İnsan yaratılmadan önce cinlerin imtihan olmasında Hz.Adem,e nasılki kitap verilmemekle belli emirler verildiyse cinler içinde geçerliydi bu emirlere uyması gereken şeytanda vardı çünkü yaratılmışlara yapması gerekenleri kanunu Allah verir ve şeytan insanın halife olmasını kabul etmedi cinlerin cennete girmesinde insanın yaratılması söz konusuydu çünkü insan cinlerdende üstün halifeliği vardı bunu kabullenişde bu sebeble kesin hüküm gerçekleşene kadar dünyada kaldılarki hüküm ve hikmet sahibi herşeyi bilen Allah şeytanın içinde beslediği kibri büyüklükle üstünlük peşinde olup böyle imtihana sebeb olacağını biliyordu.
Yaratılan varlıkta şeytanda cinler gibi kor ateşten oluşuyla nimet içindeyken topraktan yaratılan insana karşı üstünlük yapıp kibre girişi kor ateşin toprağı dahi yakıp yok etmesi üstünlüğüne girmesiyle Allahın emrine karşı gelip Hz.Adem,e secde etmez oysa alemlerin Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yüzü suyu hürmetine yaratılmasında şeytanlık yapmadan önceki ismi iblis ve cinlerde vardı şeytan aklıyla meleklerin şerli yaratılışı olmadığından meleklerin önüne geçdiği gibi Hz.Adem,in şerre meyilli şehvet gibi zaafları anladığından şeytan insanın önüne geçip taht kuracağını sandı fakat ne olacağını bilemezdi şeytan içinde imtihandı ve bir nevi kendiyle kumar oynadı ebedi cehennemi kabullenip kıyamete kadar mühleti istediki kazansa zaten sorun yok ama kaybederse mühlet boyunca insandan intikam alacaktı Hz.Adem,e olanlardan sonra Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. geleceğini gördü ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. neslini yok etmeye kirletmeye çalıştı başaramadı şimdide intikam alıyor hemde ne intikam insanı kendinden aşağı derekelere düşürüp ebedi cehenneme gönderiyor.
İnsanın esfeli safilinden en zarif en nazik en muhtaç oluşumundan ahseni takvim sırrıyla Allaha en yakın olarak en yüksek konumda yaratılışını şeytan sindiremedi ve ispat etme mücadelesine girdi Allah herşeyi bildiğinin en mükemmel yaratmasıyla adil oluşunu inkara girmiş oldu yani bile bile haşa ve kella Allahı yalanlamaya girdi ve lanetlenerek istediği mühlet verilip huzurdan kovuldu.
30 Kasım 2015 Pazartesi
22 Kasım 2015 Pazar
Ebedi Süren Yaratılış
İlk hilkatle başlayan yaratılış gayelerinde kulluk amacıyla nimetlendirme ve bunun ebediyen sürmesinde Allah c.c yaratması gerçekleşir Allah herşeyden münehzeh tek yaratıcıdır.
Bir çekirdekle tohumun sadece su yemesiyle sebze meyve gibi ağaçların vücuda gelmesi insan ve hayvan gibi canlıların bunlardan uygun olanları yemesiyle vücudun oluşması dünyadaki yaratılışın gözle görülüp aklıllara göstermesidir.
Canlılarda çift olarak yaratılan mahluklarda insan ve cinlerdeki imtihanın ebediyetteki ihtiyaçlarını gösteren deliller dünyada numune olarak verilmesidir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dünya ahiretin tarlasıdır buyurmasıyla insanı örneklendirdiğimizde tüm hücrelerine kadar olan bedeni cismaniyeti nimetdir.Bunun ötesinde yemek,içmek,eş,çocuk,dünya yaşantısında olan aile hayatı nimetdir örnek verdiğimiz nimetlerin en başlıca hayatı kapsaması insanların izdivaç ile aile kurmalarıyla manevi hayatın numunesini lezzetini ve ayetlerde buyrulduğu gibi daha nice sayamadığımız bilemediğimiz nimelerin olmasıda bunca nimetleri ebedi verilmek üzere dünyada tatdırıp gösterir delillendirir.
Allah herşeyden haberi olduğunun evvel ve ebedi dilemesinin böyle olduğunun bilincinde olan kullar her bir nimetin ebedi olmasını arzu eder ister Bediüzzaman Said Nursi Hz. tüm şaşasıyla dünyanın bin senelik mesudane hayatı cennet hayatının bir saatine mukabil gelmez yani bir saatlik nimetin lezzetini yaşantısını karşılamaz ve cennet hayatınında Allahc.c. güzelliğini bir saatlik manevi seyri lezzetine mukabil değildir der.cennet hayatı bilindiğiyle çalışmanın,ibadetin,mülk ihtiyacının olmadığı ebedi mutluluk huzur saadet hayatıdır.
Bilimsel araştırmalarla bulunup bilindiği gibi evrenin sürekli genişlediğini Kur'an ayetlerinde evreni genişleteceğiz buyrulmasıyla konumuza başlayalım.
Güneş sisteminin içinde olduğu gezegenlerle bir galaksi teşkil ediyor bu galaksi hepsi belirli aynı yönde saatde 790.000 km hızla gitmesinin hesabı yapılsa hesap edilemez korkunç rakamlar çıkar onca geçmiş zamanlar asırlar boyunca evren sürekli genişler ve ucu bucağıda görülemez bulunamaz yani dünya ömrü yaşı 6.000 sene biliniyor 1 saatlik hız 790.000 24 saate çarparak 1 günlük hız hesaplansa ve 1 günlük hızı 1 ayla çarpılsa ve 1 aylık hızı 1 seneyle çarpılsa ve 1 senelik hızı 6.000 seneyle çarpılsa muhteşem km hız hesabı çıkar.
Kainatın üstü kürsi kürsinin üstü arş arşın üstü sitretül müntehadır.Kainat kürsiye nispeten çöle atılmış bir halka gibidir kürsi arşa nispeten çöle atılmış bir halka gibidir buyurmuştur.Sitretül münteha büyüklüğünü bilemem ama oda arşda sitretül müntehaya nispeten çöle atılmış bir halka gibi demekle azda olsa anlaşılması manasında akılla idrak olarak gösterelim zaten ucu bucağı olmayan evreni dahi aklımız kavrayamıyor ötesindekileri kavramak mümkün olmaz.
Kainatı alem sürekli genişlemeside gösterirki demekki kürside genişliyor kürsinin üstü arşda genişliyor yani yaratılış durmaksıznın sürekli gerçekleşiyor.Cehennem arşın altında olmasıda Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hadisi şeriflerinde büyüklüğünü ve mahiyetini bildirip buyurmasıda delillendirki arşdan çok küçük olan kainatı cehennem olarak düşünsek idrak ufkumuzu gene aşmaktadır ve bu düşünce tasavvurunda (Güneş ışığı söndüğü zaman,Yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman,Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman,Gök cisimleri yerlerinden kaydırıldığı zaman)-(Tekvir-6) buyrulan ayetlerinde anlaşılmasında Cehennemle gezegenler,yıldızlar yanar erir yok olur açıklaması yapılabilir.
Cennet arşın üstünde ve nimetlerle ihsanların kulların ihtiyacının olmasıyla yaratılışın ebediyen devam edeceğini göstermesiyle büyüklüğününde ebediyen olmasını delillendirmezmi dünyada geçici lezzetlerin verilmesi olurda ebedi saadet hayatında olmazmı elbetde en mükemmeler ebediyete bırakılır.
Dünyada eşlerin ebedi hayat içinde numune olması mümkündür zira insanda ahiretin tarlası hükmünde kullukla vazifeli eş,çocuk gibi ailesiyle nimetdir ve bu aile nimeti en önemli en özel en güzel en şirin ve en mükemmel ihsanı ilahinin numune yaratılışını gösterir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız kadınlar size Allah emanetidir.) buyruğuyla en büyük nimetlerden sayılan aile hayatının cennetde devam edeceğidir ve Allah nimet vermekle bunu ebedileştirerek en yüksek hayatın en mükemmelini cennetde sürdürür ve öyledir.
İnsanın şuurla,aklıyla,kalbiyle,ruhuyla anlaması idrak etmesiyle görülürki insanlar dünyada melekler gibi sabit makamda olmadığı cennet hayatında dahi sabit makamda değillerdir nimetlerin verilişinde lezzeti ihsan mevcutdur yani saltanatla manevi lezzeti yaşamak bundan anlaşılırki aile mevzularında çocuk yaşta ölenler cennetde ebediyen çocuk kalmazlar aile hayatıyla izdivaçları gerçekleşir eğer izdivaç olmassa insanın melekler gibi sabit makamdsa olmasını gösterir buda insan olmanın neticesi olmazdı ve böylece ebediyen arşda cennetin genişlemesiyle Allah kudretine hiç bir şey ağır gelmemekle yaratılış ebediyen devam eder.
Bir çekirdekle tohumun sadece su yemesiyle sebze meyve gibi ağaçların vücuda gelmesi insan ve hayvan gibi canlıların bunlardan uygun olanları yemesiyle vücudun oluşması dünyadaki yaratılışın gözle görülüp aklıllara göstermesidir.
Canlılarda çift olarak yaratılan mahluklarda insan ve cinlerdeki imtihanın ebediyetteki ihtiyaçlarını gösteren deliller dünyada numune olarak verilmesidir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dünya ahiretin tarlasıdır buyurmasıyla insanı örneklendirdiğimizde tüm hücrelerine kadar olan bedeni cismaniyeti nimetdir.Bunun ötesinde yemek,içmek,eş,çocuk,dünya yaşantısında olan aile hayatı nimetdir örnek verdiğimiz nimetlerin en başlıca hayatı kapsaması insanların izdivaç ile aile kurmalarıyla manevi hayatın numunesini lezzetini ve ayetlerde buyrulduğu gibi daha nice sayamadığımız bilemediğimiz nimelerin olmasıda bunca nimetleri ebedi verilmek üzere dünyada tatdırıp gösterir delillendirir.
Allah herşeyden haberi olduğunun evvel ve ebedi dilemesinin böyle olduğunun bilincinde olan kullar her bir nimetin ebedi olmasını arzu eder ister Bediüzzaman Said Nursi Hz. tüm şaşasıyla dünyanın bin senelik mesudane hayatı cennet hayatının bir saatine mukabil gelmez yani bir saatlik nimetin lezzetini yaşantısını karşılamaz ve cennet hayatınında Allahc.c. güzelliğini bir saatlik manevi seyri lezzetine mukabil değildir der.cennet hayatı bilindiğiyle çalışmanın,ibadetin,mülk ihtiyacının olmadığı ebedi mutluluk huzur saadet hayatıdır.
Bilimsel araştırmalarla bulunup bilindiği gibi evrenin sürekli genişlediğini Kur'an ayetlerinde evreni genişleteceğiz buyrulmasıyla konumuza başlayalım.
Güneş sisteminin içinde olduğu gezegenlerle bir galaksi teşkil ediyor bu galaksi hepsi belirli aynı yönde saatde 790.000 km hızla gitmesinin hesabı yapılsa hesap edilemez korkunç rakamlar çıkar onca geçmiş zamanlar asırlar boyunca evren sürekli genişler ve ucu bucağıda görülemez bulunamaz yani dünya ömrü yaşı 6.000 sene biliniyor 1 saatlik hız 790.000 24 saate çarparak 1 günlük hız hesaplansa ve 1 günlük hızı 1 ayla çarpılsa ve 1 aylık hızı 1 seneyle çarpılsa ve 1 senelik hızı 6.000 seneyle çarpılsa muhteşem km hız hesabı çıkar.
Kainatın üstü kürsi kürsinin üstü arş arşın üstü sitretül müntehadır.Kainat kürsiye nispeten çöle atılmış bir halka gibidir kürsi arşa nispeten çöle atılmış bir halka gibidir buyurmuştur.Sitretül münteha büyüklüğünü bilemem ama oda arşda sitretül müntehaya nispeten çöle atılmış bir halka gibi demekle azda olsa anlaşılması manasında akılla idrak olarak gösterelim zaten ucu bucağı olmayan evreni dahi aklımız kavrayamıyor ötesindekileri kavramak mümkün olmaz.
Kainatı alem sürekli genişlemeside gösterirki demekki kürside genişliyor kürsinin üstü arşda genişliyor yani yaratılış durmaksıznın sürekli gerçekleşiyor.Cehennem arşın altında olmasıda Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hadisi şeriflerinde büyüklüğünü ve mahiyetini bildirip buyurmasıda delillendirki arşdan çok küçük olan kainatı cehennem olarak düşünsek idrak ufkumuzu gene aşmaktadır ve bu düşünce tasavvurunda (Güneş ışığı söndüğü zaman,Yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman,Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman,Gök cisimleri yerlerinden kaydırıldığı zaman)-(Tekvir-6) buyrulan ayetlerinde anlaşılmasında Cehennemle gezegenler,yıldızlar yanar erir yok olur açıklaması yapılabilir.
Cennet arşın üstünde ve nimetlerle ihsanların kulların ihtiyacının olmasıyla yaratılışın ebediyen devam edeceğini göstermesiyle büyüklüğününde ebediyen olmasını delillendirmezmi dünyada geçici lezzetlerin verilmesi olurda ebedi saadet hayatında olmazmı elbetde en mükemmeler ebediyete bırakılır.
Dünyada eşlerin ebedi hayat içinde numune olması mümkündür zira insanda ahiretin tarlası hükmünde kullukla vazifeli eş,çocuk gibi ailesiyle nimetdir ve bu aile nimeti en önemli en özel en güzel en şirin ve en mükemmel ihsanı ilahinin numune yaratılışını gösterir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız kadınlar size Allah emanetidir.) buyruğuyla en büyük nimetlerden sayılan aile hayatının cennetde devam edeceğidir ve Allah nimet vermekle bunu ebedileştirerek en yüksek hayatın en mükemmelini cennetde sürdürür ve öyledir.
İnsanın şuurla,aklıyla,kalbiyle,ruhuyla anlaması idrak etmesiyle görülürki insanlar dünyada melekler gibi sabit makamda olmadığı cennet hayatında dahi sabit makamda değillerdir nimetlerin verilişinde lezzeti ihsan mevcutdur yani saltanatla manevi lezzeti yaşamak bundan anlaşılırki aile mevzularında çocuk yaşta ölenler cennetde ebediyen çocuk kalmazlar aile hayatıyla izdivaçları gerçekleşir eğer izdivaç olmassa insanın melekler gibi sabit makamdsa olmasını gösterir buda insan olmanın neticesi olmazdı ve böylece ebediyen arşda cennetin genişlemesiyle Allah kudretine hiç bir şey ağır gelmemekle yaratılış ebediyen devam eder.
19 Kasım 2015 Perşembe
Cennet Ve İzdivaç
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında:"Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar. (Bakara 25)
Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu ? (Muhammed 15)
Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın cennete soktuğu hiç kimse yoktur ki, onu yetmişiki zevce ile evlendirmiş olmasın. Bunlardan ikisi hüru'l-ayn (siyah gözlü), yetmiş tanesi cehennemliklerden kendine düşen mirasıdır. Bu kadınlardan herbiri şehvet çekicidir ve cennetlik her erkeğin şehvet gücü dâimidir. "Hişam İbnu Halid der ki: "(Hadiste geçen) "Cehennemliklerden kendine düşenmirası"ibaresinden maksad, cehenneme giren erkeklerdir; bunların kadınlarına cennet ehli varis olurlar, tıpkı Firavun'un hanımına varis olunduğu gibi."
Ebu Rezin el-Ukayli radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennet ehlinin çocuğu olmaz, (orada doğum yoktur)."
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Mü'mine cennette şu şu kadar (kadınla) cima gücü verilir!" buyurmuşlardı.Kendisine: "Ey Allah'ın Resûlü! Buna tâkat getirilebilir mi?" diye soruldu."Yüz (kişinin) gücü verilir! (Böyle olunca takat getirir!)" buyurdular."
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın sûretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o sûrete girer."
Bilinirki şeytan insanın yaratılmasıyla girdiği kibriyle meleklere sürekli gidip gelip bu ne için yaratıldı gibi meleklerden taraf bekler ve melekler taraf olmaz fakat sen kan dökecek sana asi olacak insanmı yaratacan diye bir söz söylemelerine sebeb olur Allah siz benim bildiğimi bilirmisiniz buyurması üzerine melekler yarabbi senin bize bildirdiğinden başka ne bilebilirizki derler.
Bu kıssadan melekler insan daha yeni yaratılacakken insanın kan döküp asi olacağını nerden bilebilirdi işte insandan önce dumansız kordan yaratılan cinlerin dünyada kan döküp Allaha asi olmalarından görmüşlerdir.
Dumansız kordan yaratılması şeytanında cinler gibi kullukta olmasıyla cinler gibi yaratılmasıdır yani cin ve şeytan aynı maddeden yaratılmıştır ve Hz.Adem as cennetden çıkartılmasındaki durumda bilinirki imtihanlar başlar.
Hz.Adem cennetden çıkmasına sebeb olunmasındaki öncelikle hikmeti belirtelim bundada Allah ezel ve ebede herşeyi bilmesidir Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. sahabe Efendilerimizle bu konuyu konuşurlar Hz.Musa ve Hz.Adem ile karşılaşır ve sen bizim cennetden çıkmamıza sebeb oldun buyurur burada Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. sahabe efendilerimize bunu açıklayınca şöyle buyurur Adem Musaya galebe çaldı Adem Musaya galebe çaldı buyurur ve devam eder Adem Musa,ya ey Musa ben daha yaratılmadan 40 sene öncesinde bu hüküm verilmişdi açıklamasını buyurur bunları kısaca açıkladıktan sonra konumuza gelelim.
Hz.Adem cennetden çıkmasaydı Allah emri gelene kadar emredileni dinleseydi şeytana kanmasaydı ne olurdu sonuçta bir neslin olması söz konusu izdivaçla insanlığın çoğalması vardır eğer Hz.Adem emri beklesedi insanlık cennetde olacaktır bunun en başlıca sebebi aile hayatında eşlerin bir bütün sayılmasıyla nimetlenmeleridir ve şu imtihan dünyasında dahi hüküm delil ve ihsanlar gösteriyorki ve iki ayrı insanın dünyada manevi geçici bir ücretin verilmesidir bu ücretin manevi denmeside maneviyat şuuruyla alınan lezzetin izdivaçla gerçekleşmesiyle cennet lezzetinin neticesini gösteren delildir cennetde dahi ebedi hayatda eşlerin yaratılmasını anlatan ayetlerde gösterir ve manasındaki derin açıklamasıyla dünyadaki hanım eşlerin cennetde diğer hurilerin sultanı hükmüne geçeceğidir bunun ilk gözle görülüp açıklanabilir olanıda hurilerin dünya meskeninde imtihana tabi tutulmamalarıdır demek manevi ücret olarak numune ihsan edilen dünyadaki izdivacın maneviyat alemi olan cennetde ebediyen devam edeceğidir.Sahid Nursi bir mektubundan açıklamasıda bu konuyu özetler mahiyetdedir.
Mü’minlerin kabl-el büluğ vefat eden evlâdları, Cennet’te ebedî, sevimli, Cennet’e lâyık bir sûrette dâimî çocuk kalacaklarını.. ve Cennet’e giden peder ve vâlidelerinin kucaklarında ebedî medâr-ı sürurları olacaklarını.. ve çocuk sevmek ve evlâd okşamak gibi en latif bir zevki, ebeveynine te’mine medâr olacaklarını.. ve herbir lezzetli şey’in Cennet’te bulunduğunu.. Cennet tenasül yeri olmadığından, evlâd muhabbeti ve okşaması ( olmadığını diyenlerin hükümleri hakîkat olmadığını).. hem dünyada on senelik kısa bir zamanda teellümatla karışık evlâd sevmesine ve okşamasına bedel sâfi, elemsiz milyonlar sene ebedî evlâd sevmesini ve okşamasını kazanmak, ehl-i îmanın en büyük bir medâr-ı saâdeti olduğunu şu âyet-i kerime (vildenünmühaddevün) cümlesiyle işâret ediyor ve müjde veriyor.
Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu ? (Muhammed 15)
Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın cennete soktuğu hiç kimse yoktur ki, onu yetmişiki zevce ile evlendirmiş olmasın. Bunlardan ikisi hüru'l-ayn (siyah gözlü), yetmiş tanesi cehennemliklerden kendine düşen mirasıdır. Bu kadınlardan herbiri şehvet çekicidir ve cennetlik her erkeğin şehvet gücü dâimidir. "Hişam İbnu Halid der ki: "(Hadiste geçen) "Cehennemliklerden kendine düşenmirası"ibaresinden maksad, cehenneme giren erkeklerdir; bunların kadınlarına cennet ehli varis olurlar, tıpkı Firavun'un hanımına varis olunduğu gibi."
Ebu Rezin el-Ukayli radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennet ehlinin çocuğu olmaz, (orada doğum yoktur)."
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Mü'mine cennette şu şu kadar (kadınla) cima gücü verilir!" buyurmuşlardı.Kendisine: "Ey Allah'ın Resûlü! Buna tâkat getirilebilir mi?" diye soruldu."Yüz (kişinin) gücü verilir! (Böyle olunca takat getirir!)" buyurdular."
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın sûretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o sûrete girer."
Bilinirki şeytan insanın yaratılmasıyla girdiği kibriyle meleklere sürekli gidip gelip bu ne için yaratıldı gibi meleklerden taraf bekler ve melekler taraf olmaz fakat sen kan dökecek sana asi olacak insanmı yaratacan diye bir söz söylemelerine sebeb olur Allah siz benim bildiğimi bilirmisiniz buyurması üzerine melekler yarabbi senin bize bildirdiğinden başka ne bilebilirizki derler.
Bu kıssadan melekler insan daha yeni yaratılacakken insanın kan döküp asi olacağını nerden bilebilirdi işte insandan önce dumansız kordan yaratılan cinlerin dünyada kan döküp Allaha asi olmalarından görmüşlerdir.
Dumansız kordan yaratılması şeytanında cinler gibi kullukta olmasıyla cinler gibi yaratılmasıdır yani cin ve şeytan aynı maddeden yaratılmıştır ve Hz.Adem as cennetden çıkartılmasındaki durumda bilinirki imtihanlar başlar.
Hz.Adem cennetden çıkmasına sebeb olunmasındaki öncelikle hikmeti belirtelim bundada Allah ezel ve ebede herşeyi bilmesidir Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. sahabe Efendilerimizle bu konuyu konuşurlar Hz.Musa ve Hz.Adem ile karşılaşır ve sen bizim cennetden çıkmamıza sebeb oldun buyurur burada Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. sahabe efendilerimize bunu açıklayınca şöyle buyurur Adem Musaya galebe çaldı Adem Musaya galebe çaldı buyurur ve devam eder Adem Musa,ya ey Musa ben daha yaratılmadan 40 sene öncesinde bu hüküm verilmişdi açıklamasını buyurur bunları kısaca açıkladıktan sonra konumuza gelelim.
Hz.Adem cennetden çıkmasaydı Allah emri gelene kadar emredileni dinleseydi şeytana kanmasaydı ne olurdu sonuçta bir neslin olması söz konusu izdivaçla insanlığın çoğalması vardır eğer Hz.Adem emri beklesedi insanlık cennetde olacaktır bunun en başlıca sebebi aile hayatında eşlerin bir bütün sayılmasıyla nimetlenmeleridir ve şu imtihan dünyasında dahi hüküm delil ve ihsanlar gösteriyorki ve iki ayrı insanın dünyada manevi geçici bir ücretin verilmesidir bu ücretin manevi denmeside maneviyat şuuruyla alınan lezzetin izdivaçla gerçekleşmesiyle cennet lezzetinin neticesini gösteren delildir cennetde dahi ebedi hayatda eşlerin yaratılmasını anlatan ayetlerde gösterir ve manasındaki derin açıklamasıyla dünyadaki hanım eşlerin cennetde diğer hurilerin sultanı hükmüne geçeceğidir bunun ilk gözle görülüp açıklanabilir olanıda hurilerin dünya meskeninde imtihana tabi tutulmamalarıdır demek manevi ücret olarak numune ihsan edilen dünyadaki izdivacın maneviyat alemi olan cennetde ebediyen devam edeceğidir.Sahid Nursi bir mektubundan açıklamasıda bu konuyu özetler mahiyetdedir.
Mü’minlerin kabl-el büluğ vefat eden evlâdları, Cennet’te ebedî, sevimli, Cennet’e lâyık bir sûrette dâimî çocuk kalacaklarını.. ve Cennet’e giden peder ve vâlidelerinin kucaklarında ebedî medâr-ı sürurları olacaklarını.. ve çocuk sevmek ve evlâd okşamak gibi en latif bir zevki, ebeveynine te’mine medâr olacaklarını.. ve herbir lezzetli şey’in Cennet’te bulunduğunu.. Cennet tenasül yeri olmadığından, evlâd muhabbeti ve okşaması ( olmadığını diyenlerin hükümleri hakîkat olmadığını).. hem dünyada on senelik kısa bir zamanda teellümatla karışık evlâd sevmesine ve okşamasına bedel sâfi, elemsiz milyonlar sene ebedî evlâd sevmesini ve okşamasını kazanmak, ehl-i îmanın en büyük bir medâr-ı saâdeti olduğunu şu âyet-i kerime (vildenünmühaddevün) cümlesiyle işâret ediyor ve müjde veriyor.
1 Kasım 2015 Pazar
Deccalın Ölümünün Kısa Açıklaması
Deccaliyet önceki yazılarda belirtildiği gibi eski zamanların firevunlarından alınan ünvanla ahir zamanın din saptıran fitne bulaştıran süfyanlıkla kendisinde münafıklığa işaret eden deyimdir.
Bilinirki en son dinin Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vefatıyla başlayıp kıyamete kadar sürecektir.
Deccalın ölümü ahir zamanda çıkartılıp şeytani düşüncelerinin dine bulaştırılmış fitnelerin yani insanların çözemedikleri anlayamadıkları saçma sapan düşüncelerden temizlenmesiyle insanlığın karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır.
Önceki yazılarda açıklandığı gibi en çok örnek verilipde dünyada görülen Muta gibi dine bulaştırılmış hüküm gibi gösterilen ve (İlim çindede olsa gidip alınız) cümlesi hadis diye nakledilmiş bu ve buna benzer birçok dini konular dinde yok veya var diyebilecek sorumluluğu açıklamak elbetde izahla mümkündür en önemlileride dine aksettirilen şeytani fitneci düşüncelerdir insan düşüncesinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. en doğru sözlü olduğunu bilipde kıyamete kadar olacakları haber vermesiyle o asırda çin diye ülke olmamasıyla daha sonra putperestlere tapınma çıkarılmış insanlardan ilim öğrenin buyurması kimsenin ne aklına ne kalbine nede ruhuna mantıklı açıklama vermez demekki deccaliyet fikrinin dine bulaştırılmış fitnesidir çin gibi ülkelerin oluşması 1400 sene önce asrı saadette olsaydı putperest olmazlardı Allahın gönderdiği kitaplardan birine bağlı olurlardı deccalın bu sonradan çıkan çinle güçlü bağlantısı vardır asrı saadetden sonraki asırlarda çin ülkesi çıkmıştır bunun açıklamasıda imani derin konular içermesiyle diğer konuların izahları sonucunda açıklık getirilebilir.
İşte bu deccaliyet şahsı göstersede özel ismi olmadığından Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. deccalın ölümündeki buyrukların manasında fitnelerin dinden ayıklanmasıyla arındırılmasıyla deccaliyet fikrinin yok edilmesi vardır yani deccaldaki fitneci şerli fikrini dine alet edemeyen fitnelerin ölümüdür.
Dünyada yaygın şeytanın tüm pisliklerinden tutun çinde doğmuş doğacak her çocuğun putperedset yetişmesinden ölümüne ve teröristlerin sözse din diye beyinlerinin yıkanmasıyla fitnelerin verilmesinden her bir yaşayanın yaşayacakların tüm veballerini deccal alıyor her aldığı vebalin bedelinin azabını ebedi olarak ödeyecektir ne zaman ölecektir Allah bilir belkide kıyamete kadar yaşar ve yaşadığı her an ölüme yakınlaşmasıyla aldığı nefesiyle dünyada o azabla işkencesi sürecektir bundan sonraki hayatının olması hayatı murdar yaşamış olmakla ölsede fark yoktur şöylede denebilir zararlı haşeratları öldürseniz nasılki hiç günahı yoktur hatta dünyevi maksadınız için öldürmeniz faydalı bile olur buna benzer mührü yemiş kalbine bildiği halde yaşadıkça kendisini kurtarmaya çalışacağına fitne fesat çıkartıp dini yok etmeye çalışacağına yediğine içdiğine karnı doyduğuna şükretsin.
Kutsi Hadisde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Gözü ahiretde olana Allah dünyayıda veriyor) buyurmuştur imansız insanların dünyası olmaz manen bitiktir.
Başka bir kutsi hadiste hesap gününde (Allah dünyada kimden istediysen ona git) buyurur burada şu var Allah rızası yolunda olanlar ve şeytan yolunda olanlar deccalda alim olsada Kur'an bilsede kalp mühürlü yani zerre imanlı insan deccaldan üstündür ve kim deccala biatla ondan isteyip dünyanın peşine düşse deccal cehennemin dibine gidecek ahiretde deccaldan isteyecekler düşünsünler şimdi ne verecek Cehennemin dibini.
Ahiretde cehennemin dibine dahi gitseler dünyada saltanat kuracaklar diye hüküm yoktur zerre imanlı insan saltanatı olan imansızdan üstündür kalplere kimse hükmedemez kainatı alemi tespih tanesi gibi evirip çeviren Allah kalplere hükmeder zalimler kabetmeye mahkumdur.
Bilinirki en son dinin Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. vefatıyla başlayıp kıyamete kadar sürecektir.
Deccalın ölümü ahir zamanda çıkartılıp şeytani düşüncelerinin dine bulaştırılmış fitnelerin yani insanların çözemedikleri anlayamadıkları saçma sapan düşüncelerden temizlenmesiyle insanlığın karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır.
Önceki yazılarda açıklandığı gibi en çok örnek verilipde dünyada görülen Muta gibi dine bulaştırılmış hüküm gibi gösterilen ve (İlim çindede olsa gidip alınız) cümlesi hadis diye nakledilmiş bu ve buna benzer birçok dini konular dinde yok veya var diyebilecek sorumluluğu açıklamak elbetde izahla mümkündür en önemlileride dine aksettirilen şeytani fitneci düşüncelerdir insan düşüncesinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. en doğru sözlü olduğunu bilipde kıyamete kadar olacakları haber vermesiyle o asırda çin diye ülke olmamasıyla daha sonra putperestlere tapınma çıkarılmış insanlardan ilim öğrenin buyurması kimsenin ne aklına ne kalbine nede ruhuna mantıklı açıklama vermez demekki deccaliyet fikrinin dine bulaştırılmış fitnesidir çin gibi ülkelerin oluşması 1400 sene önce asrı saadette olsaydı putperest olmazlardı Allahın gönderdiği kitaplardan birine bağlı olurlardı deccalın bu sonradan çıkan çinle güçlü bağlantısı vardır asrı saadetden sonraki asırlarda çin ülkesi çıkmıştır bunun açıklamasıda imani derin konular içermesiyle diğer konuların izahları sonucunda açıklık getirilebilir.
İşte bu deccaliyet şahsı göstersede özel ismi olmadığından Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. deccalın ölümündeki buyrukların manasında fitnelerin dinden ayıklanmasıyla arındırılmasıyla deccaliyet fikrinin yok edilmesi vardır yani deccaldaki fitneci şerli fikrini dine alet edemeyen fitnelerin ölümüdür.
Dünyada yaygın şeytanın tüm pisliklerinden tutun çinde doğmuş doğacak her çocuğun putperedset yetişmesinden ölümüne ve teröristlerin sözse din diye beyinlerinin yıkanmasıyla fitnelerin verilmesinden her bir yaşayanın yaşayacakların tüm veballerini deccal alıyor her aldığı vebalin bedelinin azabını ebedi olarak ödeyecektir ne zaman ölecektir Allah bilir belkide kıyamete kadar yaşar ve yaşadığı her an ölüme yakınlaşmasıyla aldığı nefesiyle dünyada o azabla işkencesi sürecektir bundan sonraki hayatının olması hayatı murdar yaşamış olmakla ölsede fark yoktur şöylede denebilir zararlı haşeratları öldürseniz nasılki hiç günahı yoktur hatta dünyevi maksadınız için öldürmeniz faydalı bile olur buna benzer mührü yemiş kalbine bildiği halde yaşadıkça kendisini kurtarmaya çalışacağına fitne fesat çıkartıp dini yok etmeye çalışacağına yediğine içdiğine karnı doyduğuna şükretsin.
Kutsi Hadisde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Gözü ahiretde olana Allah dünyayıda veriyor) buyurmuştur imansız insanların dünyası olmaz manen bitiktir.
Başka bir kutsi hadiste hesap gününde (Allah dünyada kimden istediysen ona git) buyurur burada şu var Allah rızası yolunda olanlar ve şeytan yolunda olanlar deccalda alim olsada Kur'an bilsede kalp mühürlü yani zerre imanlı insan deccaldan üstündür ve kim deccala biatla ondan isteyip dünyanın peşine düşse deccal cehennemin dibine gidecek ahiretde deccaldan isteyecekler düşünsünler şimdi ne verecek Cehennemin dibini.
Ahiretde cehennemin dibine dahi gitseler dünyada saltanat kuracaklar diye hüküm yoktur zerre imanlı insan saltanatı olan imansızdan üstündür kalplere kimse hükmedemez kainatı alemi tespih tanesi gibi evirip çeviren Allah kalplere hükmeder zalimler kabetmeye mahkumdur.
16 Ekim 2015 Cuma
Allah Birdir
Allahın varlığını yoktan var edendir deriz ve iman ederiz Allah birdir ve başka var eden olmaz başka yaratıcı var saysak hayır ve şer olarak nimet veren bir iyi ve cehenneme atacak bir kötü bilinmesi gerekirdi başka yaratıcı düşünülemez çünkü tüm hayatın içinde iyilik ve kötülük iki zıt kutuplaşma vardır.
Dünya düzeyinde o zaman tek dünyada karışık insan olmaz imtihanda olunmaz her yaratıcı kendisine tapacak kullar yaratırdı şerri yaratan dünyada kullarına azap verecek hayrı yaratansa nimetler ihsan edecektir ve her yaratıcı ilahın bir olduğuna inanılmasını iman etmeleri için kitaplar gönderip peygamberler gönderip şeytandanda bahsetmezdi bu dünyaya baktığımızda çeşit çeşit en güzel nimetlerle ihsanların hazırlandığı yaşantıya ebedi hayatın verileceği müjdesiyle hayata doğumla başlıyoruz ve hayatın türlü türlü cefasını görüyoruz.
Nimet vermek için tadımlık numune yaratılan dünyada insanların çileli hayatı olmaması gerekirdi demekki yaratıcı birdir fakat bu çileli hayatın içinde imtihan sırrıyla ahirete mütevehcih iman dairesine girecek kullar vardır ve hem dünyada hem ahiretin ebedi güzelliklerinin verilmesidir şeytan kıyamete kadar mühlet istemesiyle kulların sapıtmasını cehenneme gitmesini üstün olmayı elde etmekle ödülünü istemiştir bu sebebden insanların sapıtmasıyla nimetden mahrum olması vardır inkardan gözünü dünya hırsı bürür iman eden kulların rızkını şeytanı dinleyerek çalmaya başlar böylelikle şeytan aldatdığı insandan üstünlüğe girerek dünyada insanların üzerinde hakimiyet kurmaya çalışır kulun rızkını şeytan çalar rızkı çalınan kulda başkasının rızkını çalar öğreticisi şeytanın yolunda cehenneme sürüklenir.
Eğer yaratıcı iki tane dense imtihana gerek kalmaz ve dünyanın yaratılmasıda saçma olurdu çünkü madem ebediyet var şerri yaratan cehennemde ebedi kulları yaratır hayrı yaratan cennetde ebedi kullarını yaratırdı kainat yaratılmaz dünya dahi yaratılmazdı cennet ve cehennem ebediyen kulların neticesi olurdu ebedi cennetin yaratılması gerçek yaratılış amacının kullarına ebedi ihsanını gösteriyor burada ebedi cehennemde şeytanın hile oyun ve aldatmalarıyla olup gönderilmiş emirlere karşı ilahlığa gidecek derecede enaniyetlerle kafirlikler münafıklıklar şeytanın seviyesinden aşağı olanların cezalarıda buna göre olur yani dünyada işlediklerine göre ebedi cehennem azabı netice verecektir.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyurmuştur.
Hadisi şerifteki dünya nimetleride cennet nimetleri olmasada benzerleridir şeytan ebedi cehenneme gideceğinden cennet nimetleriyle dünya nimetleri kullarına Allah mahlukatına ayrı haz lezzeti ve kullarına ihsanıdır insanda şeytan yolunda olduğunda şeytana saltanat sürdürür kendi şeytana köle olur.
Tapılan put perestinden ve inançsızlık içinde darvinizm gibi insanın maymundan geldiğine inanan karmakarışık inançla bağdaşmış topluluklar vardır her bir inançda olan topluluklar bir ümmet durumundadır mesela insanlar alemi cinler alemi hayvanlar alemi bitkiler alemi gibi.
Her alem bir ümmet ve bu ümmetin içinde inanç yönünden şuurlu varlık olarak imtihan dairesinde olan insan ve cinler alemindeki ümmetlerde bölünür bu bölünmede inandıkları gibi ümmet olur maymundan geldiğine inanan topluluk bir ümmet kafir olup inanmayanlar topluluğu bir ümmet münafıkların olduğu topluluk bir ümmet gibi hangi inanç olsada inancın menbaı yoktan var edeni Allahı gösterir çünkü inançlar dinlerin peygamberlerin tebliğleriyle bilinir neye inanılırsa inanılsın putperestde olsa tek bir var edeni elbetde duymuştur ve kim neye inansada yaratan birdir.
Dünya düzeyinde o zaman tek dünyada karışık insan olmaz imtihanda olunmaz her yaratıcı kendisine tapacak kullar yaratırdı şerri yaratan dünyada kullarına azap verecek hayrı yaratansa nimetler ihsan edecektir ve her yaratıcı ilahın bir olduğuna inanılmasını iman etmeleri için kitaplar gönderip peygamberler gönderip şeytandanda bahsetmezdi bu dünyaya baktığımızda çeşit çeşit en güzel nimetlerle ihsanların hazırlandığı yaşantıya ebedi hayatın verileceği müjdesiyle hayata doğumla başlıyoruz ve hayatın türlü türlü cefasını görüyoruz.
Nimet vermek için tadımlık numune yaratılan dünyada insanların çileli hayatı olmaması gerekirdi demekki yaratıcı birdir fakat bu çileli hayatın içinde imtihan sırrıyla ahirete mütevehcih iman dairesine girecek kullar vardır ve hem dünyada hem ahiretin ebedi güzelliklerinin verilmesidir şeytan kıyamete kadar mühlet istemesiyle kulların sapıtmasını cehenneme gitmesini üstün olmayı elde etmekle ödülünü istemiştir bu sebebden insanların sapıtmasıyla nimetden mahrum olması vardır inkardan gözünü dünya hırsı bürür iman eden kulların rızkını şeytanı dinleyerek çalmaya başlar böylelikle şeytan aldatdığı insandan üstünlüğe girerek dünyada insanların üzerinde hakimiyet kurmaya çalışır kulun rızkını şeytan çalar rızkı çalınan kulda başkasının rızkını çalar öğreticisi şeytanın yolunda cehenneme sürüklenir.
Eğer yaratıcı iki tane dense imtihana gerek kalmaz ve dünyanın yaratılmasıda saçma olurdu çünkü madem ebediyet var şerri yaratan cehennemde ebedi kulları yaratır hayrı yaratan cennetde ebedi kullarını yaratırdı kainat yaratılmaz dünya dahi yaratılmazdı cennet ve cehennem ebediyen kulların neticesi olurdu ebedi cennetin yaratılması gerçek yaratılış amacının kullarına ebedi ihsanını gösteriyor burada ebedi cehennemde şeytanın hile oyun ve aldatmalarıyla olup gönderilmiş emirlere karşı ilahlığa gidecek derecede enaniyetlerle kafirlikler münafıklıklar şeytanın seviyesinden aşağı olanların cezalarıda buna göre olur yani dünyada işlediklerine göre ebedi cehennem azabı netice verecektir.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyurmuştur.
Hadisi şerifteki dünya nimetleride cennet nimetleri olmasada benzerleridir şeytan ebedi cehenneme gideceğinden cennet nimetleriyle dünya nimetleri kullarına Allah mahlukatına ayrı haz lezzeti ve kullarına ihsanıdır insanda şeytan yolunda olduğunda şeytana saltanat sürdürür kendi şeytana köle olur.
Tapılan put perestinden ve inançsızlık içinde darvinizm gibi insanın maymundan geldiğine inanan karmakarışık inançla bağdaşmış topluluklar vardır her bir inançda olan topluluklar bir ümmet durumundadır mesela insanlar alemi cinler alemi hayvanlar alemi bitkiler alemi gibi.
Her alem bir ümmet ve bu ümmetin içinde inanç yönünden şuurlu varlık olarak imtihan dairesinde olan insan ve cinler alemindeki ümmetlerde bölünür bu bölünmede inandıkları gibi ümmet olur maymundan geldiğine inanan topluluk bir ümmet kafir olup inanmayanlar topluluğu bir ümmet münafıkların olduğu topluluk bir ümmet gibi hangi inanç olsada inancın menbaı yoktan var edeni Allahı gösterir çünkü inançlar dinlerin peygamberlerin tebliğleriyle bilinir neye inanılırsa inanılsın putperestde olsa tek bir var edeni elbetde duymuştur ve kim neye inansada yaratan birdir.
15 Ekim 2015 Perşembe
Dinde Zorlama Yoktur
iman esaslarında kitaplara peygamberlere iman var diğer dinlerdekilerde iman ehli onlar kardeş değilmi dinde zorlamada yok iman ehline ebedi cennet nimetlerini veren Allah bu dünyayı vermezmi ? iman esaslarında bildirilen her bir din mensubunda dinin emrettiğini yaşayan itikat edenler kendi dinlerini yaşamasında özgür oldukları gibi dönüş olmaksızın diğer dine geçemekle itikat ederse kabullenir ve yaşamaya çalışır.
Sıralamaya bakarsak ilk Hz.Adem ile başlayan emirlerdir kitap yokdur fakat olmaması geren emirler olabilir kul hakkı adam öldürme zina yapma gibi bedende bulunan hükümlerdirki her gelecek neslin bilmesi gerekir ve her gelen Peygamberler bildirir demekki bildirilerde olması geren caiz emirler ve şeytanın pisliklerinin o asırda bulunduğu ve bilinebileceği yasakların emredilmesidir bu sebeble kabil ebedi cehenneme gitmişdir ve gider ve her asırda gelen peygamber bildirilen sayfa sayfa emirlerle o asra göre olması ve olmaması gereken hükümler icra eder Hz.Davud kadar gelinse bir zebur yapabilir biraz daha emir eklenip tevrat gelir zeburun hükmünüde alır biraz daha emir eklenir İncil gelir Zebur ve Tevratın hükmünü alır biraz daha eklenir ve Kur,an gelir hepsinin hükmünü alır yani Kur,an Hz.Adem as kadar bildirilmiş emirleri kapsamış oluyor demekki Allah Kur'anada ne buyurduysa benzerini diğer dinlerdede buyurmuşdur zaten tek 1 Allah herkese ayrı emirler verirmi vereceği emirlerde cehenneme götüren şeytanın pisliklerinden uzaklaşıp ibadetle yaşamanın imana ve cennete götüreceğini buyurmazmı yani kısa ve öz Kur,an alemlere gönderildi ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere gönderildi ikisi 1 dir bire işaret eder ve delilidir.
Diğer dinlerin değişdirilmesindeki maksat henüz din tamamlanmamış olmasıyla şeytanın henüz bildirilmemiş emirlerden istifade edip insanları çabuk aldatmasıydı anladığım kadarıyla isa peygamberlik vazifesinde öyle seviyeler katleder fakat bir noktadan öteye geçemez o noktada Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. olmasıydı geriye dönemez ümmeti var tehlike aldığı sorumluluk ileriye gidemez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. var ve en mükemmel seçeneği yapar başlar nefsi nefsi demeye yani ne geriye ne ileriye at beni cehenneme der gibi kendini feda eder dinde zorlama yokdur buyrulur ve UR Kur,anda müslümanlara hitaben söylüyor yani kimseyi dine zorlayamassın diyerek emir veriyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. asrında Hıristiyanlar ve Yahudiler vardı ve olmayada devam etti Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dileseydi bir hıristiyanlarda yahudilerde Allah dilemesiyle imanlı olamazmıydı elbetde olurdu ve asırlarcada tüm dünya imanlı kalırdı.
Kur,an yaşanması içindir Kuran hayatını müslüman (bağlanmış) mühmin (inanmış) kabullenmekle ölene kadar hayat sürer demek dinde zorlama yoktur buyruğu din yaşayana değil yaşamak istemeyene ve diğer dinler için buyrulmuş din yaşamasada iman esaslarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmek zorundadır din yaşanmdan önce iman gereklidir iman edilmeyen bir din olmaz ve yaşanmaz yaşasada fayda vermez cahil imanlı insan dünyaca ünlü olmuş fizolofdan üstündür cennete iman eden girerken imansız fizolof ebedi cehenneme gider imansızın dini olmaz yaşada değişmez diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmesiyle iman esaslarında zaten bildirilmiş ve korumaya almışdırki geriye sadece kabul etmek tasdik kalmış demek diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmeleri dinlerini zorla değişdirmeleri manasını vermez Hz.Adem,den Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelen tüm Peygamberlere iman edilir bildirilenlerden birini bilerek inkar eden dinden çıkar imandan çıkar.
İman ettikden sonra geriye din yaşamak kalıyor iblisden uzak durma yollarındaki tüm dinlerin hükmü Kur'an,dadır. Dinde zorlama yoktur.
Sıralamaya bakarsak ilk Hz.Adem ile başlayan emirlerdir kitap yokdur fakat olmaması geren emirler olabilir kul hakkı adam öldürme zina yapma gibi bedende bulunan hükümlerdirki her gelecek neslin bilmesi gerekir ve her gelen Peygamberler bildirir demekki bildirilerde olması geren caiz emirler ve şeytanın pisliklerinin o asırda bulunduğu ve bilinebileceği yasakların emredilmesidir bu sebeble kabil ebedi cehenneme gitmişdir ve gider ve her asırda gelen peygamber bildirilen sayfa sayfa emirlerle o asra göre olması ve olmaması gereken hükümler icra eder Hz.Davud kadar gelinse bir zebur yapabilir biraz daha emir eklenip tevrat gelir zeburun hükmünüde alır biraz daha emir eklenir İncil gelir Zebur ve Tevratın hükmünü alır biraz daha eklenir ve Kur,an gelir hepsinin hükmünü alır yani Kur,an Hz.Adem as kadar bildirilmiş emirleri kapsamış oluyor demekki Allah Kur'anada ne buyurduysa benzerini diğer dinlerdede buyurmuşdur zaten tek 1 Allah herkese ayrı emirler verirmi vereceği emirlerde cehenneme götüren şeytanın pisliklerinden uzaklaşıp ibadetle yaşamanın imana ve cennete götüreceğini buyurmazmı yani kısa ve öz Kur,an alemlere gönderildi ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere gönderildi ikisi 1 dir bire işaret eder ve delilidir.
Diğer dinlerin değişdirilmesindeki maksat henüz din tamamlanmamış olmasıyla şeytanın henüz bildirilmemiş emirlerden istifade edip insanları çabuk aldatmasıydı anladığım kadarıyla isa peygamberlik vazifesinde öyle seviyeler katleder fakat bir noktadan öteye geçemez o noktada Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. olmasıydı geriye dönemez ümmeti var tehlike aldığı sorumluluk ileriye gidemez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. var ve en mükemmel seçeneği yapar başlar nefsi nefsi demeye yani ne geriye ne ileriye at beni cehenneme der gibi kendini feda eder dinde zorlama yokdur buyrulur ve UR Kur,anda müslümanlara hitaben söylüyor yani kimseyi dine zorlayamassın diyerek emir veriyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. asrında Hıristiyanlar ve Yahudiler vardı ve olmayada devam etti Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dileseydi bir hıristiyanlarda yahudilerde Allah dilemesiyle imanlı olamazmıydı elbetde olurdu ve asırlarcada tüm dünya imanlı kalırdı.
Kur,an yaşanması içindir Kuran hayatını müslüman (bağlanmış) mühmin (inanmış) kabullenmekle ölene kadar hayat sürer demek dinde zorlama yoktur buyruğu din yaşayana değil yaşamak istemeyene ve diğer dinler için buyrulmuş din yaşamasada iman esaslarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmek zorundadır din yaşanmdan önce iman gereklidir iman edilmeyen bir din olmaz ve yaşanmaz yaşasada fayda vermez cahil imanlı insan dünyaca ünlü olmuş fizolofdan üstündür cennete iman eden girerken imansız fizolof ebedi cehenneme gider imansızın dini olmaz yaşada değişmez diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmesiyle iman esaslarında zaten bildirilmiş ve korumaya almışdırki geriye sadece kabul etmek tasdik kalmış demek diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmeleri dinlerini zorla değişdirmeleri manasını vermez Hz.Adem,den Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelen tüm Peygamberlere iman edilir bildirilenlerden birini bilerek inkar eden dinden çıkar imandan çıkar.
İman ettikden sonra geriye din yaşamak kalıyor iblisden uzak durma yollarındaki tüm dinlerin hükmü Kur'an,dadır. Dinde zorlama yoktur.
11 Ekim 2015 Pazar
Bir Kaç Delil Ve Kafir Vasfı
Dünya kendi ekseni etrafında saatte 1670 km hızla 27,5 derecelik eğimiyle dönüyor ayda dünya etrafında dönüyor aynı zamanda metoor taşlarının dünyaya çarpma olasılığında dünya yüzeyindeki koruyucu tabaka bu uzay taşlarını eritiyor ve dünyamız güneşin etrafında saatte 108.000 km hızla dönüyor ve diğer gezegenlerde güneş etrafında eksenini tamamlıyor bu güneş sistemi içindekilerle bir samanyolu galaksisi bu galaksi belli bir yörüngede saatte 790.000 km hızla gitmekdedir...
Bir ağacın sebze meyve ve yeşilliklerin yoktan yaratılması tuzlu sudan buharlaşıp görünmeden gökyüzüne çıkartılıp yağmur olarak gerçekleştirilen sudandır her bir tohumdan şuursuz toprakda çürüme evresinde yok olma seviyesine gelir ve birden filiz vermeye burdan yetişmeye başlayıp yediği içdiği kurt böcek gibi hayvancıklarda değil gıdası sadece sudur ve mevcuduyetini gerçekleştirirken su kütlesi olması gerekirken madde olarak varlığı vucuda gelir hayvan ve insan gibi mahluk olan ayetde buyrulduğu gibi hor ve hakir sudan yaratılmasıyla sudan yaratılan sebze meyvelerden ve yenebilen hayvanların etleriyle gıdalanarak yoktan yaratılışını yoktan yaratılanla madde vucudu gerçekleşir burdanda ilk hilkatden tefekkür edilse demekki evren gezenler ve dünyamızında yaratılış gayesine göre sadece varlığıyla bir filiz gibi madde bulmasıyla arzın yaratılışı imkan dahilindedir mesela her bir ağacın bir gezegen gibi ihtiyacı nispetinde meyvesi vardır meyvesiz olan ağaçlarda diğer mars jüpiter uranüs gibi gezegenlerin galaksideki denge düzen ve intizamı için yaratılışını gösterebilir herşey bilinçli bir tasarım bilinçli bir yönlendirme ve çalışdırmayı tüm akıllara ispat eder..
Bu ve bu gibi tefekkür ufkunu açan konu ve açıklamalarda dahi inkarı gerçekleştiren kafir gerçeği setr etmek gizlemekle dünyada gördüğü muntazam enterasan nimetlerle dahi iyilik yapsa bu iyilikleri kalbende setr eder kalben red ettiğini nefsine biçdiğinden sadece iyilik yapmış olur kafirin mahyetindeki iyilik münafıklarınkiyle mukayese edilmez aradaki fark dine ilişmekten ibarettir kafir dine ilişmez karışmaz fakat iyilik yapabilir buda açıklandığı gibi iyiliği nefsine verir övünce girer.
Her bir nimete şükür edilir nasılki size iyilik yapanlara teşekkür edersiniz aile hayatında dahi anne babanı sözünü dinler minnetdar kalırsınız namaz tüm yapılan şükürlerin menbaıdır namazı terk ise hem emrine itiraz ve şükrü keser gerçek nimeti verene teşekkürsüz bırakır yaratanı inkar etmesede nimetleri verene saygısızlık izhar olur nankörlüğe gitmiş olur onun emrini dinlemeyip nankörlük saygısızlık yapanlarsa küfre düşmüş olur gerçek kulluk yaşayan nimetlere nankörlük saygısızlık yapmaz bunuda kullukla UR emir verir şükrünü idame eder teşekkürle mukabelede bulunur kulluk yapmayanlar din inkar etmesse küfre düşer inkar ederse kafir olur içinde inkar edipde din görüntüsü verirse münafık olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. düşmanı deccaldır deccala biat etmişler imandan çıkışıyla ya kafir ya münafık olur ebedi cehenneme gider.
Kafir olması menfaati için deccala hizmet eder fakat dine ilişemez mesela fabrikası vardır işçi çalıştırır bu gibi dünyalık işlerle ilgilenir dünyalık işine bakar emeğinin helal haram olmasına zaten aldırmaz ebedi cehennemin söz konusu olması deccala biat etsin etmesin fark etmez Allah kalben ret etmesi ilahı kabul etmemesidir ilahı kabul etmeyen peygenberleride kabul etmesi düşünülemez yoktan var edeni ilah bilmeyen din imandan habersiz kafirin deccal gibi birini kabul etmesiyse çok saçma olur kabul etsede menfaatine çıkarları için avanesi olur fakat cehennem korkusu kafirde olur bu sebeble dine ilişmez dinen işi olmaz ne kadar yaşayacam gibi dünyanın ve kendi nefsinin arzu istek yaşantısıyla ilgilenir din düşmanı olmaz eğer olursa münafık gruhuna girer.
Bir ağacın sebze meyve ve yeşilliklerin yoktan yaratılması tuzlu sudan buharlaşıp görünmeden gökyüzüne çıkartılıp yağmur olarak gerçekleştirilen sudandır her bir tohumdan şuursuz toprakda çürüme evresinde yok olma seviyesine gelir ve birden filiz vermeye burdan yetişmeye başlayıp yediği içdiği kurt böcek gibi hayvancıklarda değil gıdası sadece sudur ve mevcuduyetini gerçekleştirirken su kütlesi olması gerekirken madde olarak varlığı vucuda gelir hayvan ve insan gibi mahluk olan ayetde buyrulduğu gibi hor ve hakir sudan yaratılmasıyla sudan yaratılan sebze meyvelerden ve yenebilen hayvanların etleriyle gıdalanarak yoktan yaratılışını yoktan yaratılanla madde vucudu gerçekleşir burdanda ilk hilkatden tefekkür edilse demekki evren gezenler ve dünyamızında yaratılış gayesine göre sadece varlığıyla bir filiz gibi madde bulmasıyla arzın yaratılışı imkan dahilindedir mesela her bir ağacın bir gezegen gibi ihtiyacı nispetinde meyvesi vardır meyvesiz olan ağaçlarda diğer mars jüpiter uranüs gibi gezegenlerin galaksideki denge düzen ve intizamı için yaratılışını gösterebilir herşey bilinçli bir tasarım bilinçli bir yönlendirme ve çalışdırmayı tüm akıllara ispat eder..
Bu ve bu gibi tefekkür ufkunu açan konu ve açıklamalarda dahi inkarı gerçekleştiren kafir gerçeği setr etmek gizlemekle dünyada gördüğü muntazam enterasan nimetlerle dahi iyilik yapsa bu iyilikleri kalbende setr eder kalben red ettiğini nefsine biçdiğinden sadece iyilik yapmış olur kafirin mahyetindeki iyilik münafıklarınkiyle mukayese edilmez aradaki fark dine ilişmekten ibarettir kafir dine ilişmez karışmaz fakat iyilik yapabilir buda açıklandığı gibi iyiliği nefsine verir övünce girer.
Her bir nimete şükür edilir nasılki size iyilik yapanlara teşekkür edersiniz aile hayatında dahi anne babanı sözünü dinler minnetdar kalırsınız namaz tüm yapılan şükürlerin menbaıdır namazı terk ise hem emrine itiraz ve şükrü keser gerçek nimeti verene teşekkürsüz bırakır yaratanı inkar etmesede nimetleri verene saygısızlık izhar olur nankörlüğe gitmiş olur onun emrini dinlemeyip nankörlük saygısızlık yapanlarsa küfre düşmüş olur gerçek kulluk yaşayan nimetlere nankörlük saygısızlık yapmaz bunuda kullukla UR emir verir şükrünü idame eder teşekkürle mukabelede bulunur kulluk yapmayanlar din inkar etmesse küfre düşer inkar ederse kafir olur içinde inkar edipde din görüntüsü verirse münafık olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. düşmanı deccaldır deccala biat etmişler imandan çıkışıyla ya kafir ya münafık olur ebedi cehenneme gider.
Kafir olması menfaati için deccala hizmet eder fakat dine ilişemez mesela fabrikası vardır işçi çalıştırır bu gibi dünyalık işlerle ilgilenir dünyalık işine bakar emeğinin helal haram olmasına zaten aldırmaz ebedi cehennemin söz konusu olması deccala biat etsin etmesin fark etmez Allah kalben ret etmesi ilahı kabul etmemesidir ilahı kabul etmeyen peygenberleride kabul etmesi düşünülemez yoktan var edeni ilah bilmeyen din imandan habersiz kafirin deccal gibi birini kabul etmesiyse çok saçma olur kabul etsede menfaatine çıkarları için avanesi olur fakat cehennem korkusu kafirde olur bu sebeble dine ilişmez dinen işi olmaz ne kadar yaşayacam gibi dünyanın ve kendi nefsinin arzu istek yaşantısıyla ilgilenir din düşmanı olmaz eğer olursa münafık gruhuna girer.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Allah Sorgu Yapsa Ne Denir
Asrı saadet zamanında ya inanmayanlar yada münafıklar onu Allah bunu Allah yarattı peki Allah kim yarattı diye Peygamber Efendimiz Hz.Muhamm...
-
De Allah c.c. D.A. Yıllar ne çabuk yalanlarla geçti demi? Kur'an ayetleri ebedi cehennemlikleri anlatmış ilahi yargı dünyada yapılmıştı...
-
Risale-i Nur Kur'an tefsiridir, süfyan meselesi münafık olmasıdırki peygamberlere kitaplara iman din düşmanıdır. Asrımızda alim tab...
-
M.K. Atatürk zamanından 1999 yılına kadar ülkede bazı sorunlar olsada, Milletin isteğine göre iş güç geçim gibi özgürce hayat yaşantısını ko...