Allahın varlığını yoktan var edendir deriz ve iman ederiz Allah birdir ve başka var eden olmaz başka yaratıcı var saysak hayır ve şer olarak nimet veren bir iyi ve cehenneme atacak bir kötü bilinmesi gerekirdi başka yaratıcı düşünülemez çünkü tüm hayatın içinde iyilik ve kötülük iki zıt kutuplaşma vardır.
Dünya düzeyinde o zaman tek dünyada karışık insan olmaz imtihanda olunmaz her yaratıcı kendisine tapacak kullar yaratırdı şerri yaratan dünyada kullarına azap verecek hayrı yaratansa nimetler ihsan edecektir ve her yaratıcı ilahın bir olduğuna inanılmasını iman etmeleri için kitaplar gönderip peygamberler gönderip şeytandanda bahsetmezdi bu dünyaya baktığımızda çeşit çeşit en güzel nimetlerle ihsanların hazırlandığı yaşantıya ebedi hayatın verileceği müjdesiyle hayata doğumla başlıyoruz ve hayatın türlü türlü cefasını görüyoruz.
Nimet vermek için tadımlık numune yaratılan dünyada insanların çileli hayatı olmaması gerekirdi demekki yaratıcı birdir fakat bu çileli hayatın içinde imtihan sırrıyla ahirete mütevehcih iman dairesine girecek kullar vardır ve hem dünyada hem ahiretin ebedi güzelliklerinin verilmesidir şeytan kıyamete kadar mühlet istemesiyle kulların sapıtmasını cehenneme gitmesini üstün olmayı elde etmekle ödülünü istemiştir bu sebebden insanların sapıtmasıyla nimetden mahrum olması vardır inkardan gözünü dünya hırsı bürür iman eden kulların rızkını şeytanı dinleyerek çalmaya başlar böylelikle şeytan aldatdığı insandan üstünlüğe girerek dünyada insanların üzerinde hakimiyet kurmaya çalışır kulun rızkını şeytan çalar rızkı çalınan kulda başkasının rızkını çalar öğreticisi şeytanın yolunda cehenneme sürüklenir.
Eğer yaratıcı iki tane dense imtihana gerek kalmaz ve dünyanın yaratılmasıda saçma olurdu çünkü madem ebediyet var şerri yaratan cehennemde ebedi kulları yaratır hayrı yaratan cennetde ebedi kullarını yaratırdı kainat yaratılmaz dünya dahi yaratılmazdı cennet ve cehennem ebediyen kulların neticesi olurdu ebedi cennetin yaratılması gerçek yaratılış amacının kullarına ebedi ihsanını gösteriyor burada ebedi cehennemde şeytanın hile oyun ve aldatmalarıyla olup gönderilmiş emirlere karşı ilahlığa gidecek derecede enaniyetlerle kafirlikler münafıklıklar şeytanın seviyesinden aşağı olanların cezalarıda buna göre olur yani dünyada işlediklerine göre ebedi cehennem azabı netice verecektir.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyurmuştur.
Hadisi şerifteki dünya nimetleride cennet nimetleri olmasada benzerleridir şeytan ebedi cehenneme gideceğinden cennet nimetleriyle dünya nimetleri kullarına Allah mahlukatına ayrı haz lezzeti ve kullarına ihsanıdır insanda şeytan yolunda olduğunda şeytana saltanat sürdürür kendi şeytana köle olur.
Tapılan put perestinden ve inançsızlık içinde darvinizm gibi insanın maymundan geldiğine inanan karmakarışık inançla bağdaşmış topluluklar vardır her bir inançda olan topluluklar bir ümmet durumundadır mesela insanlar alemi cinler alemi hayvanlar alemi bitkiler alemi gibi.
Her alem bir ümmet ve bu ümmetin içinde inanç yönünden şuurlu varlık olarak imtihan dairesinde olan insan ve cinler alemindeki ümmetlerde bölünür bu bölünmede inandıkları gibi ümmet olur maymundan geldiğine inanan topluluk bir ümmet kafir olup inanmayanlar topluluğu bir ümmet münafıkların olduğu topluluk bir ümmet gibi hangi inanç olsada inancın menbaı yoktan var edeni Allahı gösterir çünkü inançlar dinlerin peygamberlerin tebliğleriyle bilinir neye inanılırsa inanılsın putperestde olsa tek bir var edeni elbetde duymuştur ve kim neye inansada yaratan birdir.
16 Ekim 2015 Cuma
15 Ekim 2015 Perşembe
Dinde Zorlama Yoktur
iman esaslarında kitaplara peygamberlere iman var diğer dinlerdekilerde iman ehli onlar kardeş değilmi dinde zorlamada yok iman ehline ebedi cennet nimetlerini veren Allah bu dünyayı vermezmi ? iman esaslarında bildirilen her bir din mensubunda dinin emrettiğini yaşayan itikat edenler kendi dinlerini yaşamasında özgür oldukları gibi dönüş olmaksızın diğer dine geçemekle itikat ederse kabullenir ve yaşamaya çalışır.
Sıralamaya bakarsak ilk Hz.Adem ile başlayan emirlerdir kitap yokdur fakat olmaması geren emirler olabilir kul hakkı adam öldürme zina yapma gibi bedende bulunan hükümlerdirki her gelecek neslin bilmesi gerekir ve her gelen Peygamberler bildirir demekki bildirilerde olması geren caiz emirler ve şeytanın pisliklerinin o asırda bulunduğu ve bilinebileceği yasakların emredilmesidir bu sebeble kabil ebedi cehenneme gitmişdir ve gider ve her asırda gelen peygamber bildirilen sayfa sayfa emirlerle o asra göre olması ve olmaması gereken hükümler icra eder Hz.Davud kadar gelinse bir zebur yapabilir biraz daha emir eklenip tevrat gelir zeburun hükmünüde alır biraz daha emir eklenir İncil gelir Zebur ve Tevratın hükmünü alır biraz daha eklenir ve Kur,an gelir hepsinin hükmünü alır yani Kur,an Hz.Adem as kadar bildirilmiş emirleri kapsamış oluyor demekki Allah Kur'anada ne buyurduysa benzerini diğer dinlerdede buyurmuşdur zaten tek 1 Allah herkese ayrı emirler verirmi vereceği emirlerde cehenneme götüren şeytanın pisliklerinden uzaklaşıp ibadetle yaşamanın imana ve cennete götüreceğini buyurmazmı yani kısa ve öz Kur,an alemlere gönderildi ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere gönderildi ikisi 1 dir bire işaret eder ve delilidir.
Diğer dinlerin değişdirilmesindeki maksat henüz din tamamlanmamış olmasıyla şeytanın henüz bildirilmemiş emirlerden istifade edip insanları çabuk aldatmasıydı anladığım kadarıyla isa peygamberlik vazifesinde öyle seviyeler katleder fakat bir noktadan öteye geçemez o noktada Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. olmasıydı geriye dönemez ümmeti var tehlike aldığı sorumluluk ileriye gidemez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. var ve en mükemmel seçeneği yapar başlar nefsi nefsi demeye yani ne geriye ne ileriye at beni cehenneme der gibi kendini feda eder dinde zorlama yokdur buyrulur ve UR Kur,anda müslümanlara hitaben söylüyor yani kimseyi dine zorlayamassın diyerek emir veriyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. asrında Hıristiyanlar ve Yahudiler vardı ve olmayada devam etti Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dileseydi bir hıristiyanlarda yahudilerde Allah dilemesiyle imanlı olamazmıydı elbetde olurdu ve asırlarcada tüm dünya imanlı kalırdı.
Kur,an yaşanması içindir Kuran hayatını müslüman (bağlanmış) mühmin (inanmış) kabullenmekle ölene kadar hayat sürer demek dinde zorlama yoktur buyruğu din yaşayana değil yaşamak istemeyene ve diğer dinler için buyrulmuş din yaşamasada iman esaslarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmek zorundadır din yaşanmdan önce iman gereklidir iman edilmeyen bir din olmaz ve yaşanmaz yaşasada fayda vermez cahil imanlı insan dünyaca ünlü olmuş fizolofdan üstündür cennete iman eden girerken imansız fizolof ebedi cehenneme gider imansızın dini olmaz yaşada değişmez diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmesiyle iman esaslarında zaten bildirilmiş ve korumaya almışdırki geriye sadece kabul etmek tasdik kalmış demek diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmeleri dinlerini zorla değişdirmeleri manasını vermez Hz.Adem,den Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelen tüm Peygamberlere iman edilir bildirilenlerden birini bilerek inkar eden dinden çıkar imandan çıkar.
İman ettikden sonra geriye din yaşamak kalıyor iblisden uzak durma yollarındaki tüm dinlerin hükmü Kur'an,dadır. Dinde zorlama yoktur.
Sıralamaya bakarsak ilk Hz.Adem ile başlayan emirlerdir kitap yokdur fakat olmaması geren emirler olabilir kul hakkı adam öldürme zina yapma gibi bedende bulunan hükümlerdirki her gelecek neslin bilmesi gerekir ve her gelen Peygamberler bildirir demekki bildirilerde olması geren caiz emirler ve şeytanın pisliklerinin o asırda bulunduğu ve bilinebileceği yasakların emredilmesidir bu sebeble kabil ebedi cehenneme gitmişdir ve gider ve her asırda gelen peygamber bildirilen sayfa sayfa emirlerle o asra göre olması ve olmaması gereken hükümler icra eder Hz.Davud kadar gelinse bir zebur yapabilir biraz daha emir eklenip tevrat gelir zeburun hükmünüde alır biraz daha emir eklenir İncil gelir Zebur ve Tevratın hükmünü alır biraz daha eklenir ve Kur,an gelir hepsinin hükmünü alır yani Kur,an Hz.Adem as kadar bildirilmiş emirleri kapsamış oluyor demekki Allah Kur'anada ne buyurduysa benzerini diğer dinlerdede buyurmuşdur zaten tek 1 Allah herkese ayrı emirler verirmi vereceği emirlerde cehenneme götüren şeytanın pisliklerinden uzaklaşıp ibadetle yaşamanın imana ve cennete götüreceğini buyurmazmı yani kısa ve öz Kur,an alemlere gönderildi ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. alemlere gönderildi ikisi 1 dir bire işaret eder ve delilidir.
Diğer dinlerin değişdirilmesindeki maksat henüz din tamamlanmamış olmasıyla şeytanın henüz bildirilmemiş emirlerden istifade edip insanları çabuk aldatmasıydı anladığım kadarıyla isa peygamberlik vazifesinde öyle seviyeler katleder fakat bir noktadan öteye geçemez o noktada Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. olmasıydı geriye dönemez ümmeti var tehlike aldığı sorumluluk ileriye gidemez Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. var ve en mükemmel seçeneği yapar başlar nefsi nefsi demeye yani ne geriye ne ileriye at beni cehenneme der gibi kendini feda eder dinde zorlama yokdur buyrulur ve UR Kur,anda müslümanlara hitaben söylüyor yani kimseyi dine zorlayamassın diyerek emir veriyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. asrında Hıristiyanlar ve Yahudiler vardı ve olmayada devam etti Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. dileseydi bir hıristiyanlarda yahudilerde Allah dilemesiyle imanlı olamazmıydı elbetde olurdu ve asırlarcada tüm dünya imanlı kalırdı.
Kur,an yaşanması içindir Kuran hayatını müslüman (bağlanmış) mühmin (inanmış) kabullenmekle ölene kadar hayat sürer demek dinde zorlama yoktur buyruğu din yaşayana değil yaşamak istemeyene ve diğer dinler için buyrulmuş din yaşamasada iman esaslarını Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmek zorundadır din yaşanmdan önce iman gereklidir iman edilmeyen bir din olmaz ve yaşanmaz yaşasada fayda vermez cahil imanlı insan dünyaca ünlü olmuş fizolofdan üstündür cennete iman eden girerken imansız fizolof ebedi cehenneme gider imansızın dini olmaz yaşada değişmez diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmesiyle iman esaslarında zaten bildirilmiş ve korumaya almışdırki geriye sadece kabul etmek tasdik kalmış demek diğer dinlerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kabul etmeleri dinlerini zorla değişdirmeleri manasını vermez Hz.Adem,den Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelen tüm Peygamberlere iman edilir bildirilenlerden birini bilerek inkar eden dinden çıkar imandan çıkar.
İman ettikden sonra geriye din yaşamak kalıyor iblisden uzak durma yollarındaki tüm dinlerin hükmü Kur'an,dadır. Dinde zorlama yoktur.
11 Ekim 2015 Pazar
Bir Kaç Delil Ve Kafir Vasfı
Dünya kendi ekseni etrafında saatte 1670 km hızla 27,5 derecelik eğimiyle dönüyor ayda dünya etrafında dönüyor aynı zamanda metoor taşlarının dünyaya çarpma olasılığında dünya yüzeyindeki koruyucu tabaka bu uzay taşlarını eritiyor ve dünyamız güneşin etrafında saatte 108.000 km hızla dönüyor ve diğer gezegenlerde güneş etrafında eksenini tamamlıyor bu güneş sistemi içindekilerle bir samanyolu galaksisi bu galaksi belli bir yörüngede saatte 790.000 km hızla gitmekdedir...
Bir ağacın sebze meyve ve yeşilliklerin yoktan yaratılması tuzlu sudan buharlaşıp görünmeden gökyüzüne çıkartılıp yağmur olarak gerçekleştirilen sudandır her bir tohumdan şuursuz toprakda çürüme evresinde yok olma seviyesine gelir ve birden filiz vermeye burdan yetişmeye başlayıp yediği içdiği kurt böcek gibi hayvancıklarda değil gıdası sadece sudur ve mevcuduyetini gerçekleştirirken su kütlesi olması gerekirken madde olarak varlığı vucuda gelir hayvan ve insan gibi mahluk olan ayetde buyrulduğu gibi hor ve hakir sudan yaratılmasıyla sudan yaratılan sebze meyvelerden ve yenebilen hayvanların etleriyle gıdalanarak yoktan yaratılışını yoktan yaratılanla madde vucudu gerçekleşir burdanda ilk hilkatden tefekkür edilse demekki evren gezenler ve dünyamızında yaratılış gayesine göre sadece varlığıyla bir filiz gibi madde bulmasıyla arzın yaratılışı imkan dahilindedir mesela her bir ağacın bir gezegen gibi ihtiyacı nispetinde meyvesi vardır meyvesiz olan ağaçlarda diğer mars jüpiter uranüs gibi gezegenlerin galaksideki denge düzen ve intizamı için yaratılışını gösterebilir herşey bilinçli bir tasarım bilinçli bir yönlendirme ve çalışdırmayı tüm akıllara ispat eder..
Bu ve bu gibi tefekkür ufkunu açan konu ve açıklamalarda dahi inkarı gerçekleştiren kafir gerçeği setr etmek gizlemekle dünyada gördüğü muntazam enterasan nimetlerle dahi iyilik yapsa bu iyilikleri kalbende setr eder kalben red ettiğini nefsine biçdiğinden sadece iyilik yapmış olur kafirin mahyetindeki iyilik münafıklarınkiyle mukayese edilmez aradaki fark dine ilişmekten ibarettir kafir dine ilişmez karışmaz fakat iyilik yapabilir buda açıklandığı gibi iyiliği nefsine verir övünce girer.
Her bir nimete şükür edilir nasılki size iyilik yapanlara teşekkür edersiniz aile hayatında dahi anne babanı sözünü dinler minnetdar kalırsınız namaz tüm yapılan şükürlerin menbaıdır namazı terk ise hem emrine itiraz ve şükrü keser gerçek nimeti verene teşekkürsüz bırakır yaratanı inkar etmesede nimetleri verene saygısızlık izhar olur nankörlüğe gitmiş olur onun emrini dinlemeyip nankörlük saygısızlık yapanlarsa küfre düşmüş olur gerçek kulluk yaşayan nimetlere nankörlük saygısızlık yapmaz bunuda kullukla UR emir verir şükrünü idame eder teşekkürle mukabelede bulunur kulluk yapmayanlar din inkar etmesse küfre düşer inkar ederse kafir olur içinde inkar edipde din görüntüsü verirse münafık olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. düşmanı deccaldır deccala biat etmişler imandan çıkışıyla ya kafir ya münafık olur ebedi cehenneme gider.
Kafir olması menfaati için deccala hizmet eder fakat dine ilişemez mesela fabrikası vardır işçi çalıştırır bu gibi dünyalık işlerle ilgilenir dünyalık işine bakar emeğinin helal haram olmasına zaten aldırmaz ebedi cehennemin söz konusu olması deccala biat etsin etmesin fark etmez Allah kalben ret etmesi ilahı kabul etmemesidir ilahı kabul etmeyen peygenberleride kabul etmesi düşünülemez yoktan var edeni ilah bilmeyen din imandan habersiz kafirin deccal gibi birini kabul etmesiyse çok saçma olur kabul etsede menfaatine çıkarları için avanesi olur fakat cehennem korkusu kafirde olur bu sebeble dine ilişmez dinen işi olmaz ne kadar yaşayacam gibi dünyanın ve kendi nefsinin arzu istek yaşantısıyla ilgilenir din düşmanı olmaz eğer olursa münafık gruhuna girer.
Bir ağacın sebze meyve ve yeşilliklerin yoktan yaratılması tuzlu sudan buharlaşıp görünmeden gökyüzüne çıkartılıp yağmur olarak gerçekleştirilen sudandır her bir tohumdan şuursuz toprakda çürüme evresinde yok olma seviyesine gelir ve birden filiz vermeye burdan yetişmeye başlayıp yediği içdiği kurt böcek gibi hayvancıklarda değil gıdası sadece sudur ve mevcuduyetini gerçekleştirirken su kütlesi olması gerekirken madde olarak varlığı vucuda gelir hayvan ve insan gibi mahluk olan ayetde buyrulduğu gibi hor ve hakir sudan yaratılmasıyla sudan yaratılan sebze meyvelerden ve yenebilen hayvanların etleriyle gıdalanarak yoktan yaratılışını yoktan yaratılanla madde vucudu gerçekleşir burdanda ilk hilkatden tefekkür edilse demekki evren gezenler ve dünyamızında yaratılış gayesine göre sadece varlığıyla bir filiz gibi madde bulmasıyla arzın yaratılışı imkan dahilindedir mesela her bir ağacın bir gezegen gibi ihtiyacı nispetinde meyvesi vardır meyvesiz olan ağaçlarda diğer mars jüpiter uranüs gibi gezegenlerin galaksideki denge düzen ve intizamı için yaratılışını gösterebilir herşey bilinçli bir tasarım bilinçli bir yönlendirme ve çalışdırmayı tüm akıllara ispat eder..
Bu ve bu gibi tefekkür ufkunu açan konu ve açıklamalarda dahi inkarı gerçekleştiren kafir gerçeği setr etmek gizlemekle dünyada gördüğü muntazam enterasan nimetlerle dahi iyilik yapsa bu iyilikleri kalbende setr eder kalben red ettiğini nefsine biçdiğinden sadece iyilik yapmış olur kafirin mahyetindeki iyilik münafıklarınkiyle mukayese edilmez aradaki fark dine ilişmekten ibarettir kafir dine ilişmez karışmaz fakat iyilik yapabilir buda açıklandığı gibi iyiliği nefsine verir övünce girer.
Her bir nimete şükür edilir nasılki size iyilik yapanlara teşekkür edersiniz aile hayatında dahi anne babanı sözünü dinler minnetdar kalırsınız namaz tüm yapılan şükürlerin menbaıdır namazı terk ise hem emrine itiraz ve şükrü keser gerçek nimeti verene teşekkürsüz bırakır yaratanı inkar etmesede nimetleri verene saygısızlık izhar olur nankörlüğe gitmiş olur onun emrini dinlemeyip nankörlük saygısızlık yapanlarsa küfre düşmüş olur gerçek kulluk yaşayan nimetlere nankörlük saygısızlık yapmaz bunuda kullukla UR emir verir şükrünü idame eder teşekkürle mukabelede bulunur kulluk yapmayanlar din inkar etmesse küfre düşer inkar ederse kafir olur içinde inkar edipde din görüntüsü verirse münafık olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. düşmanı deccaldır deccala biat etmişler imandan çıkışıyla ya kafir ya münafık olur ebedi cehenneme gider.
Kafir olması menfaati için deccala hizmet eder fakat dine ilişemez mesela fabrikası vardır işçi çalıştırır bu gibi dünyalık işlerle ilgilenir dünyalık işine bakar emeğinin helal haram olmasına zaten aldırmaz ebedi cehennemin söz konusu olması deccala biat etsin etmesin fark etmez Allah kalben ret etmesi ilahı kabul etmemesidir ilahı kabul etmeyen peygenberleride kabul etmesi düşünülemez yoktan var edeni ilah bilmeyen din imandan habersiz kafirin deccal gibi birini kabul etmesiyse çok saçma olur kabul etsede menfaatine çıkarları için avanesi olur fakat cehennem korkusu kafirde olur bu sebeble dine ilişmez dinen işi olmaz ne kadar yaşayacam gibi dünyanın ve kendi nefsinin arzu istek yaşantısıyla ilgilenir din düşmanı olmaz eğer olursa münafık gruhuna girer.
8 Ekim 2015 Perşembe
Ayrılmaz İkili Ve Risale_i Nur 25.Söz İspatı
İlk başta Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. yaratılmasıyla künfeyekün ol emri evren yaratılmış Allaha en yakın büyük Peygamber ve kitapları göndermiş ilk başta olan Kur'an sonra İncil sonra Zebur sonra Tevrat ve Hz. Adem,e a.s. kadar her Peygamberlere gelmiş sayfalarla emirler bunca emirlerin bütününde Tevrat Tevrat,ı tasdikleyen Zebur Zebur,u ve Tevrat,ıda tasdikleyen İncil ve ilk sırasıyla başlayıp en son gönderilmiş kitap Kur'an,dı ve diğer kitaplar Kur'an,ın özetidir ve sırasıyla gelen peygamberler vardır, herşeyi yaratan 1 var biri kim yarattı onuda 1 ondan sonra bir biri yaratması yani o birler Allah c.c. adıdır her adı birdir ve bire işaret eder yani her adıyla varlığa ayrı mana verdiren yaratmasıdır peki tüm bu birlerle yaratan kim oda tek bir kuvveti gösterir Allah c.c. ve son olarak ayrılmaz ikili adıyla Peygamber Efendimiz Hz.muhammed s.a.v. noktalar.
Kur'an,ı Kerim'in düsturları,kanunları ezelden geldiğinden ebede gidecektir,medeniyetin kanunları gibi ihtiyar olup ölüme mahkum değildir,daima gençtir kuvvetlidir...(Risale-i nur 25 söz)...
Kur'an,ı Kerim'in düsturları,kanunları ezelden geldiğinden ebede gidecektir,medeniyetin kanunları gibi ihtiyar olup ölüme mahkum değildir,daima gençtir kuvvetlidir...(Risale-i nur 25 söz)...
Son Nebi
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelen her kavimlerde hep inanç yani din mesele olmuş en mühim mesele din olduğu için ahiretle ilgili çok ciddi meseleler ortaya atılmış Allah ve Peygamberlerin varla yok arası gibi inanmak yada inanmamak yani iman konularına inanma mevzuları en çok önem kazandığı için Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar bilim teknoloji ortaya çıkmamış halbuki o asrı saadete kadar teknoloji adına çok işler ortaya çıkabilirdi fakat Allah hikmetine binaen çıkartmadı eğer çıkmış olsaydı o zamanın ve bu asra kadar gelmiş münafıklar bir çok düşüncelerle fitneler ortaya çıkartıp insanların kafasını karışdırabilirdi çünkü bugünün teknoloji araçlarını kullanıp öyle böyle diye mana verip aldatmak kolay olurdu kainlik medyumluk gibi dinleme cihazları bilgiler elde etmek gibi o asrı saadetde böyle teknoloji olmadığından münafıklar kafirler Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yalanlayamadılar ve fark edilirse Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. sonra teknolojiyi Allah insanların rahatı için akıllarına nufs edip ortaya çıkarmış fakat bunların kullanımı nasıl olacak bunlarıda her asırda gelen alimlerce kolaylaşdırılmış yol gösterilmiş helal yolda kullanan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yolunda. Haram yolda kullanan şeytan yolunda kullanmış oluyor dünya hayatında şeytanın hakkı yok bu sebeble aç yaşar doymak bilmez kendini şeytanın yolunda kullananlar ise şeytanın onu yemesine izin vermiş oluyor ahiretinide dünyada şeytana yediriyor ahiretde alacağı olmadığından imanı gidiyor ebedi cehenneme müstahak olup kendi zevk sefası için başkasının haklarına giriyor ve cehennem azabını artırıyor ve iman buna şahit oluyor yani mahşer sorgusunda vucud organlarıyla kalpde konuşdurabilir.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşantısı asrı saadetdeki sahabe efendilerimizi öyle etkilemişdiki bunlardan Hz.Hatice r.a. validemiz sahabe Hz.Ebu bekr r.a. gibi ilk sırada Efendimize inananlar ona olan itimatlarını koşulsuz şartsız sürei celileyi bildirmesiyle tasdik bulmuş ve sırasıyla Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. için canlarını dahi feda edecek derece tecellilere mashar olurlar çünkü insanı bu derecede ölümü bile hiçe sayacak gerçeklerin kalpde görülmesi en ufuk noktalarda hayat yaşamaları iman hakikatlerinin kıyamate kadar olacak yaşantılarda gösterilmesidir sahabe Hz.Ömer r.a. bir sözünde helalden kazanana hesap haramdan kazanana azap vardır buyurmuş.
Neticesinde bu sözü imanın verdiği kuvvetden aldığı ve bildiği gerçek hakkaniyetin zuhuru ne ise o sözün edilmesine sebebiyet veriyor ve bilmisal alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Kur,an ı kerimin mucizevi olduğunun ispatı kıyamete kadar zuhur eder halde hem hadisi şeriflerde sözlerinde hem yaşantısında Allah özünde bulunan imanın kuvvetiyle hakkaniyetin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor ve ispatlıyor insanlarda günahlara karşı zevki rahat bulunduğu için insanlar kendilerini dine benzetmeye çalışacaklarına dini yaşayacaklarına dini kendilerine benzetmeye çalışmışlar bu sebeblerde daha asrı saadet yaşanmadan önceki dinlerde yaşanılanlar bir nevi örnek teşkil ediyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ise insanların bilerek yada bilmeden hataya düşmeleriyle gene temize çıkabilecek yolu göstermiş asrı saadet buna şahit diri diri kız çocuklarını gömerek öldürecek kadar zalimlikler işleyen topluluktan Allah en yakın derecelere gidecek sahabe ruhunu menba vermiş bu asırda insanların bilerek insanları katletmesi sonra müslüman olmaya çalışması faydasız yani günah işleyimde sonra müslüman olurum tertemiz hayata başlarım gibileri temize çıkacaklarını sanmasın çünkü asrı saadetden önce Kur,an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yokdu o gelince herşey son buldu netice hasıl oldu ve ölümüyle noktalandı yani bu zamana kadar müslümanlığı bilerek müslüman olmamış büyük günahlara girdikden sonra günahları temizlensin diye menfaatçilik düşünüp müslüman olmaya çalışan aldanır ebedi cehenneme müstahak olursun çünkü son din tamamlandı ve bitti bir daha Peygamber gelmeyecek diyede tasdik olundu.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yaşantısı asrı saadetdeki sahabe efendilerimizi öyle etkilemişdiki bunlardan Hz.Hatice r.a. validemiz sahabe Hz.Ebu bekr r.a. gibi ilk sırada Efendimize inananlar ona olan itimatlarını koşulsuz şartsız sürei celileyi bildirmesiyle tasdik bulmuş ve sırasıyla Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. için canlarını dahi feda edecek derece tecellilere mashar olurlar çünkü insanı bu derecede ölümü bile hiçe sayacak gerçeklerin kalpde görülmesi en ufuk noktalarda hayat yaşamaları iman hakikatlerinin kıyamate kadar olacak yaşantılarda gösterilmesidir sahabe Hz.Ömer r.a. bir sözünde helalden kazanana hesap haramdan kazanana azap vardır buyurmuş.
Neticesinde bu sözü imanın verdiği kuvvetden aldığı ve bildiği gerçek hakkaniyetin zuhuru ne ise o sözün edilmesine sebebiyet veriyor ve bilmisal alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Kur,an ı kerimin mucizevi olduğunun ispatı kıyamete kadar zuhur eder halde hem hadisi şeriflerde sözlerinde hem yaşantısında Allah özünde bulunan imanın kuvvetiyle hakkaniyetin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor ve ispatlıyor insanlarda günahlara karşı zevki rahat bulunduğu için insanlar kendilerini dine benzetmeye çalışacaklarına dini yaşayacaklarına dini kendilerine benzetmeye çalışmışlar bu sebeblerde daha asrı saadet yaşanmadan önceki dinlerde yaşanılanlar bir nevi örnek teşkil ediyor Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ise insanların bilerek yada bilmeden hataya düşmeleriyle gene temize çıkabilecek yolu göstermiş asrı saadet buna şahit diri diri kız çocuklarını gömerek öldürecek kadar zalimlikler işleyen topluluktan Allah en yakın derecelere gidecek sahabe ruhunu menba vermiş bu asırda insanların bilerek insanları katletmesi sonra müslüman olmaya çalışması faydasız yani günah işleyimde sonra müslüman olurum tertemiz hayata başlarım gibileri temize çıkacaklarını sanmasın çünkü asrı saadetden önce Kur,an ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. yokdu o gelince herşey son buldu netice hasıl oldu ve ölümüyle noktalandı yani bu zamana kadar müslümanlığı bilerek müslüman olmamış büyük günahlara girdikden sonra günahları temizlensin diye menfaatçilik düşünüp müslüman olmaya çalışan aldanır ebedi cehenneme müstahak olursun çünkü son din tamamlandı ve bitti bir daha Peygamber gelmeyecek diyede tasdik olundu.
Şefkat Bilinmesi
Hz.Adem,den itibaren bakıldığında Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. kadar gelmiş tüm kavimlere gönderilen Peygamberlere iman etmeyen topluluklar helak olmuştur bunların içinde Hz.ibrahim as dan sonraki Hz.Davud,Hz.Musa,ve Hz.İsa,ya kadar helakların toplulukların yok edilmesiyle değil iman etmeyenlerin gönderilen dinlerin değiştirilmesiyle sapkınlığa helak ediliş olmasıdır taki Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. ile helak olmalar son bulması delille Kur'an,ın kıyamete kadar hüküm sürmesidir ve hiç bir topluluğun helak olmayışıdır ancak Kur'an,ın emirleriyle aşırı gitmiş toplulukların arşı titretmesi bazı zalimlerin helak olmasına sebebiyet verir bunların içinde ya inanmayanlar helak olurken inananlarda zarar görür kimiside ölümle ahiretdeki ebedi cennetine nail olur ancak eski kavimlerin başlarına gelenler incelendiğinde toplu helaklar gerçekleşmiştir ve hüküm yerine geldiğinde imtihan sırrı çözüldüğünden dönüşü olmayan helakla cehennemle son bulmuştur.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle rahmeti kıyamete kadar indirmiştir Kur'an ve sünnetleriylede bunu delillendirip bu asrımızda dahi yaşayanların araştırmalarıyla tüm gerçekler aklen kalben ruhları kömürleşmemişlere açık gözle gördürüyor.
Allahın engin rahmetinin başka delilide Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle zerre kadar imanı olanın ebedi cehennemden kurtulmasıdırki bir kutsi hadiste Allah ey kullarım denizlerin köpükleri kadar günahlarınız olsada Allaha ağır gelmez buyurmuştur.
Yanlış hatırlamıyorsam aklımda kalan belki menkıbe belkide gerçekdir bilemiyorum bir konu vardır.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hitab eder ve bir ucu bucağı görünmeyen deniz gösterir görüyormusun habibim.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v.: Görüyorum ya rabbi.
Allah:Denizin ortasında bir ada,adanın içinde bir ağaç,ağacın üstünde bir kuş,kuşun ağzında mercimek tanesi büyüklüğünde bir taş,görüyormusun.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v.:Görüyorum ya rabbi.
Allah:O ucu bucağı görünmeyen deniz benim engin rahmetimtir,denizin otasındaki adada olan ağacın üstündeki kuşun ağzındaki mercimek tanesi büyüklüğü kadar taş kullarımın günahıdır buyurmuştur.
Bu mevzular ve bir çok ayet hadis kaynaklı deliller gösterirki Allah şefkat engiliğiyle zerre kadar imanı olan cehennemden kurtulmasıyla şefkatin ve son noktasını bitirenler ebedi cehenneme mustahaklardır.
Allah şefkatinin gadabımı geçdiğini kutsi hadisilerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. tasdikler şekilde şefkat enginliğini ispat ettirmiştir lakin bu şefkat kafirlere ve münafıklara olmadığı münafikun süresi ve bir çok ayetlerde buyrulmuştur.
Münafıklar rahmetin gadabını,gadabında rahmetini geçme yarışı gibi münafık beyinlerinde oyun kurarlar sözde şer hayırı,hayırda şerri geçecektir eğer şer hayırı geçme yarışı gibi mevzu olsa eski kavimler helak edilmezlerdi yada hayrı şer geçse dünyada ne zalimler ne kafirler nede münafıklar kalırdı tertemiz şekilde mümin iman etmiş tüm kulların tekrar dünya düzeni kurmaları gerçekleşirdi ayrıca cennet ve cehennem neyi yarıştırılır cehennemme daha çok insanmı gidecek cennetemi gidecek yarışımı ? yada diyelimki yarış yapıldı cehennem kazandı kim neyi kazandı ve neyi kaybetti ? ebedi cenneti kaybetti cehennemi kazanmayı kim istiyor ? yada ebedi cehennemle kim yarış yapmayı istiyor ?
Asıl olan mahlukun yaratılmasındaki hikmet halıkı yaratıcısını tanıması ve ona iman ile emirlerine göre haraket ederek kul olmasıdır insanlar dünyada cennete layık hale gelmesidirki ebedi cennet hayatına hazırlığıdır.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle rahmeti kıyamete kadar indirmiştir Kur'an ve sünnetleriylede bunu delillendirip bu asrımızda dahi yaşayanların araştırmalarıyla tüm gerçekler aklen kalben ruhları kömürleşmemişlere açık gözle gördürüyor.
Allahın engin rahmetinin başka delilide Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. gelmesiyle zerre kadar imanı olanın ebedi cehennemden kurtulmasıdırki bir kutsi hadiste Allah ey kullarım denizlerin köpükleri kadar günahlarınız olsada Allaha ağır gelmez buyurmuştur.
Yanlış hatırlamıyorsam aklımda kalan belki menkıbe belkide gerçekdir bilemiyorum bir konu vardır.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. hitab eder ve bir ucu bucağı görünmeyen deniz gösterir görüyormusun habibim.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v.: Görüyorum ya rabbi.
Allah:Denizin ortasında bir ada,adanın içinde bir ağaç,ağacın üstünde bir kuş,kuşun ağzında mercimek tanesi büyüklüğünde bir taş,görüyormusun.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v.:Görüyorum ya rabbi.
Allah:O ucu bucağı görünmeyen deniz benim engin rahmetimtir,denizin otasındaki adada olan ağacın üstündeki kuşun ağzındaki mercimek tanesi büyüklüğü kadar taş kullarımın günahıdır buyurmuştur.
Bu mevzular ve bir çok ayet hadis kaynaklı deliller gösterirki Allah şefkat engiliğiyle zerre kadar imanı olan cehennemden kurtulmasıyla şefkatin ve son noktasını bitirenler ebedi cehenneme mustahaklardır.
Allah şefkatinin gadabımı geçdiğini kutsi hadisilerde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. tasdikler şekilde şefkat enginliğini ispat ettirmiştir lakin bu şefkat kafirlere ve münafıklara olmadığı münafikun süresi ve bir çok ayetlerde buyrulmuştur.
Münafıklar rahmetin gadabını,gadabında rahmetini geçme yarışı gibi münafık beyinlerinde oyun kurarlar sözde şer hayırı,hayırda şerri geçecektir eğer şer hayırı geçme yarışı gibi mevzu olsa eski kavimler helak edilmezlerdi yada hayrı şer geçse dünyada ne zalimler ne kafirler nede münafıklar kalırdı tertemiz şekilde mümin iman etmiş tüm kulların tekrar dünya düzeni kurmaları gerçekleşirdi ayrıca cennet ve cehennem neyi yarıştırılır cehennemme daha çok insanmı gidecek cennetemi gidecek yarışımı ? yada diyelimki yarış yapıldı cehennem kazandı kim neyi kazandı ve neyi kaybetti ? ebedi cenneti kaybetti cehennemi kazanmayı kim istiyor ? yada ebedi cehennemle kim yarış yapmayı istiyor ?
Asıl olan mahlukun yaratılmasındaki hikmet halıkı yaratıcısını tanıması ve ona iman ile emirlerine göre haraket ederek kul olmasıdır insanlar dünyada cennete layık hale gelmesidirki ebedi cennet hayatına hazırlığıdır.
İyiliği Allahtan Kötülüğü Nefsinden Bil...
İnsan dünyaya gönderiliş amacında kulluğun şuurunda yaşamasıyla ulaşabildiği durum ve şartlara göre insanlara din duyurmakla kulluğuyla yerine getirmesi gereken vazifelerdendir Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. (Benim adım güneşin doğup battığı her yere ulaşacaktır) buyruğuyla Peygamber mesleği ve vazifesi olan tebliğ evinde eş çocuklarıyla gerçekleşdirdiği gibi başka insanlarada dinin anlatılması insanların içindeki karanlıklıkların aydınlanmasıda her müslümanında vazifesidir ölüm gerçeği varlığıyla insasanların içinde korku endişeyle adına özgürlük diyerek her istediğini elde etme amacını taşımak içindeki kalbin dahada kararmasıyla kendini zindana mahkum ettiğinin farkında olmadıklarından önce kendileri huzur bulmaya çalışırlar din insanın istediği tüm programı yaşanmasıyla gerçek özgürlüğünü veriyor.
Risale-i nurda insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir.
Fakat sen ibadete muhtaçsın; manen hastasın. İbadet ise mânevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde ispat etmişiz.
Said Nursi.
Dini yaşamayanlar elbetde her yapdığına kendi seçenekleriyle tercihlerini yapdıklarından irade verilerek bunu delillendirmişdir insanın iyiliğe olan yaklaşımı benlik içindeki nefsaniyetle çok kolay yapamaz nefsine güvenip bazen yapsa ya gösteriş riya yada karşılığını beklediği menfaat devreye girer nefs bir çıkar getirisini düşünmeye sevk eder Allah yapılan ise karşılık beklentisini kalbinde sadece Allahtan talep eder mesela dua eder fakat fiili duada gerekir iyilik yapsa fiili duasıylada çalışarak Allah imkan bahşeder.
Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi nefsindendir.(Nisâ, 4/79).
Bilmek bildirmek tebliğle insanların yaralarına tedavi yönünde amacın ne olduğunu görenler akıl idrak düşünmeyle gördükleri ve kalplerinde hissettikleri sevgi meşalesini fark ederler demekki zahirdeki olanlar kalbe dokunup iradesini doğru yöne kullanmasına sebeb oluyor yada inkarla sadece kendini karanlığa atmış oluyor.
(Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez.) parantez içindeki bu ve bu gibi edilen sözler fitne sahtedir.
Allah iyi iş yapan kendi yararına,kötü iş yapanda kendi zararına yapmıştır.Rabbin kullarına asla zulm etmez.(Fussulet-46). buyuruyor hem bu buyruktaki ayeti yalanlamaya girerki münafıklar bu gibi sözleri yaparki dünyada günahları işleyip sözde ızdırabın en korkuncunu cehennemle yaşamakla ve ödemekle cennet nimetlerinin en güzelini elde etmek en üst derelere gitme manasını verme çabasını gösteren fitneye sebeb olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Kur'an Din hakkında söylenen sahte sözler fitnedir ve Fitne uykudadır uyandırana Allah lanet etsin buyrulmuştur.
Çile ızdırap insanlardan gelir Allaha verilemez imtihan inançla olur nimet için olsa cennete kimse giremez.
İnsana dünya kendisine verilmiş olmuş olsa varsayılsa ve verilen sadece bir göz nimetinin bedelini ödemek için doğumdan ölüme kadar ızdırabını çilesini işkencesini yaşasa çekse üstüne dünyayıda Allah deyip hibe edildiği varsayılsa bir göz nimetinin değerini karşılayamaz.
Mühmin islamiyeti yaşamaya ve yaşatmaya çalışır kafir zevklerinin peşinde olur dine ve dini imana anlatanlara engel olmaz ebedi cennet ve cehennem olduğundan ya doğruysa diye kendide dinler inanmasada engel olmaz kafir inkar etmekle setr edendir örtendir kendi dediğini doğrulayıp kitapları peygamberleri yok sayandır bu sebeble ebedi cehenneme gider inkar ettiklerinin içinde kendi yaratılışıda olduğundan kendi varlığını yok sayamaz yaratanı inkarla nefsine ilahlık vermiş olur kafirin izahındaki gerekçedir inkar etmeyip dini yaşamayan çok insan vardır bunlar iman esaslarında bildirilenleri dille ve kalben tasdiklemişlerse iman etmişlerdir fakat kafirlerin yapdığı sıfatı taşımış olurlar kafir değillerdir inkar iman meselesidir inkar etmek kalpdeki imansızlığa sebeb olur cennete imanlı girer imansızlar değil geriye münafıklar kalırki onlar dini duyurmaya çalışalara engel olmaya çalışırki kendi istediği kurallarını insanlara göstersin oda şüphesiz şeytanın istediği Allahın sevmediği işlerdir din şeytanın işlerini yok etmişdir bu sebele münafıklar kendileri cehennemin dibine gittiklerinden başkalarınında kendileri gibi olmalarını isterler kendinden olamayanlara hep düşmanlık hased kin kısaca şeytanın tüm oyunlarıyla aldatırlar yardım ediyor görünseler kendilerinden bilinmesiyle boyun eğmelerini nefslerine tahriklerle tapınmalarını isterler iman ehlini kandırmanın en çok zaaf yolu inançlarıdırki dini kullanırlar kısa ve öz kendi menfaaleri için herşeyi yaparlar böyle insanların Allah kalplerine mühür vurur kendileri bilemeyebilir fark edememeyebilirde.
Risale-i nurda insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir.
Fakat sen ibadete muhtaçsın; manen hastasın. İbadet ise mânevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde ispat etmişiz.
Said Nursi.
Dini yaşamayanlar elbetde her yapdığına kendi seçenekleriyle tercihlerini yapdıklarından irade verilerek bunu delillendirmişdir insanın iyiliğe olan yaklaşımı benlik içindeki nefsaniyetle çok kolay yapamaz nefsine güvenip bazen yapsa ya gösteriş riya yada karşılığını beklediği menfaat devreye girer nefs bir çıkar getirisini düşünmeye sevk eder Allah yapılan ise karşılık beklentisini kalbinde sadece Allahtan talep eder mesela dua eder fakat fiili duada gerekir iyilik yapsa fiili duasıylada çalışarak Allah imkan bahşeder.
Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi nefsindendir.(Nisâ, 4/79).
Bilmek bildirmek tebliğle insanların yaralarına tedavi yönünde amacın ne olduğunu görenler akıl idrak düşünmeyle gördükleri ve kalplerinde hissettikleri sevgi meşalesini fark ederler demekki zahirdeki olanlar kalbe dokunup iradesini doğru yöne kullanmasına sebeb oluyor yada inkarla sadece kendini karanlığa atmış oluyor.
(Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez.) parantez içindeki bu ve bu gibi edilen sözler fitne sahtedir.
Allah iyi iş yapan kendi yararına,kötü iş yapanda kendi zararına yapmıştır.Rabbin kullarına asla zulm etmez.(Fussulet-46). buyuruyor hem bu buyruktaki ayeti yalanlamaya girerki münafıklar bu gibi sözleri yaparki dünyada günahları işleyip sözde ızdırabın en korkuncunu cehennemle yaşamakla ve ödemekle cennet nimetlerinin en güzelini elde etmek en üst derelere gitme manasını verme çabasını gösteren fitneye sebeb olur.
Allah ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v. Kur'an Din hakkında söylenen sahte sözler fitnedir ve Fitne uykudadır uyandırana Allah lanet etsin buyrulmuştur.
Çile ızdırap insanlardan gelir Allaha verilemez imtihan inançla olur nimet için olsa cennete kimse giremez.
İnsana dünya kendisine verilmiş olmuş olsa varsayılsa ve verilen sadece bir göz nimetinin bedelini ödemek için doğumdan ölüme kadar ızdırabını çilesini işkencesini yaşasa çekse üstüne dünyayıda Allah deyip hibe edildiği varsayılsa bir göz nimetinin değerini karşılayamaz.
Mühmin islamiyeti yaşamaya ve yaşatmaya çalışır kafir zevklerinin peşinde olur dine ve dini imana anlatanlara engel olmaz ebedi cennet ve cehennem olduğundan ya doğruysa diye kendide dinler inanmasada engel olmaz kafir inkar etmekle setr edendir örtendir kendi dediğini doğrulayıp kitapları peygamberleri yok sayandır bu sebeble ebedi cehenneme gider inkar ettiklerinin içinde kendi yaratılışıda olduğundan kendi varlığını yok sayamaz yaratanı inkarla nefsine ilahlık vermiş olur kafirin izahındaki gerekçedir inkar etmeyip dini yaşamayan çok insan vardır bunlar iman esaslarında bildirilenleri dille ve kalben tasdiklemişlerse iman etmişlerdir fakat kafirlerin yapdığı sıfatı taşımış olurlar kafir değillerdir inkar iman meselesidir inkar etmek kalpdeki imansızlığa sebeb olur cennete imanlı girer imansızlar değil geriye münafıklar kalırki onlar dini duyurmaya çalışalara engel olmaya çalışırki kendi istediği kurallarını insanlara göstersin oda şüphesiz şeytanın istediği Allahın sevmediği işlerdir din şeytanın işlerini yok etmişdir bu sebele münafıklar kendileri cehennemin dibine gittiklerinden başkalarınında kendileri gibi olmalarını isterler kendinden olamayanlara hep düşmanlık hased kin kısaca şeytanın tüm oyunlarıyla aldatırlar yardım ediyor görünseler kendilerinden bilinmesiyle boyun eğmelerini nefslerine tahriklerle tapınmalarını isterler iman ehlini kandırmanın en çok zaaf yolu inançlarıdırki dini kullanırlar kısa ve öz kendi menfaaleri için herşeyi yaparlar böyle insanların Allah kalplerine mühür vurur kendileri bilemeyebilir fark edememeyebilirde.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Allah Sorgu Yapsa Ne Denir
Asrı saadet zamanında ya inanmayanlar yada münafıklar onu Allah bunu Allah yarattı peki Allah kim yarattı diye Peygamber Efendimiz Hz.Muhamm...
-
De Allah c.c. D.A. Yıllar ne çabuk yalanlarla geçti demi? Kur'an ayetleri ebedi cehennemlikleri anlatmış ilahi yargı dünyada yapılmıştı...
-
Risale-i Nur Kur'an tefsiridir, süfyan meselesi münafık olmasıdırki peygamberlere kitaplara iman din düşmanıdır. Asrımızda alim tab...
-
M.K. Atatürk zamanından 1999 yılına kadar ülkede bazı sorunlar olsada, Milletin isteğine göre iş güç geçim gibi özgürce hayat yaşantısını ko...