramdır korunmuştur yanlız gönül hoşnutluğu ile verirse o başka) buyurmuştur yani gönül hoşnutluğu kulun rızasıyla vermesi hakkını helal etmesidir buda iman ehlini ilgilendirir çünkü müslüman kelimesinde dini terim ve yaşantıyı gösteren manası doğru olana bağlılık gösteren bağlanmış demektir iman ehli olan Kur'an bildirilen dinimiz ve diğer bildirilen dinlerde hristiyanlık ve yahudilik bunlar hepsi semavi din olmakla müslüman vasfı hepsini kapsar çünkü din doğruyu emreder ve insanlar doğruyu emreden dine gösterdikleri bağlılıkla müslüman olur yani müslümanlık dine bağlılık göstermiş iman ehlinin tümünü kapsar mesela denseki diğer dinlerde değiştirilmiş olanlar kısımlar nasıl müslümanlığa işaret eder Hıristiyan,Yahudi dininde insanlar Allahın sözü sanarlar ona göre yaşarlar çünkü hangileri değişmiş bilemeye bilir ve şu bu yok diyemez inkar etmek gibi imanı tehlikeye girmesinden korkar niyetde olanda rabbim böyle emretmiş yaşantısını gördüğünden mesala içki içmek kumar oynamak adam öldürmek gibi bir inanç hakim olsa ve bunu Hıristiyan ve Yahudiler Allah emrediyor gibi yaşasa asırlar önce bu dini kim değiştirdiyse kim sebeb olduysa onun üzerine vebali yüklenir ve kim adam öldürmek gibi inanç savunup insan öldürse adalet hükmü kendisinin cezası ölüm olur yada ölüme kadar mahkumiyet olur çünkü başkasının yaşantısına kulluk hakkına gasp kendisine yapılan ceza adaletdir ve milletlere ayrılma yani iman ehlininde ayrı ayrı millet olması hikmeti gösterir ve delillendirki dine ilişen münafık imansız düşman cepheler dine sızıp düşmanlıklarını din göstermezler eğer tek bir millet tek bir kitap tek bir peygamber tek bir dinin hakimiyeti ayrı ayrı özetlerle yaşanmasaydı yani diğer dinler özet gelmeyip tek bir din tek bir millet olunsaydı dinsiz münafıklar bu tek bir dine sızıp karışıp düşmanlıklarını görmek zorlaşırdı hikmete binaen Allah her bir dini ayrı tutup dinler arasına sızan ve dinleri birbirlerine cehennemlik ilan ettiren düşmanlık çıkartan ebedi cehennemin dibini hak eden gizlenen sinsi zehirli yılan gibi olan dinsiz imansız münafıklar açık açık ortaya çıkmaz görünmezlerdi işte Allah iman ehline peygamberler gönderip dinleri ayrı gibi gösterip ve milletlere ayırmasındaki sırlardan biride budur ve dinler arasındaki ayrı ayrı gösterilen milletlerin özünde olan tek bir milletdir oda iman ehlidir.

Daha önceki yazılarımızda belirtiğimiz gibi ahiretde iki grup ayrılır cehennemlik dinsiz imansız ehli olan kafir münafıklar ve cennetlik iman ehli olan mü'minler yani dinsizliğe din diyen din imanda olmayan şeytanın şer yolunu savunup şer yoluna din diyen imansızlar ve iman ehli ayrılacak yani Sizin dininiz size,Bizim dinimiz bize.

Siz istediğiniz şer yolundaki vaad edilene kavuşacaksınız, Bizde istediğimiz din  yolundaki vaad edilene kavuşacağız.

Dava

Hizmet dava eder Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yolunu gösterir cennet ümit edilir Allah rızası gözetilir insanlar cennete girecektir diye kesin hüküm demez bu her asırda gelen insanlık Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. başlayan hükümlerin tebliğlerin kıyamete kadar sürdürür işte hizmet bu asrın kıyamete kadar gidecek Kur`an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hükümlerini sonuncu sürdürendir.

Dava vardır yolum der dava vardır son noktadır herkes vazifesine bakar sorumluluğu nispetinde haraket eder eğer tek sorumlulukla açıklanması gerekenler bildirilseydi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kıyamete kadar yaşayıp her asra bizzat müdahale eder şerli hayat dünyada barınamazdı zerresi yaşanmazdı o zaman kıyametle dünya sonda bulmazdı ve her asırda gelen mühim büyük evliyalar asfiyalar tebliğ vazifesinden hariç vakti gelmemiş gerçeklerin açıklanması bildirilseydi bu asırda olanlar çoktan yaşanır kıyamet çoktan kopardı herkes vazifesinde haraket eder her vazifeden sorumlu tutulmaz buhari hadis nakleder müslim hadis nakleder şöyle böyle demesi için zamanı gelmemiş manalardan neden sorumlu tutulsun yada ne mecburiyeti var herşeyi anlatan buhari olsa müslim,e ne gerek var yada Said Nursi Hz. olsa başkasına ne gerek olurdu herkes vazifesinde haraket eder.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve Allahın anlatılmasını hadislerinde asrı saadetde söylenip olması gereken sadece ulaşılabildiği kadar Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. insanların bilmesini sağlamak duyurmak değildir başka manevi açıklayıcı olarak Allah bir şahsa verilmesiyle yani tecellisiyle son bulmasıdır yani bu şahıstan sonra Allah hükümlerini bildirecek yoktur işte bu hükümlerin en önemliside hıristiyan ve yahudilerin iman ehli olmasının ispatıyla bildirdiği hükümlerin kıyamete kadar son hüküm demek değildir buradaki Said Nursi Hz. Risale-i nurlar ve Hizmet yolunda hüküm süreceğine ispatla sonnurun tecellisi ayrıdır yani sonnur tecellisiyle hüküm sürüp Risale-i Nur ve Hizmetten hükmü kalkacak manası yoktur aksine cemaati hizmete destek veren onaylayan tasdikleyendir onun vefatından sonra kıyamete kadar hüküm gelmeyecek demektir yani Allah tecellisi son noktadır ondan sonrası kıyamete kadar belirlenmiş zaman vardır.

Şunu da belirtmek yerinde olur desteklemek onaylamak tasdiklemek demek Allahın bildirdiği hükümlerdir kendi şahsi görüşlerine hüküm denmez yani büyük zatlar olarak nitelendirme büyük zatlara iman ediyorum manası vermez iman esasları altıdır ahmet bin hanbel gibiler iman esaslarında yoktur iman esasları peygamberlere has özeldir kısaca ahmet bin hanbel ve bu gibilerini kabul etmeyen sevmeyen istemeyen imandan çıkmaz ve görüşümde budur sevmiyorum ve kanaatimde şudurki hadisde gümbür gümbür 70 sene sürecek cehennemin dibine giden meşhur münafıklardan bahsedilmiş ve buyruğu ahir zamanda vicdansız insanlar yok etmeye çalışmışlar demekki hadisi yok etmeye çalışanlar münafıklardır.

Ebedi ölümsüz hayatı veren dünyada ölümlü hayatı dünyanın ilk yaratılışından kıyamete kadar veremez yaşatamaz denebilirmi mesela şeytan yaşıyor ilk inkarından kıyamete kadar olan inkar değişmez ebedi cehenneme başta giden kıyamete kadar yaşasada mühürlenen kalpdir cennete giremez.
Ebedi hayatı ihsan eden kendini alim sandırmaya göstermeye çalışanlar ebedi cehennemin dibiyle meşhur münafıklığa gider.

Mesela ahmed bin hanbel dünyaya kendini mezhep imamı tanıtmasıyla yaşamıyor denilebilirmi yada ölümü meçhul Hz. Adem as oğlu kabil yaşıyor dense ihtimalle belki denilebilir.
Muta nikahına fetva verip yalan hadisi şerifler çıkaranlar münafıklardır ahmed bin hanbel hakkında sözde zindanda Kur'an mahluk demediği için işkenceyle öldüğünü bildirmiş kendisinin öldüğü yalan olmadığına bildirilen delil gösterilen hakkında anlatılan yazılardır, yazıların yalan olmadığı biliniyormu, gerçekler ahiretde çıkacaktır.

Bir seyahat edelim, Hz.Adem as ilk yaratılışından başlayan iblis düşmanlığıyla sürdürülen dünya hayatında bir habil, bir kabil iki oğlan çocuk doğdu habil ölümüyle ilk şehit olmuştur insanlara vesevese veren şeytanda yaptırım gücü olmadığından iblisin vesveseyle kabil cinayeti işlemiştir.

Kader denilen hassas meselede insan iradeside kaderdir cüzi iradeye verilen iyilik kötülük yapıp yapmamak arasında insan iradesiyle kötülükleri yapar. İlk hilkatten başlayan yaratılışla Allah c.c. iradeside irade vermesidir insan iradesiyle seçilen cinayeti inkar veya imanı hakikat yolunda hayat vardır. İlk yaratılıştan sonra nesillerin çoğalmasıyla kötülükler inkarlara kadar girilmiş halbuki Hz. Adem,e as öğretilen doğruluk itaati cennet yoludur çoğalan nesillerinde itaati doğruluk cennet eğitimiyle bilginin hayatıyla yaşanmasıdır. İlkden gelen hayatda iyilik cennet yolu yaygınlaşır insan çoğunluğunda aklıyla dünya ahiret saadetinin Allah,a c.c. itaat cennet yolu yaşanması gerekip kötüler az olsa şerrin yok edilmesi mümkünken asırlardır gelen kavimlerde helaklar olmuş o zaman ilkden gelen kötülükleri yaygınlaştıran var denilebilir. Her asırda Nuh as kadar gelenler helak olmuş Nuh as sonrasında kavimlerdeki helaklar inkarda inat edecek kalbi sapıtmış kömürleşmiş ve  Hz. Musa as kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması Hz. İsa as kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması ve Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. kavme gönderilmesi öldürülmeye çalışılması Allah birdir davasına dünya ahiret saadeti öğretilmesiyle efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. sonrada aynı bozulmalar olması bazı sırlar olabileceği ihtimalini düşündürür.

Peygamberler as öğrettiği hakikati iman yolu sayfalarla emirler bildirilmiş Hz.Musa as ile kitaplaşmalar başlamış putluklar yok edilmiş şerli kavimler helak olmuş ve helak olayları yaşanılanları Allah c.c. kitaplarında anlatmış o zaman putlar ve putperestlikler kitaplardan okunsa neden putperest olunsun okunan kitaplarda Allah c.c. birliği hakikat anlatılır sapıklık anlatılır Allah c.c. kitabında putperestliği okunuyor putperestlik biliniyor ve Allah c.c. Kitaplarda anlattığı okunan iman yolu varken neden puta tapılsın yani Allah c.c. birdir doğru söylediğini biliyor ve putperestlikle sapıtıyor.

Demekki bedeni iradesinde müdahale eden insanları putperestliğe saptıran var bunda kabil yaşıyor dense şerleri iblisin vesvese öğretileriyle çoğunluk kavimleri şerleştirip helaklarına sebeb olması her asırdan son Peygamber Efendimiz s.a.v. kadar gelen kavimleri bedeni müdahale ederek hakikati çarpıttırıp insanları putperestliğe saptırması olabilir ve son gelen efendimiz s.a.v. ve kuran ayetleriyle putperesliği dağıtması yok etmesi ve asrımıza kadar gelmiş geçmiş kavimlerde sapıtmalar meydana çıkması bazı kavimlerin putperest olmasında hadiselerin dağılan yıkılan putperesliğin meslesinin kuran,dan okunması ve Allah c.c. bir peygamberler bir kitaplar bir hakikatiyle putpereslerin cehenneme gideceği inancında Allah,ın c.c. buyruklarınıda doğrulamasıdır. Kuran,dan okunan hakikatlere mbedeni mudahale eden varki insanların kuran,dan okuduğu hakikatleri saptırtıp putperest yaptırıyor.

Demekki iblis yaptırım gücü olmadığından mudahele şerle bir meşhur münafık olmuş şahsı akılla gösterir anlatır bundan bakıldığında kabil yaşıyor denilebilir mesela inkarcılar vardır kafir denir münafık denir fakat ikisininde kalbi kafirdir fasıktır ikisinde cehennemi ebedidir cehennem helakları şerler aynıdır. Mezheplikte bilirsinizki mezheplere iman yoktur ve her insan iman ilmiyle bir cemaati birlikle insanlığa Allah c.c. peygamber efendimiz s.a.v. yolunda hizmet açıp insanlara yol gösteren imam olunabilir yalnız insanlığa sebeb olacağı yolda dikkat etmesi gerekirki her bir insan bir hesap verirken imamlar milyonlar hesabı verir mükellefiyeti ağır olur.

Mezhep imamlığında insan ruhuna kalbine aklına hitap olması lazımdırki insanlar aklıyla hakikate bakar doğru yanlışı ayırır mezhep imamlığında yada normal az insanlara hitap eden imamlıkda yalan söyleyenin veya şer yoluna fetva verenin cennet yolu gibi gösterenin sapıklığı anlaşılır bunların içinde hakikat iman yolunu anlatanları yalanlamak düşman göstermek fitne zehirinin yayılmasına yardım edenlerinde sözleriyle apaçık yalan söylemesidir şer yoluna fetva vermesi, insanlığa doğru yolu gösterenleri düşman tanıtmak insanların sapıklığa kaymasına sebeb olmak demektir. ondan sonra istediğin kadar doğruluktan bahset bir kişinin ebedi cehennemine sebeb oldunmu geri kalan ömrün dindarlık taslamaktan ibarettir.

Demekki tek bir dava vardır peygamberler as davası Allah c.c. birdir davasıdır, Birden olan iman birliği davasıdır, İman esasları hakikati davasıdır, Şefkati affı nimeti, Cennet lutuf, Cehennem adalettir davasıdır.

Benliğin Ayrımı

Benlik insana verilen kişiliktir nefs tüm organların bağlı bulunduğu ana organ türüdür göz kulak dil gibi organlar sayesinde nefs görür duyar tadar kalbde manevi alemlere açılan tek organdır nefs kalble manevi lezzetler alır eğer şeytan kalbe hükmetse cehennemde diğer alemde olduğundan nefs dünyada yaşandığından yalancı manevi lezzet alır gerçeğide cehennemin azabının çok küçük cüzüdür bu sebeble nefs manevi lezzet aldığını sanarken kalb azap içindedir nefs kişilik değildir kişilik kalben olur kalbi iyi olanın benliği cennet tohumu kişilik alır kötü olanın benliğide cehennem tohumu kişiliğini alır nefsin benliğiylede kişilik çıkar yani nefsin benliğinden kişilik ayrılır nefs şerre meyillidir nefsine hakim olan manevi cennet tohumu taşıyan kalb nefsini terbiye eder ruhu kalbi açılır nefsini küçültür cennete götürecek saflığı temizliği verir nefs artık kişiliğine zarar veremez binek olur insan nefsiyle manevi aleme yol alır nefsini şerre harcayanda kalbi ezilir nefs büyür benliği şer içinde olur bulunduğu hayatdan öteye gidemez gidemediği yerde kalır gördüğünü yaşar işte nefsin benlikteki yani kendisinde olan kişilikte şer kişiliğidir manevi cennet tohumu olan kişilikte kalb kişiliğidir bu kişilikte birbirinden ayrılmış olur mesela nefsin iyilik iddiası sahtedir gösteriş için iyilik yapanların kibir nefsini yüceltme şeklidir kalben yapılanda nefse itimat yoktur Allah rızasını gözetir kısaca ben varım diyen nefse itimat eden kişilik benliği bana veren kalbe itimat eden kişilik ayrılmış oluyor cehenneme giden kişilikler cennete giden kişiliklerdir.

Benliği Allahın hayır yolunda kullanırsan benlik tevazu mahviyet kazanır cennet yolunda olan benlik oluşur şer yolunda kullanırsan şeytanın kendini beğenen kibir hased gibi şahsiyete girer bu şahsiyetde kalbe işlenendir kalbden gelende kişiliği oluşturur benlik ortaya çıkar.

Denseki Allah şerleri yaratıyor kişiliğinde şer olmazmı yaratma yoktan var etmedir ? nasılki ilk hilkatle yaratılış şer değildi ve şeytanın lanetli şerre sebeb olmasında hiç denebilirmi şer yaratıldı bunun için şeytan şerdir istediğide şerdir ve şeytanın istediği nazarında gördüğü yaratılışda şerdir mesela insanda şer istiyor yani şeytanın yolu lezzetli gibi geliyor şer işliyor zevk alıyor bu insan için şerdir kötüdür fakat Allah nazarındaki yaratılışda şer değildir çünkü ilk hilkatdir ve ilk hilkatde nimet içindir insanın anlaması kötülüğe şer nazarıyla bakması iyiye de hayır nazarıyla bakmasıyla anlama kavraması açısından kısaca iman esaslarında hayrıda şerride yaratan Allah emredilir detayları açıklamaz detaylarda zamanla anlaşılır.

Allah vacibul vucütdur benliği vardır kendisi bizzat vardır mesela insansız hava uçakları icad edilmiş bu uçakla dünyayı gezdirip havadan aşağa kameradan izleseniz sizi göremeyenleri görürsünüz fakat sizi göremeyenler uçak kendi kendine geziyor deyip sizi inkar etseler hiç akıl kabul edermi hatta ne kadar komik gelir kendi kendine yapılması hiç mümkünmü hiçmi düşünmezlermi denmezmi dünya dönüyor güneş çıkıyor yağmur yağıyor insanın yaratılışından ölüme varıncaya kadar ve bir sürü mevzular Kur`an ispatla anlatıyor uçağı bile yapan kişilik var şahsiyet mevcut olduğu gibi Allah şahsiyetinde kişiliğinde eşi menendi olmayandır yani tek yaratandır.

Münafıklarda İnkar

Allah kullarına iyilik ister nimetler ihsan eder kötülüklerden uzak durmamızı yapmamamızı emreder münafıklarda Allahın mülkünü kendi çıkarlarına kullanıp sözde iyilik yaparlar şerleri işleyerekte kötülüğü yaygınlaştırarak Allahın üstüne atıp Allah yapıyor gösterirler eğer Allah şer isteseydi hem nimet vermez hem bu ve birçok ayetde böyle buyurmazdı ve kendinede azap etmesi gerekirdi ilah olduğundan hemde ne azap münafıklar yalancıdır ve cehennemin dibine gedecek olanların ta kendileridir.

Münafıklar insanların imanlarını bozacak cehenneme gönderecek sinek gibi vızıltı misali yılan gibi sinsice fitne fesad peşindedirler şeytan sen hele şer bulaştır günahlara sevket ben ona musallat olayım der gibi şeytanlarıyla işbirliği içindedirler şeytan bile en başta insandan üstünlük davası yapıp Allahı yalanlamakla ilahlık iddia etti fakat cehennemi kabullendi münafıklarda inkarcı olduklarının üstüne cehennemin dibine gidecek derecede işledikleri suçları bile inkar etmeye kalkarlar buda şeytandan aşağı mahluk olduklarının başka bir ispatıdır herşeyi kendilerine göre mübah görüp dinide kendi istediklerine göre çıkarlarına alet ederler insanları aldatırlar seslerini kesmek için hakları olmayan elde ettikleri dünya maddiyatıyla ya para ya mevki gibi tuzak kurup gerçekleri örtmeye çalışırlar (Münafikun 4) ayetde kereste gibidirlerdir buyrulmuşki Allah melekleri Hz.Adem ,den itibaren kıyamete kadar herşeyi kaydederler münafıklar tüm dünyayı kendilerine inandırsalar asıl meleklere para mevki şan şöhret evlendirelim demeleri lazım çünkü tüm delillere şahit meleklerde vardır hiç mümkünmüki meleklerede para mevki gibi rüşvetler versinler seslerini kesebilsinler işte (Münafikun 4) ayetdeki münafıkların kereste gibi olduklarına meleklerde delildir.

İnsanların başına gelen musibetler ve hastalıklar kendi işledikleri günahların kefareti olarak verilir ve zamanla bedenlerine aldıkları pisliklerin temizlenmesidir şeytan kıyamete kadar mühlet istemesi ve ödül olarak yani şeytanın istediklerininde şeytana göre nimet sayılması mühlet verilmesidir yaptırım gücü olmaması ve insan ve cinlerin musibetidir.

Allah doğal afet dediklerimizle felaketler verir bu şer gibi görülür halbuki şer değildir zalimlikleri zulümleri sebebiyle kendi işlediklerine göre başlarına gelen felakettir ve bunda iyilerdende ölenler olsa onlarında derecelerine hasene olup cennete girmelerine kefaretse ebediyet için hayatı ve ölümü yaratana neden yarattın neden öldürdün denebilirmi eğer böyle felaketler gelmiyorsa demekki ebedi cehennem azabı için mahkeme-i kübraya bırakılıyor.

İşte münafıklar bu gibi felaketleri dini kullanarak insanları aldatırlar mesela insanlara kendilerine taraf olsunlar diye dini kullanıp iyilik yaparlar dini bilemeyen insanları tuzak kurarlar sonra münafıklardan yüz çevirenlere ve kendilerine itiat etmeyenlerin başlarına felaketler getirmeye başlarlar bu felaketleride doğal afet gibi göstermeye çalışırlar insanın ihmalinden uçak düşse veya münafıklar düşürürler Allah yaptı algısı oluştururlar veya ülkede insanların başına musibet gibi şerli işler çevirirler sözde yanlış yoldasınız algısıyla Allah yapıyor görüntüsü verip insanları inandırmaya çalışırlar ülkemizde olan algı operasyonlarıyla yapılan terör gibi olaylarda bunu delillendirir hatta şerri Allahın üstüne atıp insanları günahlara sevk edip nasıl olsa kabe var günahları temizlersin gibi kabeyi günah temizleme hamamına çevirirler kabe ibadet yeridir ve büyük ibadetlerden olup din beş şartında bildirilmiştir bu büyük ibadetten dolayı bazı hak hukuk borçları olmayanların günahlarınıda temizler (Lokman-33)ayetinde ispat eder ki günahları kabe af etmez Allah af eder kabe ibadet içindir.

Allah iman ehlinin bir daha işlememek üzere nasuh tövbesi yapın buyurmuştur bu af edilmekde sanki hiç yapmamış gibi tertemiz olunması ve daha önce işlenen günahların sevaba dönüşmesi hükmüne girer mesela kabede yapılan ibadetle anasından doğduğu gün gibi tertemiz olunması buyruğuyla sorumlu olunan günahlardan beraat etmesidir yapmadı hükmüne girer Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. pişmanlık tövbedir buyurmuştur yani maddiyatı olmayan kabeye gidemeyenlerde kalben pişmanlık hasıl olur ve kabe ibadeti yapmış gibi Allah af eder demekki iman ehli için günahlar haseneye beden tertemiz bebek hükmünü alır fakat bu kul hakkı gibi sorumlulukları kaldırmaz kul hakkı kula aitdir ve deccal gibi dini yok etmeye çalışan düşmanlara avenelelik yapanlar af edilmez çünkü münafıklıktır ve münafıklarda ölene kadar pişman olsalar hatta kendilerini ibadete açlığa çileye verseler genede af yoktur ayetlerde münafıklar için kesin hükümler vardır kısaca imansız olanlar herşeyden sorumludurlar mesela madem suçlara ceza vardır zalimlik zulm yapanların adaletsizlik içindeki dinsizlerin öncelikle kendilerinin ceza yaşaması gerekirken masumlara zulm etmesiyle sorumlu tutulurken bunun için iman ehli dinin polisi dinin savcısı vazifesi yapan gibidir fakat polis savcı demek iman ehli demek değildir çünkü iman kalbi meseledir kıyafet görev meselesi değildir ve iman ehli imansızlara karşı vazife örneğidir yani suçlulara ceza vermekle adaleti uygulamış olurlar verdikleri cezadanda sorumlu tutulmazlar adaletsizliğe karşı adalettir.

Said Nursi Hz. kendisine zulm edenlere hakkını helal etmiştir bu imanlı olupda zalim olmak istemeyen fakat zalimlerin emrine uymak zorunda kalan şahıslar içindi münafiklara değil çünkü Allah münafıkları asla bağışlamaz ayeti bile varken insanlar hakkını helal etmez üstad Allahtan fazla merhamet edilmez demiştir münafıklara merhamet etmek zulme rıza göstermiş olur taraftar olunsa zalim olunur

Ayetde buyrulduğu gibi münafıklar başkalarında kendileri gibi olmalarını çok isterler acaba bu istemeleri başkalarını cehenneme çekerek kendilerinimi kurtaracak öyle bişey olsaydı şeytan insanları cehenneme çekince kendisi cennete girerdi münafıklar din imanı çok iyi biliyorlarsa cehennemin dibinde ne işleri var çok ilginç zalimlik zulm yaparak kısaca şer yoluyla cennete gidilir diye hüküm yoktur.

Münafıklar işledikleri zalimlik zulmlerin üstüne Allahtan af isterler zulme boyun eğmeyen zalimden taraf olmayan insanlara zulümden vazgeçmezler hem dinin gerçek emrettiklerinin çıkmasını açıklanmasını istemezler ya para teklif ederler yada tehdit ederler hemde af isterler işte böylesine ikiyüzlüdür münafıklar.

Hadislerde buyrulmuşki deccaliyetin ölümüyle belli vakte kadar saadet yaşanır yani ilahlık iddiasının ölümüyle iman ehlindeki büyük sorumluluk yükü kalkar hayatları rahat şüpheden uzak dünyaları küçük cennet hükmüne geçer mesela iman ehlinin imansızlardan ayrımında Hıristiyan yahudi gibi semavi dinlerin gönderildiği kavimlerin iman ehli olduğu ispatıyla manen bahar yaşamaları ve dünyadaki hayatlarının ahirete bakan yönleriyle huzur saadete kavuşmaları Allah iman ehline dünyanın esirgenmemesi nimetler vermesi din dünyasının gerçekleri anlayıp manen bahar yaşamaları yani ayetlerde buyrulan dünya hayatının aldatması hükümlerinin gerçek manasında nimetlerin şer hayatından men edilmesidir nimeti veren Allaha kulluğunuzu görün nimetleri şer yolunda harcayıp şeytana saltanat yaşatıp israf etmeyin manasındadır işte deccal bu hadisi bildiğinden şer fikrinde insanların güle oynaya cıvıl cıvıl şenlikler yapılacak gibi algılar bunun için hadisin hükmü gerçekleşmesin diye zalimliği zulmü terk etmez ve dahada beter yapmaya çalışıp bu şekilde saadet güzellikler yasanmamasını engellemek ister münafık beyninde tasarladığı ne varsa hepsinin tersine daha dünyada tokadı yer ve sıra ahiretdeki tokada gelir onuda ahiretde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vereceği hesapla yiyecektir.

Allahı yalanlamak kendisine ilahlık verilmesidir deccal manasında ilahlık iddiası eden münafık şahısları gösterir yani hayrıda şerride yaratan ilah gibi davranmaya çalışan kendi münafık düşünceler üreten insan veya cinlerden olan mahlukdur cinler gibi yaratılmış olan şeytan ilahlık iddiasına insandan üstünlük taslamasıyla Allah emrine karşı gelmesi Allahı yalanlamaya girmesi ilahlık iddiasına girmiştir firavun zihniyeti olan kafir mahluklarda Allahı yalanlaması ilahlık iddiası etmek demektir buradaki farkda ilahlık iddiası edenin biri kafir diğeri münafıktır kafir kendi nefsine ilahlık verirken münafıklar birde dini alet edip akıllarınca şer işleyip cehennemde yanarım ahiretde nimetlerin en üstün olanlarını alırım gibi kendilerince ilahlık yaparlar halbuki Allah ayetlerde şeytanın şer yolunu cehenneme götüren ebedi azabın verileceği yol olarak açıklamıştır işte münafıklar bunlara itiraz etmiş olur ve ilahlık iddiası etmiş olur.

Hadisi şeriflere yalan hadislerle karıştırmaya çalışan münafıklardan olurki kafirler dine ilişmediğinden dini kirleten münafıklardır her asırda münafıklar olduğundan yalan sözlerle hadis diyerek nakledilebilir yanlız ne varki hadislere ilişmek değiştirmek yok demek tehlikeli olduğundan akla kalbe ruha açıklayıcı manasına bakılıp şu hadis şüpheli olabilir denebilir eğer kesin bilgiyle yalan olduğu kanaatine varılırsa böyle hadis yok denebilir.

Hadisi şeriflere bile yalan katıldıysa demekki buhari müslim gibi hadis nakleden zatların vefatlarından sonrada bile buhari ve müslim nakletmiş gibi yalan hadis karıştırabilenler olabilir mesela deccalla ilgili bir kişiyi ortadan ikiye böldürüp sonra tekrar diriltmesi ve o kişinin sen beni öldürüp dirilttin artık kimseyi öldüremezsin gibi hadislerde Allah düşmanlarına öldürüp diriltme gibi yetki vermez hatta kimse ilahlık iddiası edemez sadece sözle dille inkarı uluhiyet yapılmış olur ilah olamaz ve bu inkarla ebedi cehenneme gidilir demekki böyle hadis varsa gerçekse ya mana itibariyle başka manalar ihtiva eder yada buhari ve müslim gibi zatların vefatlarından sonra yalan hadisler olarak katılmış olabilir.

Münafık olan deccal kendisine üstünlük verecek kadar ilahlık iddiasında Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ümmi olması yani okuma yazma bilmezken deccal kendisini bilgisayar gibi bilgisi olmasından Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. üstün görmeye çalışır ve peygamberlerlik makamından daha üstün olan ilah olduğundan yani Allaha en yakın makam peygamberlere verilen makamdandır ve o makamdan başka makam yoktur peygamberlik katından sonra Allah gelir işte bu sebebden deccal kendi nefsini peygenberlerden üstün gördüğünden ve peygamberlerden sonra Allah geldiğinden deccal kendi nefsine ilahlık verir.

Allah peygamberlere cennette en üstün makamı verip birde mucizelerle delillerip desteklediğinden münafıkların deccal vasıflarında olanlar kendilerini peygamberlerden üstün gördüklerinden Allah peygamberlere hem cehenneme gitmeden cennetin en üst makamına alıp mucizeler veriyorsa madem Allah adaletli deccalda istediğimiz herşeyi yaparız gibi şeytanın büyük tuzaklarına düşerler ilahlık iddia ederler işte böylesine tehlikeli münafıklar akıllarınca kendilerine adalet biçerler ebedi cehennemin dibine götüren yalan hadisler uydururlar demekki hayvandan aşağa olan şeytandan aşağa düşmüş olan münafıklar yaşamak için yemeye içmeye bile muhtaçken Allahın has düşmanı olduklarından ölmüş insanı diriltemezler hatta münafıkların kalbleri maneviyata ölüdür yani kalbleri mühürlüdür bırakın insanı diriltmeyi kendi kalblerini diriltemezler (Hac 73) ayetde delillendirirki demekki bu hadis münafıklarca uydurulmuş olması çok yüksek ihtimaldir.

Maneviyat herşeye hükmeder maneviyata hükmedilmez kalb nefse hükmeder fakat nefs kalbe hükmedemez buna benzer vazifeli manevi alemdeki melekler her şeyi kayıt altına alır kayıt alırken hiçbir engel olmaz dünyada yaygın olan en muhteşem bilgisayar türü cihazlar bile hiç kalır demekki ebediyet için hazırlıklar noksansız ebediyete layık yapılır.

Madem işlenen suça ceza verilir dünyada bile bazı suçlar işleyenlere adalet adı verilen mahkeme kanunları manevi aleme bakan suçlarada işaret eder ve ceza verilirken insan aklınca hüküm konur hem madem işlenen suça ceza verilir hiçbir insan ayrımı gözetilmez işlenen suçlarca ceza alınması gerekir maddî güçle her istediğiyle zalimlik zulm işleyenlere öncelikle hesaba çekilmesi gerekir hem mesela insan zulm eder kader adalet eder sözüyle yapılması gereken ilk başta zalimlik zulm işleyenlerin başına dünyada musibetler belalar ziyanlar mahrumiyetler mahkumiyetlerin olması ilahi adaleti gerektirir demekki adaleti çiğneyenlerde adaletsizdir burada ilahi adaletden bahsedilen insanların ilahi adaleti çiğnemeleridir yani zalimlerden zulm edenlerden taraf olup haktan yana olmayıp zalime ceza yerine masumlara zulme rıza göstermeleridir yoksa Allah adaletine bakılsa ebedi cehennemle kafir ve münafıklara zaten adaleti tecelli ediyor ve adalet sisteminde hiç bir insana yapılan zalimliğin zulmün karşılığı parayla ödenilmez insanın mahiyeti serveti ebediyet hükmündedir bunun hesabı parayla yapılamaz demekki ahiretde olan hak ve hakikatlerde kalb şahitlik yapar.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. niyetlere göre amel olacağını buyurmuştur işte hadisin beyanındaki insanlar mana vererek başkalarının sözleriyle küfr etse yani gizli şirk yapsa söz başka olsada niyetinde şirk olduğundan kalbe işler ve ahiretde hesaplarda kalbe göre verilir kısaca mü`min kafir ve münafık dilde bunu söyledim bunu yaptım deyip başka manalar vermeye çalışmada hikaye gibi anlatsa ve özündeki manayı saklamada başarılıda olsa niyetinde olana kalb şahitlik yapar gerçekleri söyletir ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. verilen her sualde süsleme yoktur gerçekler vardır işte münafıkların korkulu sonlarıda o zaman olacaktır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iliklerini sökecek derecede münafıkların kalblerindeki tüm şirkleri meydana çıkacaktır.

Münafıkların dini kullanarak insanları aldatmasında dünya nimetlerinden uzak tutma gibi çile yönüne sevk etmek isterler halbuki Allaha nimet vermek ve kulluk ister mesela Hz.Süleyman peygamberlik ve zenginlik vermiştir Allah mülk sahibi mülkünde istediği gibi tasavvur eder eğer nimetten mahrum olması gereken varsa oda münafıklardır ve kimsenin hayat hakkına karışma haklarıda yoktur öyle olsaydı şeytanın münafıkları dünyada sürüm sürüm süründürme hakkı olurdu ve dünya mülkünü şer yoluna kullanan elbetde ahiretde hesabı verilir Allah mülkünü gene Allah yolunda kullanması için ihsan etmiştir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ev binek gibi dünyalığı vardı fakat yaşantısı kulluk içindeydi Allah rızası yolunda kulluğu olmuştur ve benim asrımda fakirlik ahir zamanda zenginlik geniş ev saadetdir buyrukları herkes peygamberler gibi fakirlik yaşayacak demek olmadığını ispat eder gene Bediüzzaman Said Nursi Hz. dünyayı kalben terk etme kesben değil söylediği bu asra bakan yönündeki işi bittiğinde kullanıp çöpe ve luzumsuz geri dönüşüm madde yığınına attıklarımız gibi değersiz görmek ve dünya nimetlerini Allah yolunda kullanmaktır.

Said Nursi Hz. Helal dairesi geniştir harama girmeye lüzum yoktur demiş yani dünyada helal dairesi geniştir mesela demircilikten tut makina imalatına bitkilerden sebzelerden ağaçlardan meyvelerden tut mobilyadan git çeşit çeşit ihtiyaçlar inşaatdan tut tüm sektörlere yani helal dairesi o kadar çok geniştirki haram kazançlar mikrop misal çok küçük kalır hiç bir ihtiyaçda kalmaz işte haramlar ayrıldığından dünyanın tümü kendisi helal dairesi içindedir o zaman şeytanın şer yollarına gerek yoktur.

Kafirse zaten sorunu olmaz haram helal aldırmaz fakat iman ehlindense eğer haramdan kazanarak fabrika açan olsa mesela makina imalat yapan fabrika olsa haramdan kazanarak açana helal yol olmaz çünkü temelinde haram olanın şahsına haram yazılır çünkü içki satarak helal kazanç olmadığı gibi içkiden gelen kazançlada ne olursa olsun ev araba almak işyeri yada fabrika açılmaz haramdan helal olmaz hükmüdür mesela haramdan kazanılanla makina fabrikası açılsa makina fabrikasında çalışanlar olsa yaptıkları makina gibi helal dairesine giren iş türü olduğundan helal kazanmış olur burda dünya maddesi demir plastik yada haram olmayan maddeler kullanılmasında işçilerin kendisi helal daire kazanmış olmakla fabrika sahibi şerli haram daire kazanmış olarak ayrılır.

Mesela hem haram hem helal parayla fabrika açmış olan olsa eğer haramdan kazandıklarından af edilmesi yoksa fabrikaya yatırılan haram sermaye kadar bire bir haram yazılır helalden kazandığı sermayede birebirden onlara yüzlere niyet ihlas yapılan iyilik güzellik mükafatına göre misli verilir.
Hadid-16 ayetde buyrulmuşki iman edenler derken artık Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bağlılık göstermeleri yani şüphelerden şeytanın ve şeytanlaşmış münafıklardan uzaklaşmaları Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğru söylediğini kabul etme zamanı daha gelmedimi ve onlar daha önce kitap verilenler gibi olmasınlar demekle daha Kur'an son kitap olarak nazil olması kıyamete kadar sürmesinden asrı saadetde din zaten kabul eden sahabeler olmasıyla onlar hitabının manasıda daha önce kitap verilen yahudi ve hristiyanlara hitab eder ve uzun zaman geçmişe kalbleri katılaştı onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir buyruğuyla çoğu dediği asrı saadetde sapıtmış olan putlara tapan putlardan yüz çevirmeyip Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ve Allah birdir buyurmasına karşılık düşman olan Hıristiyan ve Yahudileri örnek verir çünkü kitaplara iman etmişler bilirlerki putlar Allah değildir ve bu hakikatıda son gelecek Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman edip kabul etmeleriydi.

Münafıklar hem Allaha küfr ederler sadece küfr edilmesiylede kalmaz hakaret ederler peygenberlere düşmanlardır ayetlerde kesin hüküm var ebediyet var cennet var cehennem var münafıklar cehennemin dibinde ne arar çünkü hak ettiler şeytandan aşağı derekelerde fitne fesadla insanları putlaştırıp insandan meded af arar algı operasyonu kumpas ve bir çok fitne fesad peşinde işledikleri ne varsa herşey için azaplarını katman katman dehşet artırırlar cehennemden korkarlar zalimlik zulm gibi ne varsa işlediklerinden azaplarını artırmaktan korkmazlar algı operasyonu kumpas gibi yaptıkları ne varsa zulümdür bunca işlediklerini birde af edilsin günahları temizlesin diye Allahı hizmetçileri yerine koyarlar eğer münafıklar nasıl varlıktır merak eden varsa şeytanın neler yaptıklarını okusun şeytan nasılki Kur'an,a gır gır der işte münafıklar şeytandan öylesine beterki şeytan bunların öğretmeniyken öğrencisi olur şeytan bu cisimde ne harikalar var gibi hayran kalır münafıklardan akıl bile alır şeytan lanetlendiği gibi münafıklarda lanetlenmiştir.

Said Nursi Hz. soru sorulmuş neden senin yakınında bulunan mütecavizleri irşad etmiyorsun Said Nursi Hz. de bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz der ve nihayet derecede alçaklığa düşmüş vicdan ki bilerek dinini dünyaya satar ve bilerek hakikat elmaslarını pis muzır şişe parçalarına mübadele eder derecede münafıklığa girmiş insan süretindeki yılanlara haklarını söylemek hakaika karşı bir hürmetsizliktir der ve kaç defa hakikatı risale-i nurdan işittiler ve bilerek hakikatleri zındıka dalaletlerine karşı çürütmek istiyorlar böyleler yılan gibi zehirden lezzet alıyorlar der.

Said Nursi Hz. asrında yaşanan ve yaşatılanlar arasında bu asırda cemaate hizmete yapılanlarda fark yoktur sinsi yılanlaşmış münafiklar gerçekleri hakikatleri gördükleri bildikleri halde saptırma hakikatdeki hükümler cehenneme ait dehşet gerçekleri işlerine gelmediginden inkar etmeleri ve hükümlerin Allah nezdinde ahiretde olacakların ölmez gerçekler olduğu açık beyanlarla Kur'an,ın ispatı varken bu ispatları çürüten yoluna girerler mesela cehennemin dehşet ateşini münafıklar kendi keyiflerine göre sanki soba yanında ısınıyor gibi azap hükümleri biçerler elmas hükümleri kömürleştirmeye çalışırlar halbuki elmas kömür olmaz fakat insanların elmasa verecekleri değeri kömür görmeleri ahiretlerini kaybetmelerine sebebiyet verdiğinden hakikatı bilerek gizleyen münafıklara din iman anlatılmaz yani özel ders verir gibi din açıklanmaz Kur'an,ın hükümleri ezelden gelip ebede gider bu ebedde cehennem hükümleriyle cehennem imansızlara farz cennet hükümleriyle cennet iman ehline farz hükmüne geçer çünkü Kur'an,ın hükümleri Allah lafzı farzdır Allah doğru söylemiştir.

Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yakınlaşma çile yoludur yani dinin emirleri insanın nefsine ağır gelen ibadetler nefse çiledir mesela oruç tutmak açlık yaşamak nefse ağır gelir fakat manen kuvvetlendirir velhasıl nefs kulluk yapmak istemez özgürlük içinde keyfi dünyada şerleri yaşamak ister bu şerlerle haramlarla nefs keyf ister işte nefse ağır gelen çilede burdan başlar yani Allaha kulluk nefse çiledir Said Nursi Hz. fenayı nefsinde bul dediği gibi nefs fenayı ibadetle bulur kalbi maneviyat alemine girer bekaya çıkar işte nefsin fena bulana çile yaşamış olur kalben bekaya erer demekki dünya hayatında Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyrukları yolunda yaşayana dünya cennet yaşantısı olur ebedi cennet hayatı veren Allah dünyada cennet misal yaşantısı verir ve cenneti isteyen razı olan Allah rızasıda budur ve ayetlerde Allah asla zulm etmez ayetler delili gösterir.

Münafıklarda kendilerince insanlara zalimlikle zulm ederek kendilerini dinde olmayan yani Allah yolunda çile veriyor hükmü biçmişler verilen hükümlerde kendilerini şerlere vererek hakla batılı birbirine karıştırıp günahları orta yol hükmü çıkartıp insanları inandırmaya çalışıp cehenneme gitmelerine şeytana yol açmakla büyük fitne fesada sebeb olmuşlar Allah yolunda çileyle alakası olmayan günahları cehennemde azapla cennete girecekler gibi keyfi menfaatlerini zevklerini günahlara verip başka hakları çiğneyip zulm ederek kendilerinede cennetin en çok nimet verilecek gibi şeytanca orta yol göstermişler işte münafiklarla ilgili ayetlerde kesin ispat ederki cehennem ortayol değil ebedi azap yeridir.

Münafıklar zalimliklerini zulmü savunmak Said Nursi Hz. gibi büyük zatlar kendilerine yapılan zulmlere neden şefkat tokadı dedi gibi münafıklar nefislerini korumaya çalışırlar hem günahlar hem zalimlik ve zulm işleyenler maneviyatları daha çok körelir kalbe zarar verir madem böyle eğer zulm şefkat tokadı olsa maneviyatlarına zarar vermezlerdi zulmde bir manevi lezzet var fakat cehennem lezzetidir işte bunu cennet tohumu sananlar zalimliği zulmü savunmaya alırlar bir yandanda işlerine gelende budur hem zulmle korkutma kendilerine yönlendirme istedikleri herşeyi zulmle yapmaya çalışırlar zulmü savunanlar hak ve hakikate göre davranmaları lazımdır yani başkalarına zulm etme hakları madem yoktur o zaman kim zulmü savunuyorsa sadece kendilerine ve birbirlerine zalimlik zulm etmeleri gerekir işte Sahid Nursi Hz. tek başına bırakılmış sadece Allahtan meded almış kendisine bazı zulm edenlerin çocuklarına acıyıp hak bile helal etmiş fakat çok sözlerinde ispat ederki zalimlik zulm edenleri ahirette hesaplaşmaya bırakmıştır eğer şefkat tokadı zulm için deseydi onları ahirete bırakmaz hakkını helal ederdi ve çilelerinde şefkat tokadı demesinde yapılan zulme değildir eğer öyle olsa zulme rıza göstermiş olur şefkat tokadı manen çekdiğidir açlık ve dünyayı zindan görmesidir manen neler çektiyse onlar şefkat tokadıdır ve hürriyetine esir muamelesi yapanlar kendileri zulm etmekten zevk aldıklarından istedikleri gibi yaptıkları zalimliği zulme cehennem hükmü verilmezdi ve hiç zulmü savunan tek bir hüküm yoktur hatta içki bile akla bedene zarar verdiğinden yasaklanmıştır yanlış hatırlamıyorsam Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. nefsinden çok çekmiş ve nefsi için al bunu Allahım buyurmuş.

Allah biz seni onunla birlikte yarattık buyurmuştur cennet nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle çevrili cehennemde nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilidir işte nefsin istediği günahlarla zevk etmek keyfine göre yaşamak yani şeytanca şer hayat ister nefsin istemediği şeyler kulluk ve ibadet kısaca Allah kitaplarda dinlerde emrettikleridir işte buda nefse zor gelir o zorlukda nefse çile verir halbuki maneviyat hep kuvvet bulur ibadetlerdeki süreklilik her zaman olması nefse çok gibi gelir halbuki hergün envai çeşit nimetleri kullanmaktan ve yemekten bıkılmaz ve hep istenir ve ebediyete arzu eder iştihasına ebediyet bekler fakat nimetleri verene kullukta nefse zor gelir.

Allah Sorgu Yapsa Ne Denir

Asrı saadet zamanında ya inanmayanlar yada münafıklar onu Allah bunu Allah yarattı peki Allah kim yarattı diye Peygamber Efendimiz Hz.Muhamm...