İnsan hayatı Allah katında çok değerlidir insanın etinden kemiğine zerresine kadar yarattığı mahluka en üstün halifelik makamı verilmiş sevgi saygı güzellik hoşgörü ve daha sayısız nimetlerle mükemmellikler dini değerlerde olan Allah kanunudur bu kanunda ezelden gelip ebediyete gider Allahın cehennemini bilen azap yeridir der cehenneme kim gider bilinir örnekle inkar eden,zulm yapan Allaha asi olan emrine karşı gelen dini yok etmeye çalışan ve dini kullanarak dini imanı olan insanlardan menfaat elde etmeye çalışmak bunları yapanda münafıklardır ve daha nice fasıklıklar vardır bunların tümünde zalimlik yapan nefis perest ve dünya perestdir.
Hayır ve şer nedir ? hayırda iyilik adına ne varsa bunlar bilinir şerde düşmanlık adına ne varsa bunlar bilinir madem hayır yani iyi biliniyor şer kötülük biliniyor acaba hiç zalimden fasıkdan başka kimse işlenen zulme iyi diyebilirmi hayırada kötü diyebilirmi iyilik hep aynıdır yani cennetin adı hala cennet hiç değişmedi iman ehline verilen ebedi güzellikler yeridir kötülükde aynıdır yani cehennemin adı hala cehennem hiç değişmedi inkarcıların ebedi azap yeridir.
Konumuzda bu asrımızda olanlarla ilgilidir hizmet cemaatinin terörist iftirası yapan kaos fitne anarşi çıkartan münafıkların bir başka ispat ve delilidir.
Hizmet insanı dünyada yaygın ve dünyaca bilinerek takdir edilir ülkemizde olansa terörist iftirasıdır öncelikle terörist nedir ?
Acımadan insanların küçük büyük demeden bebeklerin dahi canına kıyan birilerin emrinde haraket eden dalarda ve şehirlerde yaygın bombalı intihar saldırıları ve katliamlar gibi dehşet zulmü veren mahluklardır.
Hizmete terörist iftirası atan ülkemizde sayılıdır dünya geneline baktığımızda ülkemizdeki iftiracılar mesela 60 kişi diyelim ve ülkemizde hizmete inanarak güzel dini hayat yaşamayaçalışan sürüyledir ve ülkemizde hiç böyle terörist iftirası atılmamıştı bu iftira üç senedir yagara haline geldi bunu kavradıkmı ?
Hizmetin arkasında amerika var dendi israil var dendi hizmete terörist dendi hizmet terörist olsa hem arkasında amerika var hem israil var denmesiyle demekki tüm dünya terörsit denmesidir ve dağlarda şehirlerde olan bir sürü terörist var böyle bir güce kim karşı koyabilir kim cesaret edebilir ? ve teröristlerden o kadar çok korkanlar varki hele bu iftira atan mahluklar ölmemek için kendisini bile satar başkalarına köle olurlar eğer hizmet terörist olsaydı arkasında amerika,israil ve şehirlerde gezenlerde hesap edilirse dünyada gık diyebilen olabilirmiydi hele ülkemizde 60 kişi dünyaya meydanmı okuyacakdı ? neyle 60 kişiylemi yada gık diyenin halen yaşaması mucize olmazmı ? ve Türkiye çoktan seneler öncesinden terörist ülkesi olmazmıydı ?
İnsanın hayatı midesinde olanmıdır ? kalb denen maneviyatın insan üzerinde etkisi nedir? acaba hiç akılda olan mantıksızlıklar kalbe yansırmı hizmet teröristse Hizmet yapmaya çalışan özel iş adamlarının müesseselerine kayyım atayıp batırmaya çalışabilirmiydi ve hizmet okullarının zerresine dokununabilirmiydi özgür basın ve tvlere el konuyor değiştirilmeye susturulmaya çalışılıyor neden ? kim doğru kim yalan bilinsin istenmiyormu ? iftira atıyorlar ve kendi dediklerini yaptırarak gazete tv manşet yapıyorlar ne kadar inandırıcı ?
Kim terörist kim değil peki neden böyle ülkemize göz koymuş asıl terörist kendileri olmasın ? hizmetde dinin hakikatlerini güzelliklerini sevgiyi hoşgörüyü dinler arasındaki diyalog derken iman ehlinin iman ehli kardeşi olduğunu anlatarak dinin özünü göstermesiyle bu teröristlerin iç yüzünün çıkmasına sebeb olmuş olamazmı bunun için asıl terörist olan din düşmanları fitneci anarşi çıkartan yecüc mecüc olamazmı ?
Türkiyede saldırı oyunları şirk şebekesinin iftirası tüm bunların sebeblerinden biri hizmete olan düşmanlıkları ve üç senedir tek bir delil olmadan iftirayla kim hizmetden taraf olursa suçku diyerek delil olmadan içeriye atıyorlar gerçek şu kendileri gizli suç işliyorlar ve iftira atmakla fitne çıkararak suç icad ediyorlar Allaha küfr,peygambere küfr ve tehdit ederek biat edeceksin Allah ve peygamberi inkar edeceksin demektir saçmalık münafıklar cehenneme gideceklerinden başkalarının imanını yok etmeye çalışıp inkara sürüklüyorlar dünyada elimde delil yok nede olsa onların cihazları var oynuyorlar.
Türkiyede iftiralardan anlaşılıyor ki imansız dinsiz münafıklar elde Kur'an gösterip milleti aldatarak zevk sefa için soygunculuk yapıyorlar hizmetede yapılanla hizmet taraftarlarına zalim terörist şirk şebekesi iftira atarak içeri alıyor kendilerine biat (taptırmak) ettirmeye çalışıp zulm yapıyorlar kadınlarada el uzatıyorlar günlerdir aylardır senelerdir insanları delilsiz ispatsız hapisde tutuyorlar.
Ahiretde niyetlerde olanın zerresi çıkacak burası dünya ölümlü ahiretde ölümsüz hiç mümkünmüki zevk için zulm edenin ebedi cehennemde zerresi heba edilirmi asla Allahın şanına adaletine merhametine yakışmaz Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ( ameller niyetlere göredir) buyurmuştur başka ayetlerde delilli verilmiştir ki kalblerde olan en gizli fasıklık fitne olanın ahiretde gizli kalmayacağıdır demekki nimetleri yerken içirken Allaha kuyruk sallar gibi davranan doyupda Allaha küfr eden zalim münafıkların nefes alıp vermekten ve içlerinden kalblerinden düşüncelerinden anlık hayallerinden bile geçirdikleri cehenneme azaplık odun göndermeleridirki kalblerde olan zerre fitne gizli kalmaz ve küfre azap hazırlanmıştır.
20 Ağustos 2016 Cumartesi
16 Ağustos 2016 Salı
Allah Dilediğini Yapar Ve Son Hüküm
O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.(Furkan-25)
İşte o gün gerçek mülk (hükümranlık) çok merhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için de için pek çetin bir gündür o.(Furkan-26)
25.Ayetin (O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak) buyurması ahir zamanın haberinin verilmesine işaret eder ki beyaz bulut manasında insanın görememesidir (ve melekler bölük bölük indirileceklerdir) buyruğuda örtülü olarak meleklerin inmesidir.
26.Ayetde (İşte o gün gerçek mülk (hükümranlık) çok merhametli olan Allah'ındır) buyurması hüküm bildirmesiyle hükümran olması hakimiyetini göstermesidir ki (Kâfirler için de için pek çetin bir gündür o) buyruğuyla kafirin ve münafıkların nefesini bile kesecek derecede hükümleri vermesidir.
Böyle iken onlara ne oluyor da, sanki aslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâlâ Kur’an’daki) öğütten yüz çeviriyorlar? (Müddesir-49-50-51)
Bu ayetlede kalblerindeki fasıklıktan inkarlarından vaz geçmezler yaban eşekleri misali örnek verilmiş ki hem ürkek hemde sanki vahşi aslan görmüş gibi Allahın bildirdiği hükümlerden kaçarlar yani inkar ederek sapkınlıklarını sürdürürler.
Fakat onlardan herkes, kendisine (Allah tarafından) dağıtılmış sahifeler (verilmesini) istiyor. (Müddesir-52)
52.Ayetde (Fakat onlardan herkes) buyruğuyla inkarcı olan münafıkların neden inkar ettiklerini (kendisine (Allah tarafından) dağıtılmış sahifeler (verilmesini) istiyor) buyruğuyla sahife sayfa demek ve bu sayfada yazılı hüküm bildirilmesi demek manasını verir ve bu ayetle münafıkların kendi sapkınlıklarına kalblerindeki fasıkça hayatlarına uyacak hüküm istediklerini açıklar bunun için inkar ederler yani şart koşmak peygamberlere hüküm verdirdin adil ol bizede ver demek isterler münafıklıkların dönülmez mührüne delildir.
Hayır! (Bu olacak şey değildir! Doğrusu onlar (bu alaycı sözleriyle) âhiretten korkmuyorlar. (Müddesir-53)
53.Ayetde (Hayır! (Bu olacak şey değildir!) açıkca bildirir asla olmaz yani hiç kimse Allahın kendisinin verdiği hükümden başka hüküm alamaz ve (Doğrusu onlar (bu alaycı sözleriyle) âhiretten korkmuyorlar) buyruğuyla kalblerinde olan fitnenin alay etmek olduğunu açıklar ve hükümleri inkar ettiklerinden ahiret azabından korkmazlar.
Münâfıklar (kalplerinde küfrü ve düşmanlığı gizleyip dilleriyle iman ettiklerini söyleyerek güya) Allah’a hile yapmak isterler. Halbuki O, onların hilelerini başlarına geçir(ip cezalarını ver)endir. Onlar, namaza kalktıkları vakit üşene üşene kalkarlar (özen göstermezler), insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı da ancak pek az zikrederler (hatırlarlar). (Nisa-142)
142.Ayetde Allah kulunun kalbine tecelli eder bunu bilen münafıklar iman ehline imanlı görünür taklidi imana benzerdir fakat kalblerindeki küfrü düşmanlığı gizlediklerinden dille aldatır bunun sebebinden biri iman ehli olan imanlı insandan kendi günaha girecek menfaatine yarayacak söz almasıdır başkasının sırtından geçinmek gibi yani ahiretde kim dedi kim yaptırdı imanlı olan insanı gösterip o yaptırdı o dedi gibi iftiracı bahane ararlar iman ehlini kullanırlar namaz kılmakmış zikirmiş aslında bunları yapmayı sevmez ve ilgilenmezler yaparkende sadece gösteriş için imanlı desinler diye ve menfaat elde etmek istediklerinden aldatıcıdırlar.
Onlar (münâfıklar), mü’minlerle kâfirler arasında kararsızdırlar. Ne bunlara ne de onlara (dahil olur/bağlanırlar). Allah kimi sapıklık üzere bırakmışsa artık sen ona bir (çıkar) yol bulamazsın. (Nisa-143).
143.Ayetde (Onlar (münâfıklar), mü’minlerle kâfirler arasında kararsızdırlar) buyruğuyla hayatlarını nasıl yaşayacaklar en çok kimde menfaat var kafirdemi mümindemi kararsızdırlar bunun için (Ne bunlara ne de onlara (dahil olur/bağlanırlar) buyruğuyla bir kafire bir mümine gidip dolaşırlar ikisinin hangisinde menfaat daha çoksa onunla ilgilenirler sülük gibi yapışmaya çalışırlar (Allah kimi sapıklık üzere bırakmışsa artık sen ona bir (çıkar) yol bulamazsın) buyruğuyla Allah fasıklıklarından onları öyle bir saptırır ki artık iflah etmez kendine yol arar dururda ölene kadar yol bulamaz ebedi cehennemin dibine yuvarlanır.
İman ehli olan cehenneme ebedi gitmez imansız olan cennete gitmez Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yoluna engel olan şeytana tapandır ve alınan nefesden iyi kötü tüm sözlerin kelimesindeki harfler adedince cehenneme odun gönderen münafıklardır tüm yaptıkları cehenneme kitlenmiştir hayatlarını şeytan yolunda kullanmaları ebedi cehenneme odun göndermekten başka birşey değildir hiç kimse Allahın hükmünü değiştiremez.
Deccalın avenesi kendi teröristliklerini iftirayla hizmete atıyor burası dünya mahşerde hesaplar görülecek kimse iftirayla cennete giremez aldatarak insan sorgulanmaz Allahın hükmü insanı sorgular cehenneme çalışan azaplık odun kazanır adaletde emre karşılık azaptır hüküm vermek yanlız Allaha aitdir hükümde inkarcılara nefes alma hakkını bile azaba çevrilmiştir bundan saptırmaya çalışıyorlar boş gün geçirmek kazandıkları sadece azap inkarcı kördürler Allah geçmiş gelecek herşeyi biliyor insanlarda yaşantılarıyla delillendiriyor yani Allah hükümlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yolu hizmet buyuruyor gerisini bana bırakın hesap günü hepsinin cehennemden başka gidecek yeri yok kimi af eder kimi etmez kiminide cehennemin dibine ve sınırsız azabla ebedi cezasını verecek hükümlerin en temelide budur Allah dilediği kadar azap verecek yolun açık olduğunun delilidir azaba gidecekleri biz seçmiyoruz ahiretde yapılan inkarların cezasını verecek olan Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. melekler kayıtda zerresine kadar tüm niyet ortaya çıkacak.
Zalim dinsiz münafıklar hizmeti yok etmeye çalışıyor rahat olsunlar sonra ne olacak dersiniz idrak eden varmı ?
Onlar, (bu halde yaşarken) farkında olmadıkları bir sırada Allah tarafından kendilerini kaplay(ıp çepeçevre kuşat)acak bir azap gönderilmesinden ya da kıyametin ansızın kopmasından emin midirler? (Yusuf-107).
Allah hükümlerini iman ehli cebennemde böyle azap yaşayacak diye bildirmedi imansızlar nasıl azaplanacak bunları bildirdi demekki iman ehli hükümleri bilmese ne olur zaten cennetlikler önemli olan inkarcı münafıkların bilmesiydi ve birbirleride şahit tutulmuşlardır kalblerde gizli olan tüm fitneleri çıkacaktır.
Hizmet dünyanın hastalığını imanı tedavi ediyor münafıklarda hastalığı çoğaltmaya bakıyor dünya ölsün diyen cehennemine koşuyor.
Deccal ilah gibi davranmaya çalışması günahları süslü püslü güzel göstermesi avenelerine kendini taptırmak içindir sırf kibir övünmedir başka hiç bir maksat yok aveneside bunu iyi biliyor ve bilerek isteyerek tapınıyorlar cehennemin dibine gideceklerinide biliyorlar bundan şerden zevk almaya çalışıp günlerini zevk etmeye bakıyorlar eğer dersenizki niye onca doğruya sapkınlık yapıyorlar cehenneme gideceklerinden insan ne kadar kötü olsa iyiliği fark eder çirkinlikde olsa güzeli fark eder kabul etmek içinde akıl vardır sapkınlığı kabul eden kafirdir dini kullanarak yapanda münafıktır yani hizmete terörist iftirası yapan zalim vicdanını yitirmiş cehennemi hak etmiş merhametin haram olduğu mahluklardır oyun oynamak eğlence zevk etmek kafaları karıştırmak zihinleri bulandırmak yaptıkları sadece bu siz hizmetinize bakın ibadetinize dünyanın sonuna gelindi.
Allahın hükümleri açıkca anlaşılır zulme kader denirmi zulm yaparsan fitne çıkartırsan kısaca kafir olursan cehenneme gidersin münafık olursan cehennemin dibine gidiyorsun kendi yaptıklarının cezası veriliyor kaderi adalet budur zulme kader dense Allah zulme razı olması gerekir o zaman kafir münafık inkarcılar neden cehenneme gitsin bu kaderi adalet değilki ve kendi yaptıklarınızın cezası veriliyor Allah zulm yapmayın diyor gizli zulm zalimlik yapan cehenneme gidiyor kimi aldatıyorsun Allah hüküm veriyor hesabını soracam diyor dünyada kader işlerse zalim zulm yapan inkarcıya nefes alması caiz olmaz ölmesi gerekirdi zulm yaparak dünyada nefes alıyorsan cehenneme odun olur kader budur zulm yapıyon ve zulme maruz kalana kaderin diyon kendine gelince masum diyon Allah yasakladığı emrine karşı geliyon cehenneme gideceksin kader budur iman ehli ebedi cennete imansız zalim zulm yapan ebedi cehenneme yaşadıkça azaplık odun göndereceksiniz.
Hesap gününe iman nasıl yapılır açıklanmışki hizmet imanın esasları kabul edilmiştir hizmete düşmanlık ahireti inkardır çünkü Allah hükümleridir bu hükümlerde olanları inkardan imansız olanların meydana çıkmasıdır.
Yani hükümler diyorki islamiyeti hizmet açıklıyor Hıristiyan dinini Yahudi dinini yaşamış olan iman ehlidir bundan başka yol din yoktur Allaha, Peygamberlere, Kitaplara, Meleklere, Ahirete (Hesap gününe) ve Kadere imanı özetlemiştir aklı sönmemiş olan anlar.
Siyaset idare etme yönetme manasını veren kelimedir ve bu insanın dünya işlerini ilgilendirir siyaset dünya işlerine yapılır dini bakımdan dine siyaset yapılmaz din insanı yönetir insan dünyayı insana malı mülkü kullanma üstünlüğü verilmiş dini kullanma üstünlüğü değil din Allah emridir emirler kullanılmaz zevki sefa için değiştiremezsin putperest töresi mutâ gibi büyük fitneye din derseniz yayarsanız dinin zerresine dokunursan ebedi cehenneme münafıklıkla gidersin saçma sapan nefsine göre din çıkartmış münafıklar siyaseti dine yapıyorlar münafıklık içinde ebedi cehenneme gideceklerdir dini siyasete alet etmekde bu siyaseti dünya işlerine yapmak dünya işlerini idare etmek yönetmekdir münafıklığın sebebinde siyaset adını kullanıp dini yönetmeye kalkıyorlar yani sanki Allah eskiden içkiyi zinayı yasaklamıştım asırlar geçdi değişti al o eskidendi şimdi serbest yapmak sana verildi çünkü sen büyüksün şan şeref şöhretli oldun senin gibi büyük varken fakir kim oluyormuş zalimce zulm yaparsın alırsın hükmü bu kadar basit zulmede fetva çıkartırsın al sana cennet peygamber gelmiş kitap gelmiş onlar eskidendi gibi inkarcılığı manalandırmaya benzer.
Sahd Nursi Hz. mehdiyi siyasal ilmi güçlü olacak demişti bu bilinen devlet siyaseti değil bu ilmi güçlü olacak ilim diyor idare etme yönetme dinin emrettiği hakikatlerle dünyadaki insanların hayatını asrımıza göre düzeltmek sapkınlıkdan çıkartmak şan şeref şöhret olmak değil karanlık içindeki dünyaya dalmış cehennemi felaket gibi acı yaşayanlara ışık olup aydınlatmak bu iman ehline ışık olmaktır özel ders verir gibi kafire ve münafıklara zalime zulm yapana din anlatmak değildir zaten dini açıklayıcı kitaplar ve hükümler vardır imanı zayıf olan insanlarn imanına kuvvet verecek cennet misal hayata çevirmektir insanların güzelliklerle manevi sevgi oluşmasında bütünlüğün dinler arasında birleşmesidir Allah bir Kitaplar bir Peygamberler bir dinler bir demek bu birlikden oluşan iman ehlinin tümü manevi mehdi görüntüsünde insanlara cennet misal hayatı veren ve manevi cennet kardeşliğidir.
Zalim kendine Müslüman demekle müslüman olmuyor zulm yaparak birde Kur'an,ı elde gösterip terörist iftirası atıp müslüman olduğunu söylerse açıkça münafıklığını ilan etmiş olur türkiyede görünen belli kimin ne olduğunu Allah kendileriyle ilan ettiriyor gizlenmenin faydası olsa dinin arkasına gizlenen dini maske yapan şeytana tapanlara münafık denmezdi ahiretde hepsi çıkacak gizlenmekle ebediyet inkar edilmez.
Allah buyruklarla uyarır dünyada Peygamberlere ve dinlere inanıp söylediklerini yaşayanlar var acaba bu dünyadaki insanlar imansızmıki Peygamberleri ve dini anlamasın yani Peygamberler ve din insanları imansızlığa maneviyatsızlık girdabı cehennememi götürüyor ki bunca insan salak yerine konup siz yanlışsınız Peygamberler ve dinler yalan söylüyor diyormuş gibi zalimliği zulmü kötülüğü günahlara yol diyerek yalan aldatmakla doğru göstermeye çalışıyorlar dine yalan deyip kendine doğru diyen, kim imansız kim imanlıdır.
İman ehline akılsız sanan münafıklar Allah hükümlerini verdiğinde kimse bilmesede dünyada kalblere ona göre değiştirme gösterir çünkü bilinmiş hüküm tecelliyi gerektirir demekki tecellinin adaleti ilahide olanın iman ehlinin kalbini hüşyarlaştırmak yani manen doğruları gösterip uyandırma ve tüm hayatı gözden geçirip doğruyu buldurmaktır yani akılla doğru yanlış ayırıp tasdiklemektir bundandır din akla hitap eder doğruyu akıl görür doğru olanın anlaşılmasıda dinin güzel iyi kalbe sevgi verdiren huzur ve üstün olan sözleridir demekki doğru olan iyilikde yalan olan kötülüktedir kavga kargaşa bozgunculuk iftira yaygara gibi yalancıların içlerindeki haseddir ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. doğruluk iyiliğe iyilik cennete götürür yalan kötülüğe kötülük cehenneme götürür buyruğuda delilidir imansızlığın kalbde mayasıda inkardır.
Ebedi cehennemlik imansızın en küçük küfr bile asla afedilmez hükümle uyarıldı cehennem azabı vuku buldu gerçek olan hüküm açıklandı.
Dünyada ister istemez tüm canlılar ölümü tadacaktır tadımlık demek ya acısını yada ruhani manevi lezzetiyle ruhun çıkmasıdır insan nefsine ne ektiyse olacaktır imansız dehşet can verirken iman ehlinin derecesine göre manevi lezzetle ölüm olacak Allah yolunda olan insan isterki zulm bitsin tiskinti verici dine verdikleri fitnedir görünmeyene bakılsa insanda hak verecektir o manen göremediğiniz fakat anlayabileceğimiz hükümlerdir iman ehli eziyet gibi görünene bakar manen dünyasıda var cennetide var zaliminde dünyası cehennem gibidir ölse cehenneme yuvarlanacak yaşasa cehenneme azaplık odun gönderir demekki yaşantısı daha dehşet oluyor hükümde nefes alıp vermesi azaplık odun gönderiliyorsa zalim düşünsün ölse ebedi cehenneme gitti ölmese azap çoğalıyor.
Allah kılıcı zalimin boynuna doladı vazifemiz hiç durmadan güzellikler içinde yolumuza devam etmek iman ehli ayrıldı hükümler vaadli din günü sahibinin hizmete devam imanımız dönülmez hiç şüphesi olan varmı ve kime zararı var sorumluda delilli zalim zulm yapanlar düşünsün onlar bilerek bozgunculuk yapıyorlar Maksat zevk etmek ayetde buyuruyor cehenneme gidecek zalimin kılıcı boyunlarına doladı kendi azaplarını eline verdi.
Küfre sapanlar/inkâr edenler, ateşe sunulacakları gün (onlara): “Siz iyi ve güzel şeylerinizi dünya hayatında harcayıp tükettiniz ve bunlarla safâ sürdünüz (buraya bir şey bırakmadınız). Yeryüzünde haksızlıkla büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı artık bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız.” denilir.(Ahkaf-20)
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. doğruluğu nasıldı ümmi olması dahada çok doğruluğuna delil oldu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. yüzde biri kadar değilim fakat ümmilikde Benzer bir durumum var yani hiç birşey bilmiyordum sadece Allah bildirdi öğretti ve buna Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. şahit olsun.
Cennetlikler, cehennemliklere (şöyle) seslenirler: “Rabbimizin bize vaadettiğini, biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbiniz’in size (azap) vaadini gerçek olarak gördünüz mü?” (Onlar da:) “Evet.” derler. O sırada aralarından bir görevli şöyle seslenir: “Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.(Araf-44)
Sevgimiz diyaloğumuz hoşgörümüz mutluluk huzurumuz iman ehline Allah düşmanlarıda has düşmanımızdır.
Cehenneme ebedi huzuru bozmak isteyen gereksiz değersiz kıytırık mahluklar gidiyor yada şöyle diyelim şeytan cennete olmuş olsaydı ebedi Bozgunculukla anarşi fitne fesad yani iyiki dünya yaratılmış iyiki dünyada temizlik yapılıyor fitneci olanlar ayıklanıyor kömür ruhlular ve elmas ruhlular iman ehli için yaşasın cennet hizmetimiz dillere destan iman ehlinin kalbi cennet kokusu hased eden imansızlar çatlasın.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. güneşin doğup battığı yere kadar ismi celili duyulacak buyruldu ve duyuldu güneşin doğup batmasındaki manada doğuş aydınlığın başlangıcıdırki bu başlangıç Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğumuyla başlamıştır batışıda risalei nurlarda anlatılmışdırki ölümü haber verir yani dünyanın sonunun geldiğini haber vermekle dünya öleğinin bildirilmesidir bunun insan üzerindeki vazifei hizmet insanların iman etmesi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabulle kalbe işletilmesidir bu vazife gidilebildiği kadardır bu gidişde sadece kıyametin kopmasına kadardır güneş batmasıda hükümlerin çıkmasıyla dünyanın ayrılmasıdır iman ehli imansızlar ayrılıyor inkar ederek incik boncukla ilgilenen fasıklardır dini karıştırarak bozgunculuk çıkartan onca yazılı hükümleri gördükleri halde hiç bir şey diyemeyerek sesslerinin kesilmesiyle saptırmak için çalışan fasıklardır dini alet etmeleride gösterirki münafıklardır kimse kimsenin kölesi değildir Allahın hür yarattığına kimse köle gibi zorbalık yapamaz davranamaz köle olunacaksa Allaha olunur yaratan o mülkün sahibi o yediren o içiren besleyen o hayatı veren o daha ne güneşin batışının bir manasıda budur iman ehli çıktı meydana cennet ve cehennemlik olanlar ayrılıyor kalblere hükmeden Allahtır kimse kimseyi aldatamaz kimse kimseyi zalimlikle zorbalık yaparak tehditle algı operasyonuyla cehenneme atamaz cehennemi yaratantır.
Allah asırlar öncesinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyurduğu din hizmetin gösterdiği ve açıkca hükümleridir din hiç değişmedi insanlar kendini değiştirdi din aynı din iman esaslarının özeti olan hep detaylı hükümleri bildirilmiş demekki münafıkla kafir inkar ederek kendine gözlerini kapatır iman ehlinin ve imansızların ayrılmasında kalblere hükmeden Allah tescilliyor biz hizmetimize bakarız.
Kainat ucubucağı görünmüyor dünyayı cennet olarak düşünülse düşünsenize sınırsız sayıda cennet yaratabilir zaman ve mekandan münezzeh Allah arşki kürsi arşın içinde çöle atılmış halka gibi kainatsa kürsinin içinde halka gibi sınırsız cennetde cehennemde yaratabilir daha önce hükümlerde yazılmışdı yani diyeceğim çocuk sahibi olma meselesi olabilir sadece cehennemlik olanlara yok orası azap Yeri çocuk edinmemekde azaptan ve zaten çocuk ihtiyacıda düşünmezler azabı yaşamaktan onumu düşünsünler Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bu meseleyi bilir.
Ên mühim yaratılıştaki ebediliğin dünya ahiretin tarlası olması numune hükmündedir ve insanın haşa ve kella Alah sanki sınırlı olması gibi algılatması aklı nefsine takılmış mahluklarca tanımlanır ebedi olmanın ve yaratılışın hikmetinde insanın kainatın küçültülmüş modeli olması ve ahiretin numunesi hükmü vardır yani ölümlü ahiretin tarlası olan dünya ve onca içindeki nimetler cennetin madde haline işaretle dünyadaki hayatın yaşanmasıyla cennetin nasıl yaşanacağını gösterir delillendirir yalnız cennetde pislik olmadığından lezzetleri alınan nimetlerin ilahi hikmetinden yok olmasıdır hiç bir hüznün olmadığı cennet zevk etmekdir ve insanında numune hükmünde olması şeytanın bozgun kibirlenmesiyle ayıklanmıştır yani ebediyen sınırsız sayısız cennet yaratabilen Allaha kısıtlama getirilemez ve insanın numune olması gösterirki dünyada şeytan gibi bozgunculuk yapan inkarcıların ayıklanması ve ebedi saadet olacak cennete layık iman ehlinin numune gitmesi Allahın kudreti sonsuzun ve sonsuz nimetlendiren herşeye gücü yeten demekki çocuk isteyen kullarının dünyadaki gibi lezzeti ruhani ile nimetlendirerek çocuk olacağına delildir yani ebediyen sonsuz sınırsız sayıda cennet yaratana cennetde kul yaratması zor değildir yaratılış Allah hakimiyetinde bizzat kendisinindir demekki cennetde çocuk olmayacak diyerek kimse hükmedemez diyemez delillendiremez bunun en kapsamlı olanını elbetde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bilecektir bizim aciz aklımız buna erdiyse açıklayıcı delilli konuşmamızla gösterdik ve fetanet sahibi peygamberler elbetde daha kapsamlı bilgilendirecektir insan nefsinin hırıltısıyla aklına baksa sanki Allahın kudreti yetmezmiş gibi cennetde çocuk olmayacak diyenler olmuş bunu diyen safsafatadan ibaretdir yani fitnedir delil yok fikir yok sallama dallama fikirdir.
(İnsan), hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi zannediyor?(Beled-5)
5.Ayetde Allahın kudretinin sınırlı gibi gösteren inkarcılara delildir ki Allahın kudretini bir çok açıklamayla delillendirdik.
Kevser şarabının olması ve altın gibi değerli maddelerin cennetde verilmesi ebedi zevk etmek en çok güzelliklerin olması ve dünyanın cennet hayatının lezzetlerinin bir saatine bile tekamül etmemeside ayrı delildirki cennetde eşlerin olması dünyada delillendirilmiş ispatıyla cennetde eşlerin daha muhteşem ebedi ruhani lezzetlenmesi ve dünyada çocukda cennet neşesi nimet olması ve cennetde düşünülse daha lezzet verici yuvanın neşesi olacak ve dünyadaki gibi bir zaman büyümesiyle ebedi hayatını kuracak yani nasılki dünya hayatı doğumla başlar ve sanki hiç ölmeyecek gibi hayatı yaşar aynen bu gibi ve gerçeği olacak cennet hayatının ebedi yuvanın sürdürülmesidir dense o çocuklar neden dünya hayatına bırakılmadan sorgu suale verilmeden cennetde oluyor çünkü nasılki huriler cennet hizmetinde yuvaya eş olacak evin hanımı hurilerin sultanı hükmünde olacak huriler sultana hizmet eder hurilerde eşdir ve dünyada olmayıp sorgu sualleride yoktur demekki çocukların huri gibi cennetin tomurcukları cennet neşesi ve onlarında hayat kurarak yuvayla ebediyetleri sürdürülür dünyada insanların numune olmasındaki bir manasıda bunu gösterir delillendirir ebedi cennete yuva gidiyor ve yuvada bilinen nedir numune hükmüde odur pislik olacak zalim vicdansız olanların ve ebedi cennete gidecek tüm iman ehlinin huzurunu sevgisini hasedlikle bozguncular ayrılmasıdırki dünya bunun için numune yaratılmış demekki cehennemde azap olacağından zaten cehennemde cennetdeki gibi adalet aranmaz adalet isteyen cennete talip olurdu inanan girerdi cehennemle cenneti eş değerde tutulmaz öyle birşeyde yoktur insan ya iyilik güzellik sevgi nimetler ister yada zıttını çirkinlik yani şer ister şerre tapan cehenneme gidiyor oranın hükmünde ceza yeridir yani azapdır nimetleri bile azaplıdır mesela kaynar su ve bu gibi demekki ebedi saadetin anahtarı imandır mesela insanın vucudca bakıldığında görünen sadece et ve kemikdir ve bu etin en değerli olanı kalb! insanın nefisçe hata yapması çok şey değiştirmez nefsine eziyet eder bedelini öder bunun en önemli olanı kalbin bozulmamasıdır eğer kalble kötülüğe günahlara yani şerre gidersen o zaman bedenin tümünü helak edersin bütün vucud kalbden yönetilir insan şerre ya kalben gider yada nefsine uyarak günaha girer zannımca bundandırki kulların günahları ne kadar büyük olursa olsun Allahın şefkatinden asla büyük değil kalbden şerre rızası olan varsa bu inkardır bunun çaresi olamaz bilerek isteyerek inkar edene merhamet etmekde Allahın şanına yakışmaz.
Cennet nimetlerinde kimse ameliyle kazanamaz dünya hayatının insanlar arasında hayırda yarışması dünayadaki gibi şan şöhret çok mal mülk kazanmak ve bu kazanılanla cennetdeki derecenibelirleme değildir bu fitnenin en çok aptalca olan fitnesidir insan Allaha kul olmakla mükellef kulluğun ilk adımı imandır cennet nimetleri derecelere göre değişebilir yani peygamberlerin sahabelerin cennetdeki nimetlere kazanması derecenin verdiği ayrı lezzetdir mahiyetini bilmem çünkü sahabe değilim cennet nimetleri iman ehli tüm kullara verilecek kazanmak isterse zor kazanır cennet hediyedir ve ev gibi düşünülse Allah anahtarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vermiştir ve ümmetini cennete alacakdır madem cennet hediye iman ehlinin kazanması gereken hayırda yarışmak nedir en mükemmel olan kulluk yarışı yani Allaha yakınlaşmak ona kul olmak bu kullukda ibadet önemlidir en önemliside emirlere göre haraket etmekdir imanlı insanı öldürme kul hakkı yeme zina etme gibi kullukda cennetdeki derece Allaha yakınlıkdır onu görebilmektir bu yarış odur yani mesela kimisi gözleri 5 derece kimisi 10 kimisi 50 kimisi 100 derecelik bozuk olduğundan ona görebilmek için gözlük ister buna benzer kimin gözleri daha keskin Allah güzelliği ruhani lezzetini alacak nedir bu lezzet Said Nursi Hz. dediği cennet hayatının bin senelik lezzeti Allahın bir saatlik cemal yani güzelliğinin verdiği ruhani lezzetini karşılamıyor iman ehlinin birbirinden üstün olmaya çalışması gibi bir yarış yoktur yarışma denen Allaha yakın olmakdır yani bakdınki arkadaşın ibadetde takvada Allaha yakınlaşmış işte bu kıskanılır zorbalık yapmak iman ehlinin kulluğunu göstermez hased başkadır kıskançlık başkadır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ben gayyurum Allah benden daha gayurdur buyurmuştur hased olan şeytandan geliyor kibirden çıkan parça gibidir mesela siz bişeyler yazın engel olmak isteyen avanaklar çok olur hep kibirdir yarış kulluk yarışı cennet değil mal mülk kazanmak değil öleceğin güne kadar kulluğunu gösterdiğin çizgide olmak nasıl yaşarsan öyle ölüyorsun.
Sonsuzluk kavranması insan aklının sadece verilen ölçüsünde manası var nasılki ashabı kehf meselesinde bir hayvanın cennete girmesi mevzusu manasında varla yok oluşun değeri anlaşılır yani değersiz olanın cehenneme gidecek ayıklanan inkarcılar oluşundaki anlama gibi hayvanın değerinin ne kadar çok olduğu net görünür inkarcıdan kat ve kat üstünlüğünü delillendirir demekki nasılki bir nüvede olan yani ebediyet Allah ilmi kudretinde açıkca gösterirki ebediyen sınırsız sayıda cennet ve cehennem yaratabilir ve tüm varlık sahasını bir nüvede verebilir insanında kainatın en nazenin varlıkdan en kapsamlı ahseni takvime girmesi cennetde çocuk meselesinde verdiğimiz yaratma meselesi gibi ebediyen sınırsız cennetde insan yaratılması gibi dünyada yaratılmışlar çekirdek olur yani israfı ďüşünmekle yaratılan mahlukat en ideal en yerinde yaratılması yapılnış demektir ve biz insan olarak kulluğumuzdan utanmak yerine şu olsun bu olmasın isteriz bir göz nimeti kadarcık kulluk yaptığımızı sanmam ebedi cehennemle diyeti ödenebilecek hangi kulluktan bahsedilebilirki görülense yalan gibi dünya tek gerçekde Allah mülkünde istediği gibi tasarruf eder yani mülk derken sadece dünyamı var cennetde cehennemde onun Ve dilerse cennetde dahi kuluna çocuk ihsan eder kimse ona karışamaz emir veremez insan kulluktan sorumlu Allah değil.
Hizmete yapılan zulm fakat yapılmasaydı din düşmanları münafıkları dünya görmeyecekdi hizmetin değeri dahada artdı Allah lütuf ihsanıyla hizmetimizin gerçek Allah yolu olduğunu gösterdi küçük düşürmeye çalışan iftiracı münafıkları ortada bırakdı.
Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir;iyi davranışlarda bulunan müminlere,kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.(isra-9)
İşte o gün gerçek mülk (hükümranlık) çok merhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için de için pek çetin bir gündür o.(Furkan-26)
25.Ayetin (O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak) buyurması ahir zamanın haberinin verilmesine işaret eder ki beyaz bulut manasında insanın görememesidir (ve melekler bölük bölük indirileceklerdir) buyruğuda örtülü olarak meleklerin inmesidir.
26.Ayetde (İşte o gün gerçek mülk (hükümranlık) çok merhametli olan Allah'ındır) buyurması hüküm bildirmesiyle hükümran olması hakimiyetini göstermesidir ki (Kâfirler için de için pek çetin bir gündür o) buyruğuyla kafirin ve münafıkların nefesini bile kesecek derecede hükümleri vermesidir.
Böyle iken onlara ne oluyor da, sanki aslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâlâ Kur’an’daki) öğütten yüz çeviriyorlar? (Müddesir-49-50-51)
Bu ayetlede kalblerindeki fasıklıktan inkarlarından vaz geçmezler yaban eşekleri misali örnek verilmiş ki hem ürkek hemde sanki vahşi aslan görmüş gibi Allahın bildirdiği hükümlerden kaçarlar yani inkar ederek sapkınlıklarını sürdürürler.
Fakat onlardan herkes, kendisine (Allah tarafından) dağıtılmış sahifeler (verilmesini) istiyor. (Müddesir-52)
52.Ayetde (Fakat onlardan herkes) buyruğuyla inkarcı olan münafıkların neden inkar ettiklerini (kendisine (Allah tarafından) dağıtılmış sahifeler (verilmesini) istiyor) buyruğuyla sahife sayfa demek ve bu sayfada yazılı hüküm bildirilmesi demek manasını verir ve bu ayetle münafıkların kendi sapkınlıklarına kalblerindeki fasıkça hayatlarına uyacak hüküm istediklerini açıklar bunun için inkar ederler yani şart koşmak peygamberlere hüküm verdirdin adil ol bizede ver demek isterler münafıklıkların dönülmez mührüne delildir.
Hayır! (Bu olacak şey değildir! Doğrusu onlar (bu alaycı sözleriyle) âhiretten korkmuyorlar. (Müddesir-53)
53.Ayetde (Hayır! (Bu olacak şey değildir!) açıkca bildirir asla olmaz yani hiç kimse Allahın kendisinin verdiği hükümden başka hüküm alamaz ve (Doğrusu onlar (bu alaycı sözleriyle) âhiretten korkmuyorlar) buyruğuyla kalblerinde olan fitnenin alay etmek olduğunu açıklar ve hükümleri inkar ettiklerinden ahiret azabından korkmazlar.
Münâfıklar (kalplerinde küfrü ve düşmanlığı gizleyip dilleriyle iman ettiklerini söyleyerek güya) Allah’a hile yapmak isterler. Halbuki O, onların hilelerini başlarına geçir(ip cezalarını ver)endir. Onlar, namaza kalktıkları vakit üşene üşene kalkarlar (özen göstermezler), insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı da ancak pek az zikrederler (hatırlarlar). (Nisa-142)
142.Ayetde Allah kulunun kalbine tecelli eder bunu bilen münafıklar iman ehline imanlı görünür taklidi imana benzerdir fakat kalblerindeki küfrü düşmanlığı gizlediklerinden dille aldatır bunun sebebinden biri iman ehli olan imanlı insandan kendi günaha girecek menfaatine yarayacak söz almasıdır başkasının sırtından geçinmek gibi yani ahiretde kim dedi kim yaptırdı imanlı olan insanı gösterip o yaptırdı o dedi gibi iftiracı bahane ararlar iman ehlini kullanırlar namaz kılmakmış zikirmiş aslında bunları yapmayı sevmez ve ilgilenmezler yaparkende sadece gösteriş için imanlı desinler diye ve menfaat elde etmek istediklerinden aldatıcıdırlar.
Onlar (münâfıklar), mü’minlerle kâfirler arasında kararsızdırlar. Ne bunlara ne de onlara (dahil olur/bağlanırlar). Allah kimi sapıklık üzere bırakmışsa artık sen ona bir (çıkar) yol bulamazsın. (Nisa-143).
143.Ayetde (Onlar (münâfıklar), mü’minlerle kâfirler arasında kararsızdırlar) buyruğuyla hayatlarını nasıl yaşayacaklar en çok kimde menfaat var kafirdemi mümindemi kararsızdırlar bunun için (Ne bunlara ne de onlara (dahil olur/bağlanırlar) buyruğuyla bir kafire bir mümine gidip dolaşırlar ikisinin hangisinde menfaat daha çoksa onunla ilgilenirler sülük gibi yapışmaya çalışırlar (Allah kimi sapıklık üzere bırakmışsa artık sen ona bir (çıkar) yol bulamazsın) buyruğuyla Allah fasıklıklarından onları öyle bir saptırır ki artık iflah etmez kendine yol arar dururda ölene kadar yol bulamaz ebedi cehennemin dibine yuvarlanır.
İman ehli olan cehenneme ebedi gitmez imansız olan cennete gitmez Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yoluna engel olan şeytana tapandır ve alınan nefesden iyi kötü tüm sözlerin kelimesindeki harfler adedince cehenneme odun gönderen münafıklardır tüm yaptıkları cehenneme kitlenmiştir hayatlarını şeytan yolunda kullanmaları ebedi cehenneme odun göndermekten başka birşey değildir hiç kimse Allahın hükmünü değiştiremez.
Deccalın avenesi kendi teröristliklerini iftirayla hizmete atıyor burası dünya mahşerde hesaplar görülecek kimse iftirayla cennete giremez aldatarak insan sorgulanmaz Allahın hükmü insanı sorgular cehenneme çalışan azaplık odun kazanır adaletde emre karşılık azaptır hüküm vermek yanlız Allaha aitdir hükümde inkarcılara nefes alma hakkını bile azaba çevrilmiştir bundan saptırmaya çalışıyorlar boş gün geçirmek kazandıkları sadece azap inkarcı kördürler Allah geçmiş gelecek herşeyi biliyor insanlarda yaşantılarıyla delillendiriyor yani Allah hükümlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yolu hizmet buyuruyor gerisini bana bırakın hesap günü hepsinin cehennemden başka gidecek yeri yok kimi af eder kimi etmez kiminide cehennemin dibine ve sınırsız azabla ebedi cezasını verecek hükümlerin en temelide budur Allah dilediği kadar azap verecek yolun açık olduğunun delilidir azaba gidecekleri biz seçmiyoruz ahiretde yapılan inkarların cezasını verecek olan Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. melekler kayıtda zerresine kadar tüm niyet ortaya çıkacak.
Zalim dinsiz münafıklar hizmeti yok etmeye çalışıyor rahat olsunlar sonra ne olacak dersiniz idrak eden varmı ?
Onlar, (bu halde yaşarken) farkında olmadıkları bir sırada Allah tarafından kendilerini kaplay(ıp çepeçevre kuşat)acak bir azap gönderilmesinden ya da kıyametin ansızın kopmasından emin midirler? (Yusuf-107).
Allah hükümlerini iman ehli cebennemde böyle azap yaşayacak diye bildirmedi imansızlar nasıl azaplanacak bunları bildirdi demekki iman ehli hükümleri bilmese ne olur zaten cennetlikler önemli olan inkarcı münafıkların bilmesiydi ve birbirleride şahit tutulmuşlardır kalblerde gizli olan tüm fitneleri çıkacaktır.
Hizmet dünyanın hastalığını imanı tedavi ediyor münafıklarda hastalığı çoğaltmaya bakıyor dünya ölsün diyen cehennemine koşuyor.
Deccal ilah gibi davranmaya çalışması günahları süslü püslü güzel göstermesi avenelerine kendini taptırmak içindir sırf kibir övünmedir başka hiç bir maksat yok aveneside bunu iyi biliyor ve bilerek isteyerek tapınıyorlar cehennemin dibine gideceklerinide biliyorlar bundan şerden zevk almaya çalışıp günlerini zevk etmeye bakıyorlar eğer dersenizki niye onca doğruya sapkınlık yapıyorlar cehenneme gideceklerinden insan ne kadar kötü olsa iyiliği fark eder çirkinlikde olsa güzeli fark eder kabul etmek içinde akıl vardır sapkınlığı kabul eden kafirdir dini kullanarak yapanda münafıktır yani hizmete terörist iftirası yapan zalim vicdanını yitirmiş cehennemi hak etmiş merhametin haram olduğu mahluklardır oyun oynamak eğlence zevk etmek kafaları karıştırmak zihinleri bulandırmak yaptıkları sadece bu siz hizmetinize bakın ibadetinize dünyanın sonuna gelindi.
Allahın hükümleri açıkca anlaşılır zulme kader denirmi zulm yaparsan fitne çıkartırsan kısaca kafir olursan cehenneme gidersin münafık olursan cehennemin dibine gidiyorsun kendi yaptıklarının cezası veriliyor kaderi adalet budur zulme kader dense Allah zulme razı olması gerekir o zaman kafir münafık inkarcılar neden cehenneme gitsin bu kaderi adalet değilki ve kendi yaptıklarınızın cezası veriliyor Allah zulm yapmayın diyor gizli zulm zalimlik yapan cehenneme gidiyor kimi aldatıyorsun Allah hüküm veriyor hesabını soracam diyor dünyada kader işlerse zalim zulm yapan inkarcıya nefes alması caiz olmaz ölmesi gerekirdi zulm yaparak dünyada nefes alıyorsan cehenneme odun olur kader budur zulm yapıyon ve zulme maruz kalana kaderin diyon kendine gelince masum diyon Allah yasakladığı emrine karşı geliyon cehenneme gideceksin kader budur iman ehli ebedi cennete imansız zalim zulm yapan ebedi cehenneme yaşadıkça azaplık odun göndereceksiniz.
Hesap gününe iman nasıl yapılır açıklanmışki hizmet imanın esasları kabul edilmiştir hizmete düşmanlık ahireti inkardır çünkü Allah hükümleridir bu hükümlerde olanları inkardan imansız olanların meydana çıkmasıdır.
Yani hükümler diyorki islamiyeti hizmet açıklıyor Hıristiyan dinini Yahudi dinini yaşamış olan iman ehlidir bundan başka yol din yoktur Allaha, Peygamberlere, Kitaplara, Meleklere, Ahirete (Hesap gününe) ve Kadere imanı özetlemiştir aklı sönmemiş olan anlar.
Siyaset idare etme yönetme manasını veren kelimedir ve bu insanın dünya işlerini ilgilendirir siyaset dünya işlerine yapılır dini bakımdan dine siyaset yapılmaz din insanı yönetir insan dünyayı insana malı mülkü kullanma üstünlüğü verilmiş dini kullanma üstünlüğü değil din Allah emridir emirler kullanılmaz zevki sefa için değiştiremezsin putperest töresi mutâ gibi büyük fitneye din derseniz yayarsanız dinin zerresine dokunursan ebedi cehenneme münafıklıkla gidersin saçma sapan nefsine göre din çıkartmış münafıklar siyaseti dine yapıyorlar münafıklık içinde ebedi cehenneme gideceklerdir dini siyasete alet etmekde bu siyaseti dünya işlerine yapmak dünya işlerini idare etmek yönetmekdir münafıklığın sebebinde siyaset adını kullanıp dini yönetmeye kalkıyorlar yani sanki Allah eskiden içkiyi zinayı yasaklamıştım asırlar geçdi değişti al o eskidendi şimdi serbest yapmak sana verildi çünkü sen büyüksün şan şeref şöhretli oldun senin gibi büyük varken fakir kim oluyormuş zalimce zulm yaparsın alırsın hükmü bu kadar basit zulmede fetva çıkartırsın al sana cennet peygamber gelmiş kitap gelmiş onlar eskidendi gibi inkarcılığı manalandırmaya benzer.
Sahd Nursi Hz. mehdiyi siyasal ilmi güçlü olacak demişti bu bilinen devlet siyaseti değil bu ilmi güçlü olacak ilim diyor idare etme yönetme dinin emrettiği hakikatlerle dünyadaki insanların hayatını asrımıza göre düzeltmek sapkınlıkdan çıkartmak şan şeref şöhret olmak değil karanlık içindeki dünyaya dalmış cehennemi felaket gibi acı yaşayanlara ışık olup aydınlatmak bu iman ehline ışık olmaktır özel ders verir gibi kafire ve münafıklara zalime zulm yapana din anlatmak değildir zaten dini açıklayıcı kitaplar ve hükümler vardır imanı zayıf olan insanlarn imanına kuvvet verecek cennet misal hayata çevirmektir insanların güzelliklerle manevi sevgi oluşmasında bütünlüğün dinler arasında birleşmesidir Allah bir Kitaplar bir Peygamberler bir dinler bir demek bu birlikden oluşan iman ehlinin tümü manevi mehdi görüntüsünde insanlara cennet misal hayatı veren ve manevi cennet kardeşliğidir.
Zalim kendine Müslüman demekle müslüman olmuyor zulm yaparak birde Kur'an,ı elde gösterip terörist iftirası atıp müslüman olduğunu söylerse açıkça münafıklığını ilan etmiş olur türkiyede görünen belli kimin ne olduğunu Allah kendileriyle ilan ettiriyor gizlenmenin faydası olsa dinin arkasına gizlenen dini maske yapan şeytana tapanlara münafık denmezdi ahiretde hepsi çıkacak gizlenmekle ebediyet inkar edilmez.
Allah buyruklarla uyarır dünyada Peygamberlere ve dinlere inanıp söylediklerini yaşayanlar var acaba bu dünyadaki insanlar imansızmıki Peygamberleri ve dini anlamasın yani Peygamberler ve din insanları imansızlığa maneviyatsızlık girdabı cehennememi götürüyor ki bunca insan salak yerine konup siz yanlışsınız Peygamberler ve dinler yalan söylüyor diyormuş gibi zalimliği zulmü kötülüğü günahlara yol diyerek yalan aldatmakla doğru göstermeye çalışıyorlar dine yalan deyip kendine doğru diyen, kim imansız kim imanlıdır.
İman ehline akılsız sanan münafıklar Allah hükümlerini verdiğinde kimse bilmesede dünyada kalblere ona göre değiştirme gösterir çünkü bilinmiş hüküm tecelliyi gerektirir demekki tecellinin adaleti ilahide olanın iman ehlinin kalbini hüşyarlaştırmak yani manen doğruları gösterip uyandırma ve tüm hayatı gözden geçirip doğruyu buldurmaktır yani akılla doğru yanlış ayırıp tasdiklemektir bundandır din akla hitap eder doğruyu akıl görür doğru olanın anlaşılmasıda dinin güzel iyi kalbe sevgi verdiren huzur ve üstün olan sözleridir demekki doğru olan iyilikde yalan olan kötülüktedir kavga kargaşa bozgunculuk iftira yaygara gibi yalancıların içlerindeki haseddir ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. doğruluk iyiliğe iyilik cennete götürür yalan kötülüğe kötülük cehenneme götürür buyruğuda delilidir imansızlığın kalbde mayasıda inkardır.
Ebedi cehennemlik imansızın en küçük küfr bile asla afedilmez hükümle uyarıldı cehennem azabı vuku buldu gerçek olan hüküm açıklandı.
Dünyada ister istemez tüm canlılar ölümü tadacaktır tadımlık demek ya acısını yada ruhani manevi lezzetiyle ruhun çıkmasıdır insan nefsine ne ektiyse olacaktır imansız dehşet can verirken iman ehlinin derecesine göre manevi lezzetle ölüm olacak Allah yolunda olan insan isterki zulm bitsin tiskinti verici dine verdikleri fitnedir görünmeyene bakılsa insanda hak verecektir o manen göremediğiniz fakat anlayabileceğimiz hükümlerdir iman ehli eziyet gibi görünene bakar manen dünyasıda var cennetide var zaliminde dünyası cehennem gibidir ölse cehenneme yuvarlanacak yaşasa cehenneme azaplık odun gönderir demekki yaşantısı daha dehşet oluyor hükümde nefes alıp vermesi azaplık odun gönderiliyorsa zalim düşünsün ölse ebedi cehenneme gitti ölmese azap çoğalıyor.
Allah kılıcı zalimin boynuna doladı vazifemiz hiç durmadan güzellikler içinde yolumuza devam etmek iman ehli ayrıldı hükümler vaadli din günü sahibinin hizmete devam imanımız dönülmez hiç şüphesi olan varmı ve kime zararı var sorumluda delilli zalim zulm yapanlar düşünsün onlar bilerek bozgunculuk yapıyorlar Maksat zevk etmek ayetde buyuruyor cehenneme gidecek zalimin kılıcı boyunlarına doladı kendi azaplarını eline verdi.
Küfre sapanlar/inkâr edenler, ateşe sunulacakları gün (onlara): “Siz iyi ve güzel şeylerinizi dünya hayatında harcayıp tükettiniz ve bunlarla safâ sürdünüz (buraya bir şey bırakmadınız). Yeryüzünde haksızlıkla büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı artık bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız.” denilir.(Ahkaf-20)
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. doğruluğu nasıldı ümmi olması dahada çok doğruluğuna delil oldu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed s.a.v. yüzde biri kadar değilim fakat ümmilikde Benzer bir durumum var yani hiç birşey bilmiyordum sadece Allah bildirdi öğretti ve buna Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. şahit olsun.
Cennetlikler, cehennemliklere (şöyle) seslenirler: “Rabbimizin bize vaadettiğini, biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbiniz’in size (azap) vaadini gerçek olarak gördünüz mü?” (Onlar da:) “Evet.” derler. O sırada aralarından bir görevli şöyle seslenir: “Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.(Araf-44)
Sevgimiz diyaloğumuz hoşgörümüz mutluluk huzurumuz iman ehline Allah düşmanlarıda has düşmanımızdır.
Cehenneme ebedi huzuru bozmak isteyen gereksiz değersiz kıytırık mahluklar gidiyor yada şöyle diyelim şeytan cennete olmuş olsaydı ebedi Bozgunculukla anarşi fitne fesad yani iyiki dünya yaratılmış iyiki dünyada temizlik yapılıyor fitneci olanlar ayıklanıyor kömür ruhlular ve elmas ruhlular iman ehli için yaşasın cennet hizmetimiz dillere destan iman ehlinin kalbi cennet kokusu hased eden imansızlar çatlasın.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. güneşin doğup battığı yere kadar ismi celili duyulacak buyruldu ve duyuldu güneşin doğup batmasındaki manada doğuş aydınlığın başlangıcıdırki bu başlangıç Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. doğumuyla başlamıştır batışıda risalei nurlarda anlatılmışdırki ölümü haber verir yani dünyanın sonunun geldiğini haber vermekle dünya öleğinin bildirilmesidir bunun insan üzerindeki vazifei hizmet insanların iman etmesi Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabulle kalbe işletilmesidir bu vazife gidilebildiği kadardır bu gidişde sadece kıyametin kopmasına kadardır güneş batmasıda hükümlerin çıkmasıyla dünyanın ayrılmasıdır iman ehli imansızlar ayrılıyor inkar ederek incik boncukla ilgilenen fasıklardır dini karıştırarak bozgunculuk çıkartan onca yazılı hükümleri gördükleri halde hiç bir şey diyemeyerek sesslerinin kesilmesiyle saptırmak için çalışan fasıklardır dini alet etmeleride gösterirki münafıklardır kimse kimsenin kölesi değildir Allahın hür yarattığına kimse köle gibi zorbalık yapamaz davranamaz köle olunacaksa Allaha olunur yaratan o mülkün sahibi o yediren o içiren besleyen o hayatı veren o daha ne güneşin batışının bir manasıda budur iman ehli çıktı meydana cennet ve cehennemlik olanlar ayrılıyor kalblere hükmeden Allahtır kimse kimseyi aldatamaz kimse kimseyi zalimlikle zorbalık yaparak tehditle algı operasyonuyla cehenneme atamaz cehennemi yaratantır.
Allah asırlar öncesinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. buyurduğu din hizmetin gösterdiği ve açıkca hükümleridir din hiç değişmedi insanlar kendini değiştirdi din aynı din iman esaslarının özeti olan hep detaylı hükümleri bildirilmiş demekki münafıkla kafir inkar ederek kendine gözlerini kapatır iman ehlinin ve imansızların ayrılmasında kalblere hükmeden Allah tescilliyor biz hizmetimize bakarız.
Kainat ucubucağı görünmüyor dünyayı cennet olarak düşünülse düşünsenize sınırsız sayıda cennet yaratabilir zaman ve mekandan münezzeh Allah arşki kürsi arşın içinde çöle atılmış halka gibi kainatsa kürsinin içinde halka gibi sınırsız cennetde cehennemde yaratabilir daha önce hükümlerde yazılmışdı yani diyeceğim çocuk sahibi olma meselesi olabilir sadece cehennemlik olanlara yok orası azap Yeri çocuk edinmemekde azaptan ve zaten çocuk ihtiyacıda düşünmezler azabı yaşamaktan onumu düşünsünler Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bu meseleyi bilir.
Ên mühim yaratılıştaki ebediliğin dünya ahiretin tarlası olması numune hükmündedir ve insanın haşa ve kella Alah sanki sınırlı olması gibi algılatması aklı nefsine takılmış mahluklarca tanımlanır ebedi olmanın ve yaratılışın hikmetinde insanın kainatın küçültülmüş modeli olması ve ahiretin numunesi hükmü vardır yani ölümlü ahiretin tarlası olan dünya ve onca içindeki nimetler cennetin madde haline işaretle dünyadaki hayatın yaşanmasıyla cennetin nasıl yaşanacağını gösterir delillendirir yalnız cennetde pislik olmadığından lezzetleri alınan nimetlerin ilahi hikmetinden yok olmasıdır hiç bir hüznün olmadığı cennet zevk etmekdir ve insanında numune hükmünde olması şeytanın bozgun kibirlenmesiyle ayıklanmıştır yani ebediyen sınırsız sayısız cennet yaratabilen Allaha kısıtlama getirilemez ve insanın numune olması gösterirki dünyada şeytan gibi bozgunculuk yapan inkarcıların ayıklanması ve ebedi saadet olacak cennete layık iman ehlinin numune gitmesi Allahın kudreti sonsuzun ve sonsuz nimetlendiren herşeye gücü yeten demekki çocuk isteyen kullarının dünyadaki gibi lezzeti ruhani ile nimetlendirerek çocuk olacağına delildir yani ebediyen sonsuz sınırsız sayıda cennet yaratana cennetde kul yaratması zor değildir yaratılış Allah hakimiyetinde bizzat kendisinindir demekki cennetde çocuk olmayacak diyerek kimse hükmedemez diyemez delillendiremez bunun en kapsamlı olanını elbetde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bilecektir bizim aciz aklımız buna erdiyse açıklayıcı delilli konuşmamızla gösterdik ve fetanet sahibi peygamberler elbetde daha kapsamlı bilgilendirecektir insan nefsinin hırıltısıyla aklına baksa sanki Allahın kudreti yetmezmiş gibi cennetde çocuk olmayacak diyenler olmuş bunu diyen safsafatadan ibaretdir yani fitnedir delil yok fikir yok sallama dallama fikirdir.
(İnsan), hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi zannediyor?(Beled-5)
5.Ayetde Allahın kudretinin sınırlı gibi gösteren inkarcılara delildir ki Allahın kudretini bir çok açıklamayla delillendirdik.
Kevser şarabının olması ve altın gibi değerli maddelerin cennetde verilmesi ebedi zevk etmek en çok güzelliklerin olması ve dünyanın cennet hayatının lezzetlerinin bir saatine bile tekamül etmemeside ayrı delildirki cennetde eşlerin olması dünyada delillendirilmiş ispatıyla cennetde eşlerin daha muhteşem ebedi ruhani lezzetlenmesi ve dünyada çocukda cennet neşesi nimet olması ve cennetde düşünülse daha lezzet verici yuvanın neşesi olacak ve dünyadaki gibi bir zaman büyümesiyle ebedi hayatını kuracak yani nasılki dünya hayatı doğumla başlar ve sanki hiç ölmeyecek gibi hayatı yaşar aynen bu gibi ve gerçeği olacak cennet hayatının ebedi yuvanın sürdürülmesidir dense o çocuklar neden dünya hayatına bırakılmadan sorgu suale verilmeden cennetde oluyor çünkü nasılki huriler cennet hizmetinde yuvaya eş olacak evin hanımı hurilerin sultanı hükmünde olacak huriler sultana hizmet eder hurilerde eşdir ve dünyada olmayıp sorgu sualleride yoktur demekki çocukların huri gibi cennetin tomurcukları cennet neşesi ve onlarında hayat kurarak yuvayla ebediyetleri sürdürülür dünyada insanların numune olmasındaki bir manasıda bunu gösterir delillendirir ebedi cennete yuva gidiyor ve yuvada bilinen nedir numune hükmüde odur pislik olacak zalim vicdansız olanların ve ebedi cennete gidecek tüm iman ehlinin huzurunu sevgisini hasedlikle bozguncular ayrılmasıdırki dünya bunun için numune yaratılmış demekki cehennemde azap olacağından zaten cehennemde cennetdeki gibi adalet aranmaz adalet isteyen cennete talip olurdu inanan girerdi cehennemle cenneti eş değerde tutulmaz öyle birşeyde yoktur insan ya iyilik güzellik sevgi nimetler ister yada zıttını çirkinlik yani şer ister şerre tapan cehenneme gidiyor oranın hükmünde ceza yeridir yani azapdır nimetleri bile azaplıdır mesela kaynar su ve bu gibi demekki ebedi saadetin anahtarı imandır mesela insanın vucudca bakıldığında görünen sadece et ve kemikdir ve bu etin en değerli olanı kalb! insanın nefisçe hata yapması çok şey değiştirmez nefsine eziyet eder bedelini öder bunun en önemli olanı kalbin bozulmamasıdır eğer kalble kötülüğe günahlara yani şerre gidersen o zaman bedenin tümünü helak edersin bütün vucud kalbden yönetilir insan şerre ya kalben gider yada nefsine uyarak günaha girer zannımca bundandırki kulların günahları ne kadar büyük olursa olsun Allahın şefkatinden asla büyük değil kalbden şerre rızası olan varsa bu inkardır bunun çaresi olamaz bilerek isteyerek inkar edene merhamet etmekde Allahın şanına yakışmaz.
Cennet nimetlerinde kimse ameliyle kazanamaz dünya hayatının insanlar arasında hayırda yarışması dünayadaki gibi şan şöhret çok mal mülk kazanmak ve bu kazanılanla cennetdeki derecenibelirleme değildir bu fitnenin en çok aptalca olan fitnesidir insan Allaha kul olmakla mükellef kulluğun ilk adımı imandır cennet nimetleri derecelere göre değişebilir yani peygamberlerin sahabelerin cennetdeki nimetlere kazanması derecenin verdiği ayrı lezzetdir mahiyetini bilmem çünkü sahabe değilim cennet nimetleri iman ehli tüm kullara verilecek kazanmak isterse zor kazanır cennet hediyedir ve ev gibi düşünülse Allah anahtarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vermiştir ve ümmetini cennete alacakdır madem cennet hediye iman ehlinin kazanması gereken hayırda yarışmak nedir en mükemmel olan kulluk yarışı yani Allaha yakınlaşmak ona kul olmak bu kullukda ibadet önemlidir en önemliside emirlere göre haraket etmekdir imanlı insanı öldürme kul hakkı yeme zina etme gibi kullukda cennetdeki derece Allaha yakınlıkdır onu görebilmektir bu yarış odur yani mesela kimisi gözleri 5 derece kimisi 10 kimisi 50 kimisi 100 derecelik bozuk olduğundan ona görebilmek için gözlük ister buna benzer kimin gözleri daha keskin Allah güzelliği ruhani lezzetini alacak nedir bu lezzet Said Nursi Hz. dediği cennet hayatının bin senelik lezzeti Allahın bir saatlik cemal yani güzelliğinin verdiği ruhani lezzetini karşılamıyor iman ehlinin birbirinden üstün olmaya çalışması gibi bir yarış yoktur yarışma denen Allaha yakın olmakdır yani bakdınki arkadaşın ibadetde takvada Allaha yakınlaşmış işte bu kıskanılır zorbalık yapmak iman ehlinin kulluğunu göstermez hased başkadır kıskançlık başkadır Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ben gayyurum Allah benden daha gayurdur buyurmuştur hased olan şeytandan geliyor kibirden çıkan parça gibidir mesela siz bişeyler yazın engel olmak isteyen avanaklar çok olur hep kibirdir yarış kulluk yarışı cennet değil mal mülk kazanmak değil öleceğin güne kadar kulluğunu gösterdiğin çizgide olmak nasıl yaşarsan öyle ölüyorsun.
Sonsuzluk kavranması insan aklının sadece verilen ölçüsünde manası var nasılki ashabı kehf meselesinde bir hayvanın cennete girmesi mevzusu manasında varla yok oluşun değeri anlaşılır yani değersiz olanın cehenneme gidecek ayıklanan inkarcılar oluşundaki anlama gibi hayvanın değerinin ne kadar çok olduğu net görünür inkarcıdan kat ve kat üstünlüğünü delillendirir demekki nasılki bir nüvede olan yani ebediyet Allah ilmi kudretinde açıkca gösterirki ebediyen sınırsız sayıda cennet ve cehennem yaratabilir ve tüm varlık sahasını bir nüvede verebilir insanında kainatın en nazenin varlıkdan en kapsamlı ahseni takvime girmesi cennetde çocuk meselesinde verdiğimiz yaratma meselesi gibi ebediyen sınırsız cennetde insan yaratılması gibi dünyada yaratılmışlar çekirdek olur yani israfı ďüşünmekle yaratılan mahlukat en ideal en yerinde yaratılması yapılnış demektir ve biz insan olarak kulluğumuzdan utanmak yerine şu olsun bu olmasın isteriz bir göz nimeti kadarcık kulluk yaptığımızı sanmam ebedi cehennemle diyeti ödenebilecek hangi kulluktan bahsedilebilirki görülense yalan gibi dünya tek gerçekde Allah mülkünde istediği gibi tasarruf eder yani mülk derken sadece dünyamı var cennetde cehennemde onun Ve dilerse cennetde dahi kuluna çocuk ihsan eder kimse ona karışamaz emir veremez insan kulluktan sorumlu Allah değil.
Hizmete yapılan zulm fakat yapılmasaydı din düşmanları münafıkları dünya görmeyecekdi hizmetin değeri dahada artdı Allah lütuf ihsanıyla hizmetimizin gerçek Allah yolu olduğunu gösterdi küçük düşürmeye çalışan iftiracı münafıkları ortada bırakdı.
Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir;iyi davranışlarda bulunan müminlere,kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.(isra-9)
İman Ehline Kurulan Düşmanlık 2
Allah buyruklarında apaçık deliller vardır ki bu buyrukları imanlı olan insanların akıllarına göredir asrımızda bazı insanlarda Kur'an anlaşılamaz düşünceler oluşabilir bunun sebeblerinden biri iman zayıflığıdır ve Allah sözüdür herkes anlamaz fikride olabilir halbuki Allahın buyruklarını kendisinin izahı şekilde değil imanlı kullarının anlayabileceği şekilde indirmiştir yani aklı sönmemiş imanı olan gerçeği görür anlar daha önceki pek çok hükümlerin açıklanmasıyla akla ruha ve kalbe anlaşılır izahlar yapılmıştır ki imanı ve iman ehlini delillendirmiştir ve tekrar bazı ayetlerden imanı tasdikle iman ehlinin açıklamasına geçelim.
5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de
ancak onlardır.(Bakara Süresi)
Bu ayetde (İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler) buyruğu net izahla iman ehline hitap eder çünkü hidayet yolunda olan sadece iman ehlidir günahlar doğru yol değildir lakin hidayetin cennetlik olmanın anahtarı imandır (ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır) buyruğuyla günahkarda olunsa imanı olanın kurtuluşun anahtarını almış manasındadır.
6. Gerçek şu ki,kafir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.(Bakara Süresi)
Bu ayetde gerçekte kafiri azapla korkutmakla iman etmeyeceğini açıklar demekki kafirin korkudan iman etmiş görünene imanlı denmez çünkü korku kalbde olandır kalbinde korku olanın halinden anlaşılır mesela zalim olmaz zulm yapmaz firavun gibi tagut gibi davranmaz kalbde olan korku bedende kendini gösterir.
(korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler) buyruğunda kafirin zaten korkusu olsa imana gelirdi korkutmanında faydası olmayacağını anlatırki çoğu hükümlerde kafirlere karşı güzel davranışla uzak durulması emredilir tabi bu dini anlatmaktan vaz geç manasında değildir iman ehlinin vazife-i asliyesi öncelikle dinidir ve ebediyet gerçeklerini (emri bil maruf nehyi anil nünker-iyiliği emret kötülükten men et) hükmünce anlatmakla mükelleftir.
7.Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.(Bakara Süresi)
8.İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde"Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.(Bakara Süresi)
9.Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar.Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.(Bakara Süresi)
10.Onların kalblerinde bir hastalık vardır.Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır.Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır.(Bakara Süresi)
Bu ayetlerde hem kafir hem münafıkların ısrarlı inkarlarından ve yaptıkları fasıklıklarından gözlerine perde çekilir ve gerçeği göremez hale gelir kafir için inkarı ölene kadar devam eder iman edip etmemesi şahsına bağlıdır münafıklar içinse daha dünyada kalblerini mühürler gerçeği anlamazlar kulakların mührüde kalben olandır yani gerçeği duysalarda inkarla kalblerindeki fasık fikirlerini din diyerek gösterenlerdir söyledikleri ve yaşantıları dine imana uymaz şeytanca sapkınlık yaparlar bundanda yalancı olduklarının delilidir dünyaları kalben azap içinde ahiretleride cehennemde azap içinde olacaklardır.
Mesela kendi nefslerinin arzu isteklerine başkalarınıda alet etmekle kendileri gibi küfre düşülsün isterler dini kullanmalarıda fasıklıklarını gizlemek ve sapkınlıklarını doğru yol göstermeleridir akıllarınca Allahı ve iman ehlini aldattıklarını sanarlar hep kendi fasık görüşlerine göre hastalıkları vardır iftira atarak fasıklık hayatını ve sapkınlıklarını dini yol gösterirler ayetlerde bunu açıklar.
159. İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yokmu,işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder.(Bakara Süresi)
161. (Ayetlerimizi) inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince,işte Allah'ın,melekleri ve tüm insanların laneti onların üzerinedir.(Bakara Süresi)
Bu ayetlere dikkat edilirse (İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu) inen vahiy açık deliller göstermiştir bu delillerde ilk olan iman esaslarıdır yani Allah delili ve sadece Peygamber değil çoğul olarak Peygamberlerin delili çoğul olarak Kitapların delili (-kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra ) ve bunların hak olduğunun ve hidayet yolunu yani iman ehlinin vasıflarıyla açıkca anlatılmasıdır.
Ayete dikkat (gizleyenler yokmu,işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder) hükümlerin gerçekliğinin gizlenmesinden bahsedilen Hıristiyan,Yahudi ve Hz.İbrahim a.s. dini Sabiilerin iman ehli olmasıdır yani sanki sadece islamiyet dinini iman ehli olarak cennetlik gösterip diğer dinleri sanki başka ilah göndermiş gibi gerçekleri gizleyerek imansız cehennemlik ilan edilmiş Allah bu gibi gerçekleri gizleyene hem lanet ediyor hemde bütün lanet edici buyurmasındaki manada meleklerinde lanet ettiğini ve yaratılmış mahlukatda insanlarda lanet eder ve etsin buyuruyor demekki dini kullanan zalim zulm yapan imansızlara lanet etmek caizdir ve emredilende lanet edin buyruğudur derler ya müslüman lanet edermi diye demekki bunu yaygara yaparak fitne çıkartan münafıklardır zulm yapan zalime edersiniz buna karşı olanda yarası olan zalimdir çoğu insanlarda kötübirşey zanneder halbuki lanet iyi olana değil kötü olana yapılıyor.
174. Allah’ın indirdiği Kitab’tan bir şeyi (ahir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, İşte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.(Bakara Süresi)
Ayette (Allah’ın indirdiği Kitab’tan bir şeyi) buyruğu her birkitabı kkapsıyor asrı saadetde bazı Hıristiyan ve Yahudiler Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. geleceğini ve vasıflarını bildiren hükümleri gizleyenler olmuş kimi Hıristiyan ve Yahudi o hükümleri söylemiş ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. tasdik ederek iman etmiş kimiside yüz çevirerek dünyanın saltanatı cazip gelerek nefsini firevunlaştırmış halbuki kimsenin ne dünyasını alan oldu nede dininden döndürüldü sadece yapılması gereken Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hak ve son peygamber olduğuna şehadet edip iman edilmesiydi bu asrımıza kadar yaşanması gerekende sadece buydu ve kıyamete kadarda olacak olan budur yüz çeviren fasıklardır kafir zaten dinden imanla işi yok daha önceki hükümlerde açıklanmıştır demekki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle ve vefatından sonra gizleme sürmüş nasılmı yalan hadisler uydurulmuş gerçek buyruklarına belkide ilave yapılmış doğru olanlar saptırılmaya çalışılmış (Muta) zinayı dinde var gösterilmesi gibi böyle zevk için menfaatçi nefis perest olanlara (İşte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir) ayeti işaret eder ve fasıklıkla azgınlaşmalarıyla zulm yapan zalimlere (Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır) buyruğuyla işaret eder.
175.Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı,mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir.Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklılar! (Bakara Süresi)
176. O azabın sebebi,Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır.(buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler,elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir.(Bakara Süresi)
Ayetde (Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı,mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir) buyruğuyla doğru yolu görerek bilerek sapıklıktan taraf olandır ki hidayet ve onca nimet varken hakkı hakikati gizleyenlerden olmuşlardır ömrü hayatı ibadetle geçmişde olsa sanki cennetlikmiş gibi az günahımda olsun birşey olmaz gibi Allahın hükümlerini emrini küçük görür ve (Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklılar!) buyruğuyla tehdit verilir bunun bir delili şu ki (O azabın sebebi,Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır) yani tagutlaşmış firevunlaşmış zalim olan ilahlık yapmaya çalışanlara biat eden yüceleştiren zavallı mahluklar tapındıklarıyla beraber indirilen kitaptan günaha dair fetva ararlar Allah fetva değil hüküm verir.(buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler,elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir) bu ayetlede sanki tek kitap tek din varmış gibi hükümleri ayrı göstermeye çalışırlar ve bozgunculuk fitne çıkartarak bilerek anlaşmazlık yaparlar.
Kur'an tüm insanlığa inmiştir bu insanlıktan bahsedilende iman ehlidir ve iman ehli olan diğer dinlerdir çünkü inkarcı olan kafir ve münafıktır onlarıda din ilgilendirmez biri kafir inkar edendir diğeri münafık dini kullanandır bu sadece islamiyet dininde değil Hıristiyanlık ve Yahudilik dininde olan iman ehlinden görünen dini kullanan münafıklarda vardır demekki insanlıktan bahsedilende iman ehli olduğu açıkca anlaşılır.
159. Ehl-i Kitabtan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.(Nisa Süresi)
162. Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler,namazı kılanlar,zekatı verenler,Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; İşte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.(Nisa Süresi)
Ayette Ehl-i Kitaptan bahseder yani kitap ve peygamber gönderilmiş kavimden ve asrımıza gösterilen yönüde dier dinlerin gerçeği öğrenerek Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman edeceğidir bu (Ehl-i Kitabtan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir) ayetde ona işaret eder ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ( Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır) şahit olacağını delillendirir yani Hıristiyan ve Yahudi dinininde olduğunu ve kitap ehlinden iman ehline delille şahit olacaktır ve diğer ayette (Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler,namazı kılanlar,zekatı verenler,Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya;) ilimde derinleşmiş gerçeği gizlemeyen müminler bu mümin manası inanmış demektir bu inançda kitap ehli olarak buyrulması islamiyetide,Hıristiyanlığıda,Yahudiliğide kapsar çünkü islamiyeti yaşayan mümin Kur'an,a inanmasıyla kitap ehlidir Kur'an,da son kitaptır demekki tüm iman ehline hitab ederek indirilen Kur'an,a ve daha önce indirilmiş kitaplarada iman etdenlere ve ibadetinide Allah rızası için yapanlara (Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; İşte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz) ayetiyle mükafatla müjdelemektedir.
68. "Ey Ehl-i Kitab! Siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni hakkıyla uygulamadıkça,(doğru) bir şey (yol) üzerinde değilsinizdir" de. Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır.Kafirler topluluğuna üzülme.(Maide Süresi)
69. İman edenler ile yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir. (Maide Süresi)
68.Ayette Ehl-i Kitaptan bahseder ve Hıristiyan ve Yahudilere uyarıda bulunur yahudi Tevrat'ı Hıristiyanlarda İncil'i uygulamaktan bahseder hakkıyla uygulama nedir ilk öncesinde olan iman esaslarıdır çünkü iman olmazsa ibadetde hayatda yemeden içmeden ibarettir kitapta veya peygamberde karasızlık yaşadığı buyrukmu var al sana Kur'an açıkça Tevrat'ıda tasdikler İncil'ide nasılmı yaşanacak Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. insanlığın iftihar tablosu herkese örnek hayatı oku kitabını bak Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ahlak cömertlik güzellik hayır sever sevgili tüm hayatı örnektir ve (Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır.Kafirler topluluğuna üzülme) ayetiyle kitaplara uygun hayat olmazsa doğru yol üzerinde olunmayacağını ve küfür yolunda gidilirse sapkınlaşarak azgınlığın artacağı uyarısı açıklar Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bu hadiselere ümmetinin kafirleşmesine üzülmüş olacakki Allah üzülme buyurarak teselli vermiş.
Sonraki 69.Ayette iman edenler ile tüm iman ehline hitap varki (yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir) buyurarak iman etmiş tüm kitap ehline korkmanıza gerek yok iman ehlisiniz sizde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman etmişseniz üzülmezsiniz tesellisinide verir.
98. De ki: Ey Ehl-i Kitab! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah’ın âyetlerini inkâr edersiniz? (Al-i imran Süresi)
99. De ki: Ey Ehl-i Kitab! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.(Al-i imran Süresi)
98. ve 99. bazı ayetlerin altına not olarak yazmışlarki sadece Hıristiyan ve Yahudi isimleri kullanılmış sanki islamiyet dininde olanlar kitap ehli değilmiş gibi halbuki ayetde Ehl-i Kitap olarak bildirilmesi tüm dinleri kapsar ve gerçekleri gören İslamiyeti,Hıristiyanlığı,Yahudiliği yaşayan din mensuplarına hitap ederek önceki ayetlerde bahsettiğimiz tagut ve firevun zihniyetinde olan zalimliklere boyun eğmiş olan konularda açıkladıklarımızı gösterir yani ayetde asrımızda zulme bilerek razı olana hitap var UR yolunu eğri göstererek yalana zulme susmuş menfaatini düşünen kitap ehline karşı 98. ayetle Allah her yapılanı gördüğü bilindiği halde zulmden yana oluyorsunuz ve bununla ayetleri neden inkar edersiniz ikazı ve (müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz?) ciddi uyarıda bulunur ve (Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir) buyurmasıyla hesabını soracağını delillendiriyor.
100. Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevkederler.(Al-i imran Süresi)
Ayetde iman edenlerden bahsedilmiş bu grup olarak buyrulan Hıristiyan ve Yahudi olarak tanımlayanlar var halbukiiman ehli tüm kitap ehlidir demekki bir ayrıntısında son din olması ve son din,e geçmiş kabullenen Hıristiyan veya Yahudi diğer eski dinine dönemeyeceğinden son dinin emrine göre haraket etmek zorundadır yani mesela son din,e girmiş Hıristiyan artık ibadeti son dine göre hayatını yaşar eski dinine dönemez veya eski dini gibi kiliseye giderek ibadet yapmaz bunu bilen grup diye buyrulanda dinini bilmeyen Hıristiyan arkadaşlarıyla beraber hayat yaşamaya kalkarsa arkadaşlarıda son dinden dön meselesi yaparak bilmeden bu eski dinine dönmesine sebebiyet verebilir ve eski dinine dönerse (imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevkederler) ayetide islamiyeti inkardan tüm dinleri inkar etmiş olur
101. Size Allah’ın âyetleri okunurken üstelik Allah Resülü de aranızda iken nasıl inkara saparsınız? Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir.(Al-i imran Süresi)
Ayetde inkarcılıkda zevk peşinde olan heva hevesine tabi olmuş dünya ve nefis perestleri açıklarki asrı saadetde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ayetleri doğru ve delilli buyururken bile inkarlarından vazgeçmemiştir.
70.Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlance edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiç bir nefsin felakete düçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır,ne de şafaatçi. O,bütün varını fidye olarak verse,yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.(Enam Süresi)
Ayetde (Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlance edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak!) buyrukta imanlı insan dini oyuncak yapmaz kafirde zaten ilişmez dini oyuncak edinen münafıklardır ve dünyanın peşinde koşarlar ve bir tarafa bırak buyruğuyla din anlatma uzak dur terket manasındadır ve (Kazandıkları sebebiyle hiç bir nefsin felakete düçar olmaması için Kur'an ile nasihat et) buyruğuyla bu gibi münafıkların insanlara verdiği zarardan zarar görebilecek insanları uyar cehenneme sürüklenmesin Kur'an,la nasihat et manasıda ayetlerle doğruyu açıkla düşmanları bilsinler manasındadır ve (O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır,ne de şafaatçi) buyruğuyla insanları sapkınlığa sürükleyen münafıklara aldanılmamasını eğer münafıklara uyarsa sadece Allahtan başka dost ve şefaatçi bulamazsın buyurmasıyla şefaat edecek peygamberin bile olmaz manasını verir çünkü Allahın emirlerinde imanın peygamberlere yapılmasıdır peygamberlerin emirlerine uylmasıdır ve (O,bütün varını fidye olarak verse,yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir) buyruğuyla kazandığı ne varsa kurtulmak için fidye verse münafıklara aldandığından sapkınlıklara girerek kazandığı günahlarla helak sürüklenmesini yani imansızlığa girdiini açıklar ve (İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır) buyruğuyla dönülmez bir inkara girdiğini ve ebedi olarak cehennemde bu ve benzeri azap yaşayacağını anlatır.
24. Yoksa O'ndan başka bir takım ilahlar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır,onların çoğu hakkı bilmezler;bu yüzden de yüz çevirirler.(Enbiya Süresi)
25. Senden önce hiçbir resül göndermedik ki ona:" Benden başka ilah yoktur;şu halde bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım.(Enbiya Süresi)
Ayetde açıklarki (O'ndan başka bir takım ilahlar mı edindiler?) yani taguta tapınma firevuna tapınma yada putperestlik gibiilah edinmektirki ayet meydan okuyup delil verin der ve (De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır,onların çoğu hakkı bilmezler;bu yüzden de yüz çevirirler) tüm kitapların UR kitabı olduğunu ehl-i Kitab,ın iman ehli olduğunu delillendirir ve çoğunun atmaca tutmaca fitneye aldandıklarını ve sapkınlaştıklarını gösterirki bu gibi fasıklara hakkı bilmezler bu yüzden yüz çevirdiklerini ilan eder delillendirir ve 25. ayetlede Hz.Adem a.s. peygamberden başlayan peygamberlerin hepsinede Allahtan başka ilah yoktur fermanını vahyettiğini ispat eder delillendirir.
9-10. Gizlenenlerin ortaya döküldüğü günde insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.(Tarık Süresi)
11-12-13-14-15-16-17. Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe,(nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an,(hak ile batılı) ayıran bir sözdür. O,asla birşaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir kurarım.Kafirlere mühlet ver, onları biraz hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).(Tarık Süresi)
1-2-3-4-5-6-7-8. Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,(ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan,Rabbine karşı pek nankördür.Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.(Adiyat Süresi)
9-10-11, Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı ve kalblerde gizlenenler ortaya konduğun zaman insan (halinin ne olacağını) düşünmezmi? Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdardır.(Adiyat Süresi)
Tarık ve Adiyat ayetlerde (Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı) buyruğuyla ebediyet için diriltilerek insanların kendine gelmesiyle haşr alanaına mahşere gidecek ve hesaplaşma başlar (ve kalblerde gizlenenler ortaya konduğun zaman insan (halinin ne olacağını) düşünmezmi?) buyruğuylada kalplerde gizli olanın ortaya konacağını yani insan aklınca kalbinde gizlediği iyilikde çıkacak kalbinde gizlediği fitnede çıkacaktır cehennem ve cennetin ebedi olmasıda bunu gerektirir ki kalblerde olan asla gizlenemeyecek ve fasıklara fitneci kafir ve münafıklara yardımda edilmeyecektir.
16.Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana "inkar et" der.İnsan inkar edincede:Ben senden uzağım, çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım der.(Haşr Süresi)
Bu ayetde münafıkları açıkca anlayabilecek hayatları vardır şeytana benzetmeside şeytan gibi hased iftira günahları savunan mahluklardır şeytanın şer düşmanlığını bilen dini kullanan münafıkları tanıyabilir daha önceki yazılan hükümlerde anlatılmıştır ki ayette delillendirir.
11.Onlar: Rabbimiz, bizi ikidefa öldürdün, iki defa dirilttin. Bizde günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.(Mü'min Süresi)
12.(Onlara denirki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah!a ibadete çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz.Artık hüküm,yücelerin yücesi Allah'ındır.(Mü'min Süresi)
Ayette (Rabbimiz, bizi ikidefa öldürdün, iki defa dirilttin) manasında dünyadayken kalben mühürlü olması nefsin ilk ölümüdür ve beden yani nefs ölüncede ikinci ölümünü gerçekleşir ahirette gizli bir şey kalmayacağından kıyametten sonra dirilişde bedenen diriliş gerçekleşir bu birinci diriliş ve hiç birşeyi inkar edemeyecek tüm akıl başa gelir yani kalbin mührü açılır bu ikinci diriliş ayette bunu delillendirir ve (Bizde günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.) sapkınlıkda olduklarını fasıklık içinde hayatlarını heba ettiklerini itiraf etmek zorunda kalırlar ve cehennemden kurtulmak için yol ararlar.
Dünyada hükümlerini inkar eden ve daha dünyada hükümlerde delilli afedilmeyen ahiretde asla afedilmezler.
5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de
ancak onlardır.(Bakara Süresi)
Bu ayetde (İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler) buyruğu net izahla iman ehline hitap eder çünkü hidayet yolunda olan sadece iman ehlidir günahlar doğru yol değildir lakin hidayetin cennetlik olmanın anahtarı imandır (ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır) buyruğuyla günahkarda olunsa imanı olanın kurtuluşun anahtarını almış manasındadır.
6. Gerçek şu ki,kafir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.(Bakara Süresi)
Bu ayetde gerçekte kafiri azapla korkutmakla iman etmeyeceğini açıklar demekki kafirin korkudan iman etmiş görünene imanlı denmez çünkü korku kalbde olandır kalbinde korku olanın halinden anlaşılır mesela zalim olmaz zulm yapmaz firavun gibi tagut gibi davranmaz kalbde olan korku bedende kendini gösterir.
(korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler) buyruğunda kafirin zaten korkusu olsa imana gelirdi korkutmanında faydası olmayacağını anlatırki çoğu hükümlerde kafirlere karşı güzel davranışla uzak durulması emredilir tabi bu dini anlatmaktan vaz geç manasında değildir iman ehlinin vazife-i asliyesi öncelikle dinidir ve ebediyet gerçeklerini (emri bil maruf nehyi anil nünker-iyiliği emret kötülükten men et) hükmünce anlatmakla mükelleftir.
7.Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.(Bakara Süresi)
8.İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde"Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.(Bakara Süresi)
9.Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar.Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.(Bakara Süresi)
10.Onların kalblerinde bir hastalık vardır.Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır.Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır.(Bakara Süresi)
Bu ayetlerde hem kafir hem münafıkların ısrarlı inkarlarından ve yaptıkları fasıklıklarından gözlerine perde çekilir ve gerçeği göremez hale gelir kafir için inkarı ölene kadar devam eder iman edip etmemesi şahsına bağlıdır münafıklar içinse daha dünyada kalblerini mühürler gerçeği anlamazlar kulakların mührüde kalben olandır yani gerçeği duysalarda inkarla kalblerindeki fasık fikirlerini din diyerek gösterenlerdir söyledikleri ve yaşantıları dine imana uymaz şeytanca sapkınlık yaparlar bundanda yalancı olduklarının delilidir dünyaları kalben azap içinde ahiretleride cehennemde azap içinde olacaklardır.
Mesela kendi nefslerinin arzu isteklerine başkalarınıda alet etmekle kendileri gibi küfre düşülsün isterler dini kullanmalarıda fasıklıklarını gizlemek ve sapkınlıklarını doğru yol göstermeleridir akıllarınca Allahı ve iman ehlini aldattıklarını sanarlar hep kendi fasık görüşlerine göre hastalıkları vardır iftira atarak fasıklık hayatını ve sapkınlıklarını dini yol gösterirler ayetlerde bunu açıklar.
159. İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yokmu,işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder.(Bakara Süresi)
161. (Ayetlerimizi) inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince,işte Allah'ın,melekleri ve tüm insanların laneti onların üzerinedir.(Bakara Süresi)
Bu ayetlere dikkat edilirse (İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu) inen vahiy açık deliller göstermiştir bu delillerde ilk olan iman esaslarıdır yani Allah delili ve sadece Peygamber değil çoğul olarak Peygamberlerin delili çoğul olarak Kitapların delili (-kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra ) ve bunların hak olduğunun ve hidayet yolunu yani iman ehlinin vasıflarıyla açıkca anlatılmasıdır.
Ayete dikkat (gizleyenler yokmu,işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder) hükümlerin gerçekliğinin gizlenmesinden bahsedilen Hıristiyan,Yahudi ve Hz.İbrahim a.s. dini Sabiilerin iman ehli olmasıdır yani sanki sadece islamiyet dinini iman ehli olarak cennetlik gösterip diğer dinleri sanki başka ilah göndermiş gibi gerçekleri gizleyerek imansız cehennemlik ilan edilmiş Allah bu gibi gerçekleri gizleyene hem lanet ediyor hemde bütün lanet edici buyurmasındaki manada meleklerinde lanet ettiğini ve yaratılmış mahlukatda insanlarda lanet eder ve etsin buyuruyor demekki dini kullanan zalim zulm yapan imansızlara lanet etmek caizdir ve emredilende lanet edin buyruğudur derler ya müslüman lanet edermi diye demekki bunu yaygara yaparak fitne çıkartan münafıklardır zulm yapan zalime edersiniz buna karşı olanda yarası olan zalimdir çoğu insanlarda kötübirşey zanneder halbuki lanet iyi olana değil kötü olana yapılıyor.
174. Allah’ın indirdiği Kitab’tan bir şeyi (ahir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, İşte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.(Bakara Süresi)
Ayette (Allah’ın indirdiği Kitab’tan bir şeyi) buyruğu her birkitabı kkapsıyor asrı saadetde bazı Hıristiyan ve Yahudiler Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. geleceğini ve vasıflarını bildiren hükümleri gizleyenler olmuş kimi Hıristiyan ve Yahudi o hükümleri söylemiş ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. tasdik ederek iman etmiş kimiside yüz çevirerek dünyanın saltanatı cazip gelerek nefsini firevunlaştırmış halbuki kimsenin ne dünyasını alan oldu nede dininden döndürüldü sadece yapılması gereken Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hak ve son peygamber olduğuna şehadet edip iman edilmesiydi bu asrımıza kadar yaşanması gerekende sadece buydu ve kıyamete kadarda olacak olan budur yüz çeviren fasıklardır kafir zaten dinden imanla işi yok daha önceki hükümlerde açıklanmıştır demekki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle ve vefatından sonra gizleme sürmüş nasılmı yalan hadisler uydurulmuş gerçek buyruklarına belkide ilave yapılmış doğru olanlar saptırılmaya çalışılmış (Muta) zinayı dinde var gösterilmesi gibi böyle zevk için menfaatçi nefis perest olanlara (İşte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir) ayeti işaret eder ve fasıklıkla azgınlaşmalarıyla zulm yapan zalimlere (Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır) buyruğuyla işaret eder.
175.Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı,mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir.Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklılar! (Bakara Süresi)
176. O azabın sebebi,Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır.(buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler,elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir.(Bakara Süresi)
Ayetde (Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı,mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir) buyruğuyla doğru yolu görerek bilerek sapıklıktan taraf olandır ki hidayet ve onca nimet varken hakkı hakikati gizleyenlerden olmuşlardır ömrü hayatı ibadetle geçmişde olsa sanki cennetlikmiş gibi az günahımda olsun birşey olmaz gibi Allahın hükümlerini emrini küçük görür ve (Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklılar!) buyruğuyla tehdit verilir bunun bir delili şu ki (O azabın sebebi,Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır) yani tagutlaşmış firevunlaşmış zalim olan ilahlık yapmaya çalışanlara biat eden yüceleştiren zavallı mahluklar tapındıklarıyla beraber indirilen kitaptan günaha dair fetva ararlar Allah fetva değil hüküm verir.(buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler,elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir) bu ayetlede sanki tek kitap tek din varmış gibi hükümleri ayrı göstermeye çalışırlar ve bozgunculuk fitne çıkartarak bilerek anlaşmazlık yaparlar.
Kur'an tüm insanlığa inmiştir bu insanlıktan bahsedilende iman ehlidir ve iman ehli olan diğer dinlerdir çünkü inkarcı olan kafir ve münafıktır onlarıda din ilgilendirmez biri kafir inkar edendir diğeri münafık dini kullanandır bu sadece islamiyet dininde değil Hıristiyanlık ve Yahudilik dininde olan iman ehlinden görünen dini kullanan münafıklarda vardır demekki insanlıktan bahsedilende iman ehli olduğu açıkca anlaşılır.
159. Ehl-i Kitabtan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.(Nisa Süresi)
162. Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler,namazı kılanlar,zekatı verenler,Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; İşte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.(Nisa Süresi)
Ayette Ehl-i Kitaptan bahseder yani kitap ve peygamber gönderilmiş kavimden ve asrımıza gösterilen yönüde dier dinlerin gerçeği öğrenerek Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman edeceğidir bu (Ehl-i Kitabtan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir) ayetde ona işaret eder ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ( Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır) şahit olacağını delillendirir yani Hıristiyan ve Yahudi dinininde olduğunu ve kitap ehlinden iman ehline delille şahit olacaktır ve diğer ayette (Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler,namazı kılanlar,zekatı verenler,Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya;) ilimde derinleşmiş gerçeği gizlemeyen müminler bu mümin manası inanmış demektir bu inançda kitap ehli olarak buyrulması islamiyetide,Hıristiyanlığıda,Yahudiliğide kapsar çünkü islamiyeti yaşayan mümin Kur'an,a inanmasıyla kitap ehlidir Kur'an,da son kitaptır demekki tüm iman ehline hitab ederek indirilen Kur'an,a ve daha önce indirilmiş kitaplarada iman etdenlere ve ibadetinide Allah rızası için yapanlara (Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; İşte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz) ayetiyle mükafatla müjdelemektedir.
68. "Ey Ehl-i Kitab! Siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni hakkıyla uygulamadıkça,(doğru) bir şey (yol) üzerinde değilsinizdir" de. Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır.Kafirler topluluğuna üzülme.(Maide Süresi)
69. İman edenler ile yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir. (Maide Süresi)
68.Ayette Ehl-i Kitaptan bahseder ve Hıristiyan ve Yahudilere uyarıda bulunur yahudi Tevrat'ı Hıristiyanlarda İncil'i uygulamaktan bahseder hakkıyla uygulama nedir ilk öncesinde olan iman esaslarıdır çünkü iman olmazsa ibadetde hayatda yemeden içmeden ibarettir kitapta veya peygamberde karasızlık yaşadığı buyrukmu var al sana Kur'an açıkça Tevrat'ıda tasdikler İncil'ide nasılmı yaşanacak Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. insanlığın iftihar tablosu herkese örnek hayatı oku kitabını bak Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ahlak cömertlik güzellik hayır sever sevgili tüm hayatı örnektir ve (Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır.Kafirler topluluğuna üzülme) ayetiyle kitaplara uygun hayat olmazsa doğru yol üzerinde olunmayacağını ve küfür yolunda gidilirse sapkınlaşarak azgınlığın artacağı uyarısı açıklar Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. bu hadiselere ümmetinin kafirleşmesine üzülmüş olacakki Allah üzülme buyurarak teselli vermiş.
Sonraki 69.Ayette iman edenler ile tüm iman ehline hitap varki (yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir) buyurarak iman etmiş tüm kitap ehline korkmanıza gerek yok iman ehlisiniz sizde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. iman etmişseniz üzülmezsiniz tesellisinide verir.
98. De ki: Ey Ehl-i Kitab! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah’ın âyetlerini inkâr edersiniz? (Al-i imran Süresi)
99. De ki: Ey Ehl-i Kitab! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.(Al-i imran Süresi)
98. ve 99. bazı ayetlerin altına not olarak yazmışlarki sadece Hıristiyan ve Yahudi isimleri kullanılmış sanki islamiyet dininde olanlar kitap ehli değilmiş gibi halbuki ayetde Ehl-i Kitap olarak bildirilmesi tüm dinleri kapsar ve gerçekleri gören İslamiyeti,Hıristiyanlığı,Yahudiliği yaşayan din mensuplarına hitap ederek önceki ayetlerde bahsettiğimiz tagut ve firevun zihniyetinde olan zalimliklere boyun eğmiş olan konularda açıkladıklarımızı gösterir yani ayetde asrımızda zulme bilerek razı olana hitap var UR yolunu eğri göstererek yalana zulme susmuş menfaatini düşünen kitap ehline karşı 98. ayetle Allah her yapılanı gördüğü bilindiği halde zulmden yana oluyorsunuz ve bununla ayetleri neden inkar edersiniz ikazı ve (müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz?) ciddi uyarıda bulunur ve (Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir) buyurmasıyla hesabını soracağını delillendiriyor.
100. Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevkederler.(Al-i imran Süresi)
Ayetde iman edenlerden bahsedilmiş bu grup olarak buyrulan Hıristiyan ve Yahudi olarak tanımlayanlar var halbukiiman ehli tüm kitap ehlidir demekki bir ayrıntısında son din olması ve son din,e geçmiş kabullenen Hıristiyan veya Yahudi diğer eski dinine dönemeyeceğinden son dinin emrine göre haraket etmek zorundadır yani mesela son din,e girmiş Hıristiyan artık ibadeti son dine göre hayatını yaşar eski dinine dönemez veya eski dini gibi kiliseye giderek ibadet yapmaz bunu bilen grup diye buyrulanda dinini bilmeyen Hıristiyan arkadaşlarıyla beraber hayat yaşamaya kalkarsa arkadaşlarıda son dinden dön meselesi yaparak bilmeden bu eski dinine dönmesine sebebiyet verebilir ve eski dinine dönerse (imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevkederler) ayetide islamiyeti inkardan tüm dinleri inkar etmiş olur
101. Size Allah’ın âyetleri okunurken üstelik Allah Resülü de aranızda iken nasıl inkara saparsınız? Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir.(Al-i imran Süresi)
Ayetde inkarcılıkda zevk peşinde olan heva hevesine tabi olmuş dünya ve nefis perestleri açıklarki asrı saadetde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ayetleri doğru ve delilli buyururken bile inkarlarından vazgeçmemiştir.
70.Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlance edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiç bir nefsin felakete düçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır,ne de şafaatçi. O,bütün varını fidye olarak verse,yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.(Enam Süresi)
Ayetde (Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlance edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak!) buyrukta imanlı insan dini oyuncak yapmaz kafirde zaten ilişmez dini oyuncak edinen münafıklardır ve dünyanın peşinde koşarlar ve bir tarafa bırak buyruğuyla din anlatma uzak dur terket manasındadır ve (Kazandıkları sebebiyle hiç bir nefsin felakete düçar olmaması için Kur'an ile nasihat et) buyruğuyla bu gibi münafıkların insanlara verdiği zarardan zarar görebilecek insanları uyar cehenneme sürüklenmesin Kur'an,la nasihat et manasıda ayetlerle doğruyu açıkla düşmanları bilsinler manasındadır ve (O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır,ne de şafaatçi) buyruğuyla insanları sapkınlığa sürükleyen münafıklara aldanılmamasını eğer münafıklara uyarsa sadece Allahtan başka dost ve şefaatçi bulamazsın buyurmasıyla şefaat edecek peygamberin bile olmaz manasını verir çünkü Allahın emirlerinde imanın peygamberlere yapılmasıdır peygamberlerin emirlerine uylmasıdır ve (O,bütün varını fidye olarak verse,yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir) buyruğuyla kazandığı ne varsa kurtulmak için fidye verse münafıklara aldandığından sapkınlıklara girerek kazandığı günahlarla helak sürüklenmesini yani imansızlığa girdiini açıklar ve (İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır) buyruğuyla dönülmez bir inkara girdiğini ve ebedi olarak cehennemde bu ve benzeri azap yaşayacağını anlatır.
24. Yoksa O'ndan başka bir takım ilahlar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır,onların çoğu hakkı bilmezler;bu yüzden de yüz çevirirler.(Enbiya Süresi)
25. Senden önce hiçbir resül göndermedik ki ona:" Benden başka ilah yoktur;şu halde bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım.(Enbiya Süresi)
Ayetde açıklarki (O'ndan başka bir takım ilahlar mı edindiler?) yani taguta tapınma firevuna tapınma yada putperestlik gibiilah edinmektirki ayet meydan okuyup delil verin der ve (De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır,onların çoğu hakkı bilmezler;bu yüzden de yüz çevirirler) tüm kitapların UR kitabı olduğunu ehl-i Kitab,ın iman ehli olduğunu delillendirir ve çoğunun atmaca tutmaca fitneye aldandıklarını ve sapkınlaştıklarını gösterirki bu gibi fasıklara hakkı bilmezler bu yüzden yüz çevirdiklerini ilan eder delillendirir ve 25. ayetlede Hz.Adem a.s. peygamberden başlayan peygamberlerin hepsinede Allahtan başka ilah yoktur fermanını vahyettiğini ispat eder delillendirir.
9-10. Gizlenenlerin ortaya döküldüğü günde insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.(Tarık Süresi)
11-12-13-14-15-16-17. Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe,(nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an,(hak ile batılı) ayıran bir sözdür. O,asla birşaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir kurarım.Kafirlere mühlet ver, onları biraz hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).(Tarık Süresi)
1-2-3-4-5-6-7-8. Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,(ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan,Rabbine karşı pek nankördür.Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.(Adiyat Süresi)
9-10-11, Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı ve kalblerde gizlenenler ortaya konduğun zaman insan (halinin ne olacağını) düşünmezmi? Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdardır.(Adiyat Süresi)
Tarık ve Adiyat ayetlerde (Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı) buyruğuyla ebediyet için diriltilerek insanların kendine gelmesiyle haşr alanaına mahşere gidecek ve hesaplaşma başlar (ve kalblerde gizlenenler ortaya konduğun zaman insan (halinin ne olacağını) düşünmezmi?) buyruğuylada kalplerde gizli olanın ortaya konacağını yani insan aklınca kalbinde gizlediği iyilikde çıkacak kalbinde gizlediği fitnede çıkacaktır cehennem ve cennetin ebedi olmasıda bunu gerektirir ki kalblerde olan asla gizlenemeyecek ve fasıklara fitneci kafir ve münafıklara yardımda edilmeyecektir.
16.Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana "inkar et" der.İnsan inkar edincede:Ben senden uzağım, çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım der.(Haşr Süresi)
Bu ayetde münafıkları açıkca anlayabilecek hayatları vardır şeytana benzetmeside şeytan gibi hased iftira günahları savunan mahluklardır şeytanın şer düşmanlığını bilen dini kullanan münafıkları tanıyabilir daha önceki yazılan hükümlerde anlatılmıştır ki ayette delillendirir.
11.Onlar: Rabbimiz, bizi ikidefa öldürdün, iki defa dirilttin. Bizde günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.(Mü'min Süresi)
12.(Onlara denirki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah!a ibadete çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz.Artık hüküm,yücelerin yücesi Allah'ındır.(Mü'min Süresi)
Ayette (Rabbimiz, bizi ikidefa öldürdün, iki defa dirilttin) manasında dünyadayken kalben mühürlü olması nefsin ilk ölümüdür ve beden yani nefs ölüncede ikinci ölümünü gerçekleşir ahirette gizli bir şey kalmayacağından kıyametten sonra dirilişde bedenen diriliş gerçekleşir bu birinci diriliş ve hiç birşeyi inkar edemeyecek tüm akıl başa gelir yani kalbin mührü açılır bu ikinci diriliş ayette bunu delillendirir ve (Bizde günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.) sapkınlıkda olduklarını fasıklık içinde hayatlarını heba ettiklerini itiraf etmek zorunda kalırlar ve cehennemden kurtulmak için yol ararlar.
Dünyada hükümlerini inkar eden ve daha dünyada hükümlerde delilli afedilmeyen ahiretde asla afedilmezler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Allah Sorgu Yapsa Ne Denir
Asrı saadet zamanında ya inanmayanlar yada münafıklar onu Allah bunu Allah yarattı peki Allah kim yarattı diye Peygamber Efendimiz Hz.Muhamm...
-
De Allah c.c. D.A. Yıllar ne çabuk yalanlarla geçti demi? Kur'an ayetleri ebedi cehennemlikleri anlatmış ilahi yargı dünyada yapılmıştı...
-
Risale-i Nur Kur'an tefsiridir, süfyan meselesi münafık olmasıdırki peygamberlere kitaplara iman din düşmanıdır. Asrımızda alim tab...
-
M.K. Atatürk zamanından 1999 yılına kadar ülkede bazı sorunlar olsada, Milletin isteğine göre iş güç geçim gibi özgürce hayat yaşantısını ko...